Börtübet Limanı’nın güneyinde mutlaka görülmesi, kalınması, yaşanılması gereken bir koydur. Bu koya kuzeyden yaklaşırken üzerinde tek bir ağaç bulunan küçük adanın doğusundan giriş yapılır. Batıdan gelişte, ada ve karaya bağlantılı döküntüler, bilenler için 8-10 metrelik dar bir kanal oluştursa da, bilmeyenler için tehlike yaratır. Bu sebeple, adayı kuzeyden dönüp koya girmekte yarar vardır.
Koy, parmakları batıya bakmış ayak şeklinde karaya girmiştir. Girişte, batı tarafta geniş, suyu derin bir kısım bulunur. Kuzeye ve solugana açık bu mevkide 8-10 metrelere demir atıp, karaya koltuk verilir. Sakin havalarda mükemmeldir. Tüm Börtübet Limanına hakim barınacağınız bir yerdir. Bu noktanın güneyinde daha korunaklı bir demir alanı bulunur. Ancak geçişte, aradaki burnun döküntüsüne dikkat. Burada, 6-9 metrelere demir atıp, batı sahilden koltuk alınır. Solugan almaz, her iki demirleme yerinin arkası çamlık ve plajdır. Bu alanda genellikle büyük gulet tekneleri barınırlar ve yaz aylarında özellikle akşam üzerinden sonra sayıları oldukça fazladır.
Büyük Çatı’nın en güzel, korunaklı koyu, girişin sonlarında, batıya dönen kısımdır. Burada dip kumdur. 4-5 metreye demir atarak, güney ve kuzey kıyıdan koltuk alınır. Her havada rahatlıkla barınılacak mükemmel bir yer, doğa harikasıdır. Bu alanın batı tarafı sığlıktır, sazlıktır. Kuzeyinde genellikle balıkçıların teknelerini bağladıkları bir tahta iskele bulunur. Yine bu iskele sizleri sık ormanların içinde tüm koyları görebileceğiniz orman yoluna bağlar. İskelenin 1,5 km kuzeyindeki dik tepelerin üzerinden Marmaris-Datça karayolu geçer. Bu sebeple, su hariç başka imkanları olmaya koy, belki de transfer imkanınıza olanak sağlar. Buradan, Datça 40, Marmaris 33 kilometredir.
Tahta iskelenin bulunduğu yerde, pompası olan bir su vardır. Arılardan izin isteyerek içilebilir. Doğa harikası bu koyun güneyindeki girintiye de bağlanmak, koltuk almak mümkündür. Ancak doğu yakası, dışarda hava varsa, hafif soluğan alabilir. Daha yalnız, kendince kalmak isteyen teknelerin tercih ettiği alandır.
Bu koyu görmeden, Gökova’yı gördüm demeyin…