Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iktidardaki Cumhur İttifakı’nın kurucu ortağı olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde dikkat çeken bir görüşme gerçekleştirdi. Bu toplantı, Bahçeli’nin Ekim ayındaki çıkışı ve Kürdistan İşçi Partisi (PKK) lideri Abdullah Öcalan’a yaptığı sürpriz çağrı sonrası düzenlenmiş olmasıyla siyasi arenada önemli bir yankı uyandırdı.

Görüşme, 14 Kasım 2024 Perşembe günü akşam saat 18.00’de başladı ve yaklaşık bir saat sürdü. İkilinin zirvesi öncesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile bir dizi anlaşmaya imza attığı görüşmeler de gündemde yer alıyordu. Erdoğan, bu görüşmenin ardından sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda, Katar ile imzalanan sekiz anlaşmayı duyurdu.

Bahçeli’nin Öcalan Çağrısı: Yeni Bir Sürecin Habercisi mi?

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, partisinin grup toplantısında Abdullah Öcalan’a yönelik beklenmedik çağrısı ve çözüm sürecine dair “Terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşsun” ifadeleri, Türkiye’deki siyasi dengeleri yeniden tartışmaya açtı. Bahçeli, “Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın,” diyerek çözüm sürecinin tekrar gündeme taşınabileceği imasında bulunmuştu.

Bahçeli’nin bu çıkışı, MHP’nin geleneksel duruşu göz önüne alındığında oldukça dikkat çekiciydi. “Terörsüz bir siyaset için elimizi değil, gövdemizi taşın altına koymaya hazırız,” diyen Bahçeli, çözüm için İmralı Cezaevi’nden TBMM’ye uzanan bir köprü kurulması gerektiğini vurguladı. Bu ifadeler, MHP’nin PKK ile mücadeledeki katı duruşuna rağmen, siyasi çözüm ihtimalini tartışmaya açması açısından önemli bir değişiklik olarak yorumlandı.

TBMM Açılışında El Sıkışma Görüntüleri

Bahçeli’nin Kürt sorunu üzerine attığı adımların işaretleri aslında TBMM’nin 1 Ekim’deki açılışında kendini göstermişti. MHP lideri, DEM Parti grubuyla tokalaşarak siyasi çevrelerde şaşkınlık yarattı. Aralarında DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Grup Başkanvekili Sezai Temelli ve Van Milletvekili Pervin Buldan’ın da bulunduğu bu el sıkışma, Bahçeli’nin “siyasi barış” mesajı olarak algılandı.

Bu görüntüler, iktidar ortağının yeni bir siyasi açılım sinyali mi verdiği sorusunu gündeme getirdi. Basın mensuplarının bu konudaki sorusunu Bahçeli, “Dünyada barışı isterken, kendi ülkemizde barışı sağlamamız lazım” diyerek yanıtladı. Geçtiğimiz haftaki grup toplantısında ise “Bu hususta DEM Parti’nin tahrik ortamından uzak durması herkesin hayrınadır. Uzattığım el, samimi ve iyi niyetli bir eldir,” demişti.

DEM Parti’nin Yaklaşımı ve Yorumlar

DEM Parti kanadından bu yumuşama sürecine dair farklı yorumlar geldi. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Bahçeli’nin uzattığı eli memnuniyetle karşıladıklarını belirtirken, bu jestin Türkiye’nin demokratikleşme yolundaki adımlara destek anlamı taşıyabileceğini vurguladı. Diğer yandan, “Ankara siyasetinin gündeminde çözüm süreci yok,” sözleriyle yeni bir sürecin başlaması ihtimaline temkinli yaklaştıklarını belirtti.

Eski AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner de bu tartışmalara Euronews Türkçe’ye verdiği demeçte, PKK lideri Abdullah Öcalan ile hükümetin temaslarında “sakınca olmadığını” belirtti. “Önemli olan Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliği ve istikrarıdır,” diyen Metiner, hükümetin bu konudaki stratejik kararlarının olumlu sonuçlar doğurabileceğini savundu.

Çözüm Sürecinin Tarihsel Arka Planı

Türkiye’de 2013-2015 yılları arasında PKK ile yürütülen çözüm süreci, Kürt sorununu barışçıl yollarla çözmek ve silah bırakma çağrısı yapmak amacıyla başlamıştı. Bu süreç, Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan yaptığı çağrılar ve demokratik reformlarla dikkat çekmişti. Ancak 2015’teki çatışmalar ve terör olaylarının yeniden alevlenmesiyle bu süreç sona erdi.

Çözüm sürecinin bitimi, Türkiye’nin siyasi yapısında ve PKK ile mücadelede yeni bir döneme girilmesine neden oldu. Özellikle bu süreçte hükümetin ve güvenlik güçlerinin daha sert politikalar izlemeye başladığı gözlemlendi. PKK’nın faaliyetlerinin sonucunda 40 yılda yaklaşık 15.000 kişi hayatını kaybetti; örgüt, birçok ülke tarafından terör örgütü olarak tanımlandı.

Siyasi Gelecek Üzerine Değerlendirmeler

Bu son görüşme ve Bahçeli’nin çözüm sürecine yönelik açıklamaları, Cumhur İttifakı’nın gelecekteki politikalarını ve Türkiye’deki siyasi dengeleri nasıl etkileyeceğine dair pek çok soru işaretini beraberinde getirdi.

Share.
Leave A Reply

Exit mobile version