Evlilik dünyanın, en güzel, en zorlu yolu. Evlilik kimilerimiz için çocukluktan beri kurduğu büyük bir düş.
Hadi itiraf edelim kim hayalindeki insanla masallardaki gibi bir düğünle, hayalindeki gibi bir yerde, dostları ile, ailesi ile sonsuza kadar mutlu yaşayacağı o ilk adımı atmak istemez.
Efsane deyimle pembe panjurlu evde sevdiğinize bir lokma, bir hırka ile bile olsa yaşayıp, gitmek, gerçi günümüz koşullarında biraz ütopik görünse de neden olmasın? Arada o büyük aşk olduktan sonra, her şey mümkün.
Diyelim ki sevdiğiniz biri var ve uzun süredir de devam eden bir ilişkiniz var. O zaman evlenmeli misiniz?
İşte Düşünülmesi Gerekenler
- Burada ilk temel soru şu. Ki gerçekten önemli olan, gerçekçi bir soru bu. Evliliğe hazır mısınız? Yani neden evlenmek istiyorsunuz? Toplumsal baskıdan dolayı mı? Sevdiğiniz insanla her sabah aynı yastıkta uyanmak için mi? Statüko için mi? Bu ve benzeri soruların cevabını mutlaka vermeli ve ona göre karar vermelisiniz. Unutmayın evlilik kolay atılacak bir adım değil ve kimse sizi istemediğiniz bir şeye zorlayamaz. Siz değerlisiniz. Hem ille de evlenmek zorunda değilsiniz.
- Gerçekten aşık mısınız? Alın size bir soru daha. Evlilikte aşk biter diyebilirsiniz ama evlilik sorumluluk isteyen bir kurumdur ve insan bu süreçte öyle şeyler yaşar ki, içinde sevgi, içinde aşk olmadan bunların altından kalkmak zordur. Hatta ezilebilirsiniz. Aman dikkat!
- Evliliğe hazır mısınız? Evlilik son derece hassas bir konu ve kendi içinde ciddi sorumlulukları var. Artık aybaşında ödenecek faturalar, olası borçlar var. Siz bu sorumlulukları karşılayabileceğinize inanıyor musunuz?
- Hayalinizdeki insan o mu? Evet, geldik bir diğer önemli konuya. Hani zurnanın son deliği gibi bir şey değil bu. Soruyu belki de şöyle sormak işinizi kolaylaştırabilir. O bir gün temelli gitse ne hissedersiniz? Yokluğu ne kadar koyar size. Yok, ben evleneyim, hayalimdeki gibi değil ama zamanla değişir diyorsanız, yok öyle bir dünya, inanın kimse değişmez, değişmesin. Herkesten bir tane var ve öyle kalsın. Hem kimse mükemmel değil. Siz de unutmayın. Zaten asıl olan da gülü dikeni ile sevmek değil mi?