Balkanların Kudüs’ü diye de adlandırılabilecek Saraybosna uzun bir dönem Müslümanların, tüm mezhepleriyle Hristiyanların ve Musevilerin bir arada yaşadığı bir şehirdi. Din farkının yanı sıra ırk ve dil zenginliği de buradaydı, tâ ki son bağımsızlığın ilan edildiği ve savaş kisvesi altında katliamın başladığı 1992 yılına kadar.
Bosna ve Saraybosna tarih boyu ne yazık ki birçok savaşın ortasında yaşamış, yeşermiş ve grileşmiş bir şehir. Bunca savaş mutlak ki şehre büyük bir hüzün ve yıpranmışlık katıyor. 1463’te ilk Osmanlı fethi ve aynı yıl geri kaybetme, 1492’deki ikinci fetih, 1585’teki Hersek fethi, 1878’de anlaşma ile Avusturya Macaristan yönetimi, sonrasında Yugoslavya süreci, bağımsızlık… Çok yorulmuş bu topraklar tarih boyu. O kadar ki 1914’te 1. Dünya Savaşının başlamasına neden olan Govrila Princip tarafından Arşidik Franz Ferdinand’a yapılan suikast de Saraybosna’daki Latin Köprüsü’nde olmuş.
Tüm bu acıların, ekonomik yetersizlikle birleştiği şehirde ve ülkenin neredeyse her yerinde savaşın izlerine rastlıyoruz.
Baş Çarşı ve Civarı: Eski şehirde görülecek her şey burada toplanıyor.
Aliya İzzetbegovic Mezarlığı: Turla gitmenin vakitsizliğinden biz göremedik, ancak ziyaret edip bir dua okunması önerilen noktalardan.
Umut Tüneli: Katliam döneminde şehrin nefes almasına yarayan tek umudu, yerli bir yurttaşın kendi arazisi üzerinde açılan yaşam kanalı. Bu küçücük kanaldan insanlar havaalanına kaçırılıyormuş. Hüzünlü ve etkileyici bir deneyim. (Havaalanına yakın, Mostar yolu üzerinde)
Oldukça küçük havalimanı şehre yalnızca 6 kilometre mesafede. Havalimanı servisleri (Shuttle), otobüs ve taksi ile otellerin ücretsiz servisleri birer alternatfi. Otel servisiniz yoksa taksi için 30 – 35 TL gibi bir ücret ödersiniz. Otobüs ve shuttle yalnız ya da iki kişiyseniz elbette çok daha uygun.