Türkiye ekonomisi, 2025 yılının ilk çeyreğinde küresel belirsizlikler ve sıkı para politikalarının etkisiyle dengelenme sürecini sürdürüyor. Yüksek faiz oranları, döviz kuru dalgalanmaları ve enflasyonist baskılar, yatırımcılar ve tüketiciler için belirleyici faktörler olmaya devam ediyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son verilerine göre, 2024 yılının üçüncü çeyreğinde Türkiye ekonomisi %2,1 oranında büyüdü. Ancak bu oran, piyasa beklentilerinin altında kaldı. Küresel piyasalardaki durgunluk ve iç talepteki daralma, büyüme hızının yavaşlamasında etkili oldu.
Ekonomistlere göre, Merkez Bankası’nın sıkı para politikaları sonucu talepteki düşüş, büyüme oranlarını baskılamaya devam edebilir. Hükümet, 2025 yılı için %4’lük bir büyüme hedefi belirlese de bu hedefin gerçekleşmesi, ekonomik reformların başarısına bağlı olacak.
Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele kapsamında uyguladığı sıkı para politikaları, enflasyon oranlarında bir miktar gerilemeye yol açtı. Ancak Ocak 2025 itibarıyla yıllık enflasyon hâlâ %48 seviyelerinde seyrediyor.
Merkez Bankası, yılın ikinci yarısında enflasyonun kademeli olarak düşmesini ve faiz indirimi için alan oluşmasını bekliyor. Ancak küresel piyasalardaki belirsizlikler, enflasyon üzerindeki baskıları artırıyor.
Borsa İstanbul (BIST 100), dalgalı seyrine rağmen yılın ilk aylarında 9.000 puan seviyelerinde tutunmayı başardı. Özellikle bankacılık ve teknoloji hisseleri yatırımcıların ilgisini çekerken, yabancı yatırımcı girişlerinde sınırlı bir artış gözlemlendi.
Açığa satış işlemlerinde “yukarı adım kuralı” uygulanması, piyasalarda oynaklığı azaltmaya yönelik bir adım olarak değerlendiriliyor.
Türkiye ekonomisi, yüksek enflasyon ve faiz oranları ile mücadele ederken büyüme hızında belirgin bir yavaşlama gözlemleniyor. 2025 yılı, ekonomi yönetiminin alacağı kararlarla şekillenecek. Uzmanlar, yatırımcıların piyasalardaki gelişmeleri yakından takip etmesini ve risk yönetimi stratejilerine önem vermesini öneriyor.