Ne bakkal ne büfe… ‘Hibrit market’ dönemi!

İçeriğine yeme içme çözümlerini de ekleyen yeni nesil marketler büyümeye devam ediyor. Artık daha yaygın hale gelen marketlerin yanı sıra büyük zincir marketler de şubelerine yeme içme alanları kuruyor.

Hem esnafın, hem de küçük ölçekli yerel zincir marketlerin eleştirileri odağındaki bu ‘hibrit marketler’ tüketiciye hazır yemek, sıcak yemek, kahve/çay ve yeme içme alanları sunuyor. Benzerleri Amerika ve Güney Kore’deki gibi büyüme atağında olan marketlere yeni markaların da eklenmesi bekleniyor.

‘HERKES İŞİNİ YAPSIN’

Yeme içme hizmeti sunan marketler özellikle beyaz yakalı çalışanlar için günün çeşitli saatinde ihtiyaçların karşılanabileceği alanlar haline geliyor. Pandemi öncesi başlayan furya olumsuz sonuçlanmış, bu hibrit marketlere talep oldukça düşük kalmıştı. Şimdi yeni bir hareket başlatan marketlerin daha hızlı karşılık bulduğu görülüyor. Ancak bu büyüme, çevrelerindeki pastane, lokanta, büfe gibi küçük ölçekli esnaf ile küçük yerel marketlerin ‘işleri böldüğü’ eleştirilerini alıyor.

Tüketicinin market alışverişi yerine daha çok günlük yeme içme hizmeti veren bu alanların şu ana kadar başarılı olamadığını belirten Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Başkanı Ömer Düzgün, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Ekstra müşteri çekme hizmeti. Bir modeldir, deneniyor, bir şey demek için erken ama herkes kendi işini yapsın, işin doğrusu budur.”

‘HAKSIZ REKABET OLUŞUYOR’

Aynı zamanda hazır yemek ve yeme imkanı barındıran marketlerin çevrelerindeki çeşitli esnafın işi için risk oluşturduğunu belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ‘haksız rekabete’ dikkat çekti. Palandöken, “Başta hijyen sorunu da var. Çünkü üretim ve yemek yapım yeri farklıdır, farklı standartları vardır. Yasanın belli boşluklarından faydalanıp hareket alanı buldular ama bunun esnaf için çözüme kavuşturulması lazım. Mali yönden de vergisi, alışı verişi ona göre değrelendirilmeli. Tüketici tarafından ise fiyatların yanlış belirlenmesi söz konusu” diye konuştu.

İstanbul Deniz Kara Büfeciler Esnaf Odası Başkanı Mustafa Şimşek, büfelerin git gide azaldığını hatırlatırken, “Bu gibi marketlerle rekabet etmek kolay olmayacak. Büfeler masa sandalye koyamıyor, koyarsa direkt lokanta sayılıyor. Halbuki lokanta standartları farklıdır. Ama marketler bunları yapabiliyor. Büfeler de bakkallar gibi yok olma tehlikesiyle karşı karşıya” dedi.

SOSYAL MEDYA TESİRİ

Özellikle dünyanın çeşitli ülkelerindeki sosyal medya fenomenleri, ABD ve Güney Kore’de uzun zamandır var olan; yeme içme imkanı ve ürün çeşitliliği barındıran bu marketleri sık sık ziyaret ederek takipçileriyle paylaşıyor. Günün her anında tüketilebilecek paketlenmiş yemek sunan marketler, farklı ülkelerde de tüketicinin deneyimine açılıyor. Türkiye’de de özellikle beyaz yakalıların çalışma merkezi olan ilçe ve semtlerde öne çıkan marketler, aynı zamanda metro istasyonlarında da farklı çeşitleriyle hizmet veriyor. Bu sektöre yönelik büyüme öngörüleri önceki yıllarda düşük kalsa da artık gelecek vaat ettiği hesaplanıyor.

KAYNAK: Milliyet

Dünyaca ünlü bankadan Türkiye için enflasyon tahmini

Deutsche Bank Ortadoğu ve Doğu Avrupa Araştırma Müdürü Wietoska, Türkiye’de enflasyonun yıl sonunda yüzde 40 seviyesine gerilemesini beklediklerini belirtti. Yıl sonu dolar/TL beklentilerinin ise 37 TL olduğunu kaydeden Wietoska, “Türkiye resesyona girmeden ekonomisini dengelemeyi başarabilirse eşsiz bir örnek olacak” ifadelerini kullandı. Bakan Şimşek, enflasyona ilişkin açıklamasında “Yılı 38 civarında kapatmayı ümit ediyoruz” demişti.

Deutsche Bank Ortadoğu ve Doğu Avrupa Araştırma Müdürü Hans-Christian Wietoska, Türkiye’de enflasyonun yıl sonunda yüzde 40 seviyesine gerilemesini beklediklerini belirterek, “Güçlü bir dezenflasyon süreci bekliyoruz. Bundan sonra ikinci aşamada enflasyonu yüzde 20’ye düşürmek asıl soru işareti olacak” dedi.

Wietoska, Türkiye’nin makro ekonomi politikalarındaki değişim, enflasyon ve faiz beklentileri ve yatırımcılarına Türkiye’ye bakışına ilişkin soruları cevapladı. Türkiye’nin geçen yıldan itibaren makro ekonomi politikalarındaki değişimi başlatarak çok iyi bir adım attığını söyleyen Wietoska, bu değişimin yerel seçimlerde de sürdürülmesinin önemli olduğunu dile getirdi.

“U DÖNÜŞÜ OLDU”

Wietoska, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) yerel seçimlerden önce politika faizindeki 500 baz puanlık artışının “güçlü bir mesaj ve oyun değiştirici” olduğunu ifade ederek, “Bu adımın ardından bir U dönüşü oldu diyebiliriz. Yurt içi yatırımcılar ve yabancılar lirada bir devalüasyon bekliyordu ancak TCMB faiz artırımıyla para biriminde bir başka keskin değer kaybının stratejisinin bir parçası olmadığını açık şekilde ortaya koydu.” diye konuştu. Yatırımcılarla iletişimin açık ve net olmasının da ileriye dönük politikalara olan güveni artırdığını söyleyen Wietoska, TCMB’nin önünde bir takım zorluklar bulunduğunu ancak bu sorunları aşabilecek gerekli çerçevenin bulunduğunu aktardı.

Wietoska, son aylarda Türkiye’ye ilişkin algının oldukça olumlu olduğunu, net rezervlerin 10 milyar doları aştığını ve uluslararası rezervlerin 150 milyar dolar seviyesine yaklaştığını anımsattı.

“DEZENFLASYON SÜRECİ BEKLİYORUZ”

Enflasyonun zirveyi gördüğüne dikkati çeken Wietoska, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ekonominin dengelenmesi açısından ilk aşama başarıyla tamamlandı. Şimdi ikinci aşama başlıyor. Enflasyon zirvenin ardından düşüşe geçiyor ve güçlü bir dezenflasyon süreci bekliyoruz. Yıl sonu itibarıyla enflasyonun yüzde 40 seviyesine gerileyeceğini öngörüyoruz. Bundan sonra ikinci aşamada enflasyonu yüzde 20’ye düşürmek asıl soru işareti olacak. Ayrıca, büyüme de yavaşlıyor ve büyüme yavaşladığında TCMB’nin reaksiyonu da önemli olacak.”

Wietoska, büyüme yavaşladığında ve enflasyon gerilediğinde faiz indirimi için doğru zaman olacağını belirterek, “Bu yıl kasım ve aralık olmak üzere 500 baz puan faiz indirimi öngörüyoruz. Bu baz senaryomuz ve gevşeme gelecek yılın başlarında da sürecektir.” dedi.

“EŞSİZ ÖRNEK OLACAK”

TCMB’nin sıkı para politikası duruşunu sürdürmesinin önemli olduğunu kaydeden Wietoska, “Kolay olmayacak ama daha önce dünyada yüzde 75 enflasyonu olan hiçbir ülke resesyona girmeden enflasyonu düşürmedi. Türkiye resesyona girmeden ekonomisini dengelemeyi başarabilirse eşsiz bir örnek olacak ki Türkiye’nin bunda başarılı olacağı konusunda oldukça iyimseriz. Ancak yarı yolda politika hataları olmamalı.” diye konuştu.

Yıl sonu dolar/TL beklentilerinin ise 37 olduğunu kaydeden Wietoska, TL’de reel anlamda değer kazancı öngördüklerini söyledi.

Deutsche Bank ekonomistleri, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,5 büyümesini bekliyor.

35 yıllık sanayi devi iflas etti

İstanbul Sanayi Odası verilerine göre Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşları arasına giren, Türkiye’nin önemli sanayi kuruluşlarından Pakpen iflas etti.

DEV ENTEGRE TESİSLERİNE SAHİPTİLER

Konya Organize Sanayi Bölgesi’nde 300 bin metrekarelik entegre tesisleri en büyük kuruluşların başında yer alan Pakpen, kapı, pencere, boru, bahçe ve PVC gibi bir bina için gerekli olan birçok malzemeyi bir arada üretebiliyordu.

Yıllık 250 bin ton plastik, 650 bin metreküp yalıtım malzemesi, günlük 1000 adet kompozit oda kapısı üreten 35 yıllık sanayi devi Pakpen, tüm uğraşlarına rağmen ekonomik krizden kurtulamadı.

Merkez Bankası’ndan TL’yi destekleyecek yeni adım

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) Türk Lirası (TL) mevduata geçişin desteklenmesi ve KKM hesaplarının azaltılmasına yönelik adımlarına devam ettTCMB’nin bankalara gönderdiği uygulama talimatıyla KKM hesaplarına uygulanan faiz oranı alt sınırı, politika faiz oranının yüzde 80’inden yüzde 70’ine indirildi. Vade sonunda TCMB tarafından ödenecek kur farkı tutarı, politika faizi esas alınarak hesaplanmaya devam edilecek.

22 TEMMUZ’DAN İTİBAREN GEÇERLİ

Ayrıca, yeni açılacak ve yenilenecek hesaplar için “ek getiri” adı altında herhangi bir ödeme yapılamayacağı bildirildi. Böylece KKM hesaplarında azalmanın hızlanması ve TL mevduatın payının artması bekleniyor. Değişiklikler, 22 Temmuz 2024’ten itibaren geçerli olacak.

Daha önce KKM hesaplarına uygulanan faiz oranı alt sınırı, yüzde 50 olan politika faizinin yüzde 80’i seviyesinde bulunan yüzde 40’a karşılık geliyordu. Yüzde 40 seviyesi, yeni uygulama talimatıyla yüzde 35’e indirildi.

3.7 milyon emekliyi etkileyen karar

Hürriyet gazetesinden Neşe Karanfil’in haberi şöyle:

En düşük emekli aylığı 10 bin liradan 12 bin 500 liraya çıkıyor. Vergi paketiyle yurtdışı çıkış harcı 500 liraya yükselirken artık sadece cezalar için uzlaşma yapılabilecek.

AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler dün TBMM’ye sunulan vergi paketi ile ilgili bilgi verirken, en düşük emekli aylığının 12 bin 500 liraya yükseltilmesi halinde bu düzenlemeden 3 milyon 703 bin 788 kişinin yararlanacağını söyledi. Güler, düzenlemenin maliyetinin de bu 6 aylık dönemde 33 milyar 200 milyon lira olduğunu kaydetti.

Güler, 12 bin 500 liralık düzenlemenin hesaplara ne zaman yatırılacağına yönelik bir soruya ise, “Önce komisyon sonra Genel Kurul’dan geçecek. Kanunlaştıktan sonra da yürütme maddesi herhangi bir mağduriyet oluşturmayacak şekilde bu aydan itibaren olacak şekilde düzenlenecek” cevabını verdi.

SEYYANEN ZAM DEĞİL

Emeklilere yapılan zam seyyanen mi, iyileştirme mi?” sorusunu Güler şöyle cevapladı:

“Yapılan şey, 10 bin TL’nin altında alan emeklilerimizin maaşının Hazine ve Maliye Bakanlığımızın bütçe desteği ile 12 bin 500 liraya tamamlanmasıdır. Herhangi bir şekilde seyyanen zam gibi bir durum söz konusu değildir. Biz bütün emeklilerimize bu ay içerisinde enflasyon rakamları noktasında oran neyse, enflasyona ezdirmemek adına bu zamları yaptık. Şu anda yansımış durumda”

Kök maaşların değişip değişmediğine ilişkin de Güler, “Hayır değişmiyor. Eski uygulama nasılsa aynı. Eski uygulama 10 bin liraya nasıl tamamlanıyorsa şimdi de 12 bin 500 liraya tamamlanıyor. Yeni bir şey inşa etmiyoruz. Aynı uygulamayı devam ettiriyoruz” dedi.

5 PUANLIK PRİM TEŞVİKİ KALDIRILIYOR

Güler, yasa teklifiyle kısa vadeli sigorta kolları prim oranının yüzde 2’den yüzde 2.25’e çıkarıldığını söyledi. Güler, sosyal güvenlik mevzuatında düzenleme yaparak 8 Eylül 1999 ve öncesinde sigortalı sayılanlardan, ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlananların, aynı işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya devam etmeleri halinde işverene sağlanan 5 puanlık sosyal güvenlik destek priminin Hazine tarafından ödenmesine ilişkin uygulamayı sonlandırdıklarını belirtti. Söz konusu düzenleme, EYT’lilerin aynı işyerinde işlerine devam etmesini sağlamayı hedeflemek için geçen yıl getirilmişti.

KAYITDIŞI ÇALIŞTIRANA CEZA

Kayıt dışı çalışılması durumunda kesilecek cezaların artırımlı uygulanmasını öngördüklerini ifade eden Güler, “Kayıt dışı faaliyette bulunan, bir başka anlatımla vergi dairesinin bilgisi dışında çalışanlara kesilecek vergi ziyaı cezası, verginin 1 katı olarak kesilecek cezalarda 1.5 kat, verginin 3 katı olarak kesilecek cezalarda 4.5 kat olarak uygulanacak” dedi.

Kamuoyunun gündeminde uzun bir süredir tartışılan vergi paketi 53 maddelik bir yasa teklifi olarak TBMM’ye sunuldu.

Pakette şu düzenlemeler var:

YURTDIŞI HARCI 500 LİRA

Vergi paketinin en tartışmalı maddelerinden biri olan yurtdışı çıkış harcı yasa teklifi ile 500 liraya çıkarılıyor. Yurtdışı çıkış harcı şu anda 150 lira olarak uygulanıyor. Bu tutar her yıl yeniden değerleme oranında artırılacak.

DOKTORA KAFEYE HASILAT TESPİTİ

Yasa teklifiyle doktorlar, diş hekimleri gibi serbest meslek kazancı ve restoran, kafe gibi ticari kazanç yönünden gelir vergisi mükelleflerinin yılın belirli zamanlarında hasılatlarının tespit edilmesi, tespit edilen hasılat ile beyanları arasında yüzde 20’yi aşan oranda uyumsuzluk olanların izaha davet edilmesi yönünde bir düzenleme yapılıyor. Ticari veya mesleki faaliyetleri nedeniyle mükellef olanlara yönelik, günlük hasılat tutarlarını tespit etmek amacıyla bir ayda üçten, bir takvim yılında on ikiden az olmamak kaydıyla yoklama yapılabilecek. Yoklamalar sonucu tespit edilen günlük hasılat tutarları ortalamasından hareketle aylık hasılat tutarı hesaplanacak. Bu şekilde tespit edilen aylık hasılat tutarlarının toplamı, tespit yapılan ay sayısına bölünerek aylık ortalama hasılat tutarı belirlenecek. Aylık ortalama hasılat tutarı, faaliyette bulunulan ay sayısı ile çarpılarak mükelleflerin ilgili takvim yılı hasılatları tespit edilecek.

ASGARİ KURUMLAR VERGİSİ GELİYOR

Teklifle yurtiçi asgari kurumlar vergisi geliyor. Kurumlar vergisi mükelleflerinin ödeyecekleri Kurumlar Vergisi’nin indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının yüzde 10’undan aşağı olmaması yönünde düzenleme yapılıyor. Ayrıca çok uluslu şirketler için de küresel asgari kurumlar vergisi getiriliyor. Asgari kurumlar vergisi oranı yüzde 15 olarak teklifte yer aldı. Yap, işlet ve devret modeli ile kamu özel işbirliği projeleri kapsamında elde edilen kazançlardan yüzde 30 Kurumlar Vergisi alınacak.

UZLAŞMA SADECE CEZALAR İÇİN

Yasa teklifi ile vergi uzlaşmalarında değişiklik yapılıyor. Teklifle vergi aslı uzlaşma kapsamı dışına çıkarılırken, artık sadece cezalar için uzlaşma başvurusu yapılabilecek.

FATURA VERMEYEN YANDI

Bazı fiillerin tekrarında uygulanacak ceza tutarları artırılıyor. Örneğin fatura verilmemesi ve alınmaması, ödeme kaydedici cihaz fişi düzenlenmemesi hallerinde uygulanan 3 bin 400 liralık ceza tutarı 1. tespitte 10 bin lira olarak uygulanacak. Daha sonraki tespitlerde ceza tutarı artırılacak.

BAŞKASININ POS’UNU KULLANANLARA CEZA

Başkasına ait POS cihazı kullananlara ceza geliyor. Kredi kartı, banka kartı, ön ödemeli kart, karekod, elektronik cüzdan ve benzeri ödeme araçları kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen tahsilatların, kendi mükellefiyeti adına kayıtlı olmayan ödeme sistemleri veya cihazları aracılığıyla yapılması durumunda, tahsilatı yapan mükelleflere ve kendi adına kayıtlı olan bu sistemleri veya cihazları kullandıranlara ayrı ayrı her bir işlem için özel usulsüzlük cezasının 3 katı ceza uygulanacak. Bu düzenleme uyarınca bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon Türk lirasını geçemeyecek.

IBAN KULLANDIRANA CEZA

Yasa teklifine göre mal teslimi veya hizmet ifalarına ilişkin tahsilatların, banka ve benzeri finans kurumları, ödeme kuruluşları veya PTT aracılığıyla başkalarının adı ve/veya hesabı kullanılarak yapılması durumunda, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın yüzde 10’u nispetinde, mal teslimi veya hizmet ifasını yapanlar ile adına ve/veya hesabına ödeme yapılanlara ayrı ayrı özel usulsüzlük cezası kesilecek. Bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon lirayı geçemeyecek.

KDV İSTİSNASI KALDIRILIYOR

Birleşme, devir gibi işlemlerde, devreden KDV ve iade hakkının beş takvim yılı kriterine veya zamanaşımına bağlı olmaksızın vergi incelemesi yoluyla yeni şirkete devrine izin veriliyor. Ticari olmayan deniz araçlarına kiralama, bakım gibi hizmetlerde KDV istisnasını kaldırılıyor.

Ev sahiplerinin kiracı kriterleri arttı!

Son iki yıldır kira kontratı yenileme dönemlerinde uygulanan yüzde 25 zam sınırı 1 Temmuz itibarıyla sona erdi. Temmuz ayında açıklanan kira artış oranının yüzde 65 civarında olduğunu belirten İzmir Emlak Kulübü Derneği Başkanı Rıdvan Akgün, kira bedellerinin bir anda yükseldiğini dile getirdi. Kiracılar ile ev sahipleri arasındaki anlaşmazlıkların arttığını ifade eden Akgün, “1 Temmuz’dan itibaren Türkiye genelinde bir milat başladı. Yüzde 25 kira artışı, 2 yıl devam etmişti. Ev sahipleri mutsuzdu, kiracılar mutluydu. İki yıl çabuk bitti. Kiracılar yüzde 65,07 zam oranıyla bu aydan itibaren karşı karşıya kaldı. Çaresizlik var. Artış yapmayanlar evi terk etmeye çalışıyor. Ödeyemeyecek konumda olanlar, yeni bir hayata tutunmaya çalışıyor. Kiracı-ev sahibi sorunları aldı başını gidiyor” dedi.

Tahliyeler Gündemde

Akgün, kiracıların bir anda kira bedellerini çok artırmak istemediğini vurgulayarak, iki yıldır bekleyen ev sahiplerinin de rakamları yükselttiğini söyledi. “Ev sahipleri, iki yıldır bekledim, diyor. Yüzde 65,07’nin 07’sini bile istiyor. Tahliyeler gündeme gelebilir. Sürece arabulucular ve hukukçular katılabilir” diye konuştu.

Kira Fiyatlarında Büyük Artış

İzmir’deki ortalama kira fiyatlarından örnekler veren Akgün, “Yeni dönemde 3 artı 1 evin kirası, ortalama 20 bin lira olması gerekirken enflasyon artışı ile rakam çok yükseliyor. 15 bin liraya oturan bir kiracının yeni kira bedeli 23-24 bin liraya kadar çıkıyor. Halbuki ev boş olsa belki 20 bin liraya kiraya verilecek. Yüzde 65,07 rutinde çok yüksek. Ama geçmişten gelen yüzde 25’lerin verdiği ağır tahribattan dolayı yüzde 65,07’lere saldıran mülk sahipleri var” dedi.

Sektörün Belirleyicisi Ev Sahipleri

Akgün, kira bedellerinin yaz aylarında kaçınılmaz artış trendine girdiğini ifade ederek, kiralık dairelerin giderek azaldığını belirtti. “Arz oluşmamış, talep çok fazla. İnsanlar ya evleniyor ya boşanıyor. Mülk sahipleriyle sorun yaşayan kiracılar tahliye ediliyor. Ciddi bir sirkülasyon var kira sektöründe” diye konuştu. İzmir’de boş bir dairenin fiyatının lokasyona göre, 15 ile 30 bin lira arasında değiştiğini kaydeden Akgün, ev sahiplerinin sektörün belirleyicileri olduğunu vurguladı. “Mülk sahiplerinin çoğu, kira bedellerini kendi belirliyor. 15 bin lira daireye 35 diyen de 40 diyen de var. Serbest piyasada mülk sahipleri istediği rakamı veriyor. Çaresiz kalan, ev arayan vatandaşlar, yüksek bedellerle karşı karşıya kalıyor. Fiyatı belirleyen mülk sahipleri, onlara destek veren de emlak müşavirleri oluyor.”

Banka Kredisi Alabilmekten Zor

Ev sahiplerinin yeni kiracı ararken çok seçici davrandığının altını çizen Akgün, “Geçmişte insanlar, boş evlerini kiraya verebilmek için bin takla atardı. Şimdi ise öyle bir konuma geldik ki GBT (Genel Bilgi Toplama) isteyenler de var. KKB (Kredi Kartı bilgisi) isteyen de var. Ekonomik olarak insanların bankalara borcu olup olmadığı ile ilgili araştırma, findeks raporu isteyenler de var. Mutlaka kefil istiyorlar. Mutlaka çalışsın, düzenli geliri olsun, maaşı olsun, tahliye taahhütnamesi versin gibi şartları var. Bankaya gidip, krediyi rahat alıyorsunuz ama kolay kolay daire kiralayamayabiliyorsunuz. Kız istemeye gidiyorsunuz, gönüller bir olunca onu da çok rahat alıyorsunuz; ama bu tarafta mülk sahipleri, kiracılara inanılmaz kriterler dayatıyor. Kiracılara Allah yardım etsin. Yasa onlardan yana gibi bile görünse hepsine ev nasip etsin” dedi.

Kiracı ve Ev Sahibi Sorunları Büyüyor

Kira artışında TÜFE’ye dönüşün yankıları sürerken, ev sahipleri ile kiracılar arasındaki anlaşmazlıklar artıyor. Sektör temsilcileri, kira artışının eski kiracıları zorlamayacağını, ancak son 1-2 yılda ev kiralamış kişilerin, artış hızına bağlı olarak yüksek tutarlara maruz kalabileceğini belirtiyor.

Bedelli askerlikte talep patlaması

Türkiye’de 2011 yılında başlayan ve 2019’da yapılan düzenleme ile kalıcı hale gelen bedelli askerlik uygulamasından bugüne kadar 1,7 milyon kişi yararlandı. Bu uygulama ile devlet kasasına toplamda 84 milyar lira girdi. 2011 yılında başlayan süreçte, 30 yaşından gün alan kişiler 30 bin TL karşılığında başvuruda bulundu ve 70 bin 120 talep geldi. Bu dönemde 2 milyar 103 milyon 600 bin TL gelir elde edildi.

2018’de Talepler Zirve Yaptı

2014 yılında bedelli askerlik başvurularında büyük bir artış yaşandı. 203 bin 950 kişinin başvurusu ile devlet 3 milyar 671 milyon 100 bin TL gelir elde etti. 2018 yılında 15 bin TL olan bedelli askerlik ücreti için rekor sayıda başvuru alındı. 635 bin 631 kişinin başvurusu sonucunda 9 milyar 534 milyon 465 bin TL gelir sağlandı.

Sürekli Hale Gelen Uygulama

2019 yılında 7179 sayılı Askeralma Kanunu ile bedelli askerlik sürekli hale geldi. Bu dönemde 49 bin 107 kişi başvurdu ve 1 milyar 631 milyon 825 bin 610 TL gelir elde edildi. 2020 yılında 71 bin 633 kişi 2 milyar 603 milyon 280 bin 867 TL ödedi. 2021’de 112 bin 592 kişi 4 milyar 741 milyon 354 bin 716 TL hazineye katkıda bulundu. 2022’de başvurular iki katına çıkarak 228 bin 277 kişi tarafından yapıldı ve 16 milyar 361 milyon 149 bin 561 TL gelir elde edildi.

