Osmanlı İmparatorluğu’nda Tanzimat’ın ilanıyla hız kazanan çağdaşlaşma adımlarının önemli bir göstergesi de, imparatorluğun yönetim ve yaşam merkezi olarak seçilen yeni saray yapılarıdır. Devlet düzenindeki yeniliklerin, yaşam biçimlerindeki farklılaşmaların mimariye yansıdığı bu yapılarda ilginç olan, gelenekselin terk edilmesi, ancak geleneksellikle birlikte yan yana değerlendirilmiş batılı öğelerle oluşturulan yeni yorum ve sentezlerdir.

Dolmabahçe Sarayı 250.000 m² bir alan üzerine kurulmuş olup; bodrumla birlikte üç katlı ve simetrik planlıdır. 45.000 m² ’lik kullanılır döşeme alanı, 285 odası, 46 salonu, 6 hamamı ve 68 tuvaleti vardır. Denizden 600 metrelik bir rıhtımı, kara tarafında ise birisi çok süslü iki abidevi kapısı vardır. Bakımlı ve güzel bir bahçenin çevrelediği bu sahil sarayının ortasında, diğer bölümlerden daha yüksek olan tören ve balo salonu yer alır. Ayrıca bu balo salonu dünyadaki saraylar içerisinde en büyük olanıdır. Büyük, 56 sütunlu kabul salonu 750 ışıkla aydınlanan 4.5 tonluk muazzam kristal avizesi ile ziyaretçileri hayrete düşürür.

Sarayın ana yapısı; Mabeyn-i Hümâyûn (Selâmlık), Muayede Salonu (Tören Salonu) ve Harem-i Hümâyûn adlarını taşıyan üç bölümden oluşur. Mabeyn-i Hümâyûn; devletin yönetim işleri, Harem-i Hümâyûn; Padişah ve ailesinin özel yaşamı, bu iki bölümün arasında yer alan Muayede Salonu’ysa; Padişah’ın devlet ileri gelenleriyle bayramlaşması ve kimi önemli devlet törenleri için ayrılmıştır.

1544 tarihli Mantva’daki Givlio Romano’nun evi de bu tarzdadır. Kalın derzli duvarlar ve pencere üzerindeki yukarıya doğru dikey düzenleme Resmi Daire’nin cephesinde de uygulanmıştır. Bodrum katında yuvarlak kemerli yarım pencereler demir parmaklıklarla örtülüdür.

Paylaşın.

1 Yorum

Bir Cevap Bırakın

Exit mobile version