Evlilik, hayatınızın dönüm noktalarından biri olmaktadır; ya mutlu olursunuz ya da pişman olursunuz… Hangisini seçeceğinize de karar verirsiniz; niyetiniz mutlu olmaksa eğer, önerilerimize kulak verin!

Aynı zamanlarda sinirli olmayın!

Çiftlerin aralarında zaman zaman ufak tartışmaların yaşanması ve bazı anlaşmazlıkların olması elbette çok doğal. Fakat önemli olan da tarafların aynı zamanlarda çok fevri ve sinirli hareket etmemeleri olsa gerek. Eşiniz sinirliyse eğer siz alttan almaya çalışmalısınız.

Bir daha asla geri dönüşü olmayan hareketlerden ve sözlerden kaçının. Haklı olsanız dahi ortamın sakinleşmesini bekleyin ve bir süre sonra da düşüncelerinizi ılımlı bir ses tonu ile belirtin. Böylece hem istediklerinizi yaptırma şansınız daha da artar. Unutmayın ki; “tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır” sözünü boşuna söylememişler dimi…

Birbirinize bağırmayın!

Bir tartışma sırasında o sesini yükseltti diye siz de asla bağırmaya başlamayın. Bu, hiçbir şeyi çözmeyecektir. Yalnızca durumun biraz daha karışmasını hatta daha da sarpa sarmasını sağlar sadece o kadar. İki taraf da aynı anda birbirine bağırır ve çağırırsa yalnızca gürültü çıkarmış olursunuz. Sesinizi, hiçbir koşulda eşinize karşı yükseltmemelisiniz. Sevgiden önce eğer aranızdaki saygıyı koruyabilirseniz, uzun yıllar süren her daim mutlu bir evliliğiniz olacaktır.

Eleştirilerinizi yumuşatın!

Tabii ki eşinizin bazı hareketlerini beğenmeyebilirsiniz. Bu konudaki düşüncelerinizi dile getirmekte de özgürsünüz. Fakat önemli olan bunu nasıl yaptığınızdır. Onu değiştiremeyeceğinizi bilerek ona göre hareket etmelisiniz.

Sözlerinizin sevgi dolu olumlu yönde ve ılımlı olmasına özen göstermelisiniz. Yoksa hiçbir işe yaramayacak. Sadece onu üzmüş ve kırmış olursunuz o kadar. Şu hareketinden nefret ediyorum yerine, aşkım ya da hayatım diyerek bence böyle davranmak, sana hiç mi hiç yakışmıyor diyebilirsiniz. Ne dersiniz böylesi çok daha yapıcı olmaz mı?

İktidar savaşına girmeyin!

Tartışmayı eğer mutlaka birinin kazanması gerekiyorsa, bırakın eşiniz kazansın. Aşkın asla bir iktidar savaşı olmadığını ve incelik istediğini bilin ve öyle hareket edin.

Evlilik bu durumu çok daha hassaslaştırır üstelik. Tartışmayı, kimin kazandığı veya kaybettiği ne kadar önemli ki sizin için? Bu konuda kesinlikle hırslı olmayın. Sonuçta böyle küçük hesaplar yaparak, bir ömrü o insanla geçiremezsiniz değil mi?

Birbirinizi ihmal etmeyin!

Niye evlendiğinizi asla unutmamalısınız. Hayatı, sevinçlerinizi ve üzüntülerinizi paylaşmak, hayattan iki katı daha fazla keyif almak amacıyla evlendiniz değil mi? Birbirinizden çok farklı hayatlarınız olabilir, mesela eşiniz maça giderken siz de kız arkadaşlarınızla dışarı çıkabilirsiniz.

İşte bunlar evliliğinizi sıkıcı ve monoton bir havaya girmekten kurtaracak olan küçük detaylardır. Ancak bir plan yaparken, eşinize asla danışmıyor, onun fikrini almıyor veya arkadaşlarınıza da ondan daha fazla vakit ayırıyorsanız siz yanlış yoldasınız demektir. Önemli olan bu dengeyi kurmanız ve eşinizi de her şeyden öte tutmanızdır.

Geçmişi geçmişte bırakın!

Geçmişte yapılan hataları hiçbir zaman tekrar tekrar eşinize hatırlatmayın. Herhangi bir tartışma sırasında, birden bire konu ile ilgili veya ilgisiz eşinizin çok çok eskiden yaptığı bir hatayı gündeme taşımamalısınız. Bu, konuyu saptırmanızın yanı sıra olayı daha fazla uzatmanıza da sebep olacaktır.

Yatağa kesinlikle küs girmeyin!

Gün içinde birçok olay yaşamış ve hatta çok şiddetli bir kavga etmiş olsanız dahi yatak odanıza dolayısıyla yatağa kesinlikle dargın girmemelisiniz. Yatmadan önce kesinlikle tüm problemlerinizi halledin.

Aranızda çözülmemiş olan ve açıklığa kavuşmamış bir sorunun olması ertesi günün de can sıkıcı ve keyifsiz olacağı anlamına gelir. Tartışmaları uzatan taraf asla olmayın. Yatak odanız sizin için de özel bir dünyadır. O odaya problemlerinizi taşımayın.

İltifat edin

Gün içerisinde, en azından bir kere eşinize güzel bir söz söyleyin. Eşinizin sizden aynı güzel bir söz duyduğu andaki mutluluğunu hiç fak ettiniz mi? Dünya üzerindeki birçok kişinin onu hoş veya çekici bulması bir yana, asıl önemli olan da sizin ne düşündüğünüzdür tabii.

Özür dilemeyi bilin

Yanlış bir şey yaptıysanız eğer bunu itiraf edip özür dilemelisiniz. Hata yapmanız, dünyanın sonu değil. Önemli olan bunu fark etmiş olmanızdır. Ama tabii ki bunu alışkanlık haline getirmemelisiniz. Nasılsa özür diliyorum ve konu kapanıyor diye asla düşünmeyin.

Bir tartışma için, iki kişinin gerektiğini unutmayın

Bir düşünün bakalım tartışmalarınız nerden çıkıyor ve nasıl büyüyor? Acaba yalnızca karşı tarafı suçlamak ne kadar gerçekçi sizce? Sizin de hiç mi payınız yok tartışmalarda. Mutlaka vardır. İsterseniz bunu itiraf etmekle başlayın ilk olarak işe. Kendinizi eleştirmekten asla korkmayın. Hep eşinizi suçlayıp bir yere varmadığınızı ve kimi zamanlarda da hatanın kendinizde olduğunu kabul etmelisiniz.

Paylaşın.
Bir Cevap Bırakın

Exit mobile version