2023’te Rekor Gelir

2023 yılında bedelli askerlik başvurularında rekor kırıldı. 240 bin 788 kişinin başvurusu ile devlet 28 milyar 555 milyon 776 bin 348 TL gelir elde etti. Bu, bedelli askerlik uygulamasından en fazla kazanç sağlanan dönem oldu.

2024 İçin Beklentiler Yüksek

2024 yılının ilk 6 ayında, 81 bin 434 kişi bedelli askerlik başvurusu yaptı ve 15 milyar 166 milyon 790 bin 289 TL ödendi. Yılın ikinci yarısında yapılacak başvurular ile geçen yılın rekorunun kırılması bekleniyor. Güncel bedelli askerlik ücreti ise 217 bin 871 TL olarak açıklandı.

Gelir beyan etmeyenler radara girdi

Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu (VDK), yüksek harcamalar yapmasına rağmen gelir beyanında bulunmayan veya düşük gelir beyan eden kişileri takibe aldı. İlk etapta tespit edilen 800 kişinin aylık 5 milyon liranın üzerinde harcama yaptığı ancak gelir beyan etmediği görüldü. Bu kişiler, lüks araçlara biniyor ve lüks tüketimde bulunuyorlar.

Gelir Kaynağı Araştırılıyor

Vergi müfettişleri, yüksek harcama yapan bu kişilerin gelir kaynaklarını tespit etmek için kapsamlı bir inceleme başlattı. Harcamaların kaynağı belirlenerek, bu gelirlerin vergilendirilmesi sağlanacak. Bu süreçte bazı kişilerin aylık harcamalarının 10 milyon lirayı bulduğu tespit edildi.

IBAN ile Tahsilat Yöntemleri Sorgulanıyor

VDK, müşterilerini IBAN üzerinden ödemeye yönlendiren ve bu işlem karşılığında fiş veya fatura kesmeyen işletmelere yönelik de sıkı takip yürütüyor. İncelemeye alınan IBAN hesabı sahiplerine, gelirin kaynağının tespitine yönelik detaylı sorular yöneltiliyor. Ayrıca, hesaplarını başkasına kullandırmanın Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında suç sayıldığına ilişkin bilgilendirme yapılıyor.

Mail Order Yöntemi İzleniyor

Hizmet, e-ticaret ve mobilya gibi sektörlerde sıklıkla kullanılan “mail order” yöntemi de VDK’nin inceleme radarında. Bu yöntemle yapılan tahsilatlar, muhtemel vergisel riskler nedeniyle takip ediliyor. Satışı yapılan mal veya hizmet karşılığı fatura veya fiş düzenlenmeyen durumlar izlemeye alındı.

277 Milyon Liralık Vergi Kaybı Önleniyor

Tasarruf genelgesinin 32 maddelik torba yasa teklifi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşüldü. Maliye analizine göre, ÖTV oranlarının ayrıca belirlenmesiyle 277 milyon TL’lik vergi kaybının önüne geçilecek.

Dar Gelirliye Vergi Yükü Olmayacak

Vergi taslağına ilişkin eleştirilere yanıt veren Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Vergilerin yükü dar gelirliye yönelik olmayacak. Yükün daha makul bir şekilde toplumun bütün kesimleriyle, özellikle sermaye sahipleriyle paylaşılmasını sağlayacağız” dedi. Ayrıca, Orta Vadeli Program’ın (OVP) sıcak paraya sırtını dayamadığını vurguladı.

Kazanan Herkes Vergi Ödeyecek

AK Parti’nin ‘tevazu, samimiyet ve gayret’ teması ile gerçekleştirdiği belediye başkanları kampında, belediye başkanları, genel merkez ve bakanlardan taleplerini dile getirdi.

Gabar’da100 bin varile ulaşma hedefi! “Daha çok keşfetmemiz lazım”

Trabzon’da düzenlenen ziyaretler sırasında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, TTSO’da düzenlenen ‘Enerji Koordinasyon Toplantısı’na katılarak, enerji politikaları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’de artan enerji talebine dikkat çekerek, “Enerjiyi kesintisiz, kaliteli ve ucuz şekilde vatandaşlara ulaştırmak bizim önceliğimizdir,” dedi.

Yenilenebilir Enerji Potansiyeli Vurgulandı

Bakan Bayraktar, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki büyük potansiyelinden bahsetti. “Yaklaşık %67 enerjimiz ithalat yoluyla karşılanıyor. Bu bağımlılığı azaltