Kadınlar ile erkekler evlilik kavramına farklı anlamlar yükler. Kadının anne olma içgüdüsü, çocukları için en uygun genetik özelliklere sahip erkeği bulduğunda harekete geçip bir yuva kurmaya programlanmışken, erkekler belli bir yaşa gelinceye kadar ilişkilere seçici olmazlar.
Hukukçu ve sosyolog Gani Eser’e göre, Erkekler için flört etmek, nişanlanmak, evlenmek çok farklı kavramlar değildir. Anlamları üzerinde kafa yormayı gereksiz bulurlar. Sevdiği ile birlikte olabiliyorsa bunun nasıl olduğunun çok da önemi yoktur onlar için. Durumun ciddiyetini evlendikten bir süre sonra idrak edebilirler ancak.
Aşkın, cinsel çekimin ve kontrolsüzlüğün sonunda planlanmadan dünyaya getirilen çocuklar, genç çiftlerin ebeveynleri için mutluluk kaynağı iken, birçok evliliğin de bitme nedeni olabilir. “Bu çocuğu ben istemedim,” sözü sonun başlangıcıdır çoğu zaman. Çocukların anne karnından itibaren söylenen her sözü bilinçaltlarına kaydettiklerini düşünürsek; özgüveni eksik, istenmediğini düşünen bireyler yetişmesi için bu cümleyi duymalarının yeterli olduğunu da anlayabiliriz.
Kadınlar ile erkekler evlilik kavramına farklı anlamlar yükler. Kadının anne olma içgüdüsü, çocukları için en uygun genetik özelliklere sahip erkeği bulduğunda harekete geçip bir yuva kurmaya programlanmışken, erkekler belli bir yaşa gelinceye kadar ilişkilere seçici olmazlar.
Erkekler için flört etmek, nişanlanmak, evlenmek çok farklı kavramlar değildir. Anlamları üzerinde kafa yormayı gereksiz bulurlar. Sevdiği ile birlikte olabiliyorsa bunun nasıl olduğunun çok da önemi yoktur onlar için. Durumun ciddiyetini evlendikten bir süre sonra idrak edebilirler ancak.
Aşkın, cinsel çekimin ve kontrolsüzlüğün sonunda planlanmadan dünyaya getirilen çocuklar, genç çiftlerin ebeveynleri için mutluluk kaynağı iken, birçok evliliğin de bitme nedeni olabilir. “Bu çocuğu ben istemedim,” sözü sonun başlangıcıdır çoğu zaman. Çocukların anne karnından itibaren söylenen her sözü bilinçaltlarına kaydettiklerini düşünürsek; özgüveni eksik, istenmediğini düşünen bireyler yetişmesi için bu cümleyi duymalarının yeterli olduğunu da anlayabiliriz.
Aslında boşanmak sanıldığı kadar olumsuz bir durum da değildir. Huzursuz bir ailede büyüyeceğine anne ya da babasının sevgisiyle huzurlu bir ortamda büyümek çocuk için daha avantajlıdır. Sürekli çekişmenin, kavganın olduğu bir birlikteliğin eşlere de çocuklara da yararı olmaz.
Bütün medeni hukuk sistemleri evliliğin kolay, boşanmanın zor olması yönünde inşa edilmiştir. Oysa; bireylerin evlenmeden önce birbirlerine ve ailelerine toleranslarının sorgulandığı, çocuk yapmak konusunda belli yükümlülükleri yerine getirme şartının olduğu, belli bir süre birlikte yaşama koşulunu yerine getirmeyenlere evlenme izninin verilmediği; buna karşılık birlikte sürdürülemeyeceği anlaşılan evliliklerin kolayca sonlandırıldığı bir sistem daha uygun olmaz mıydı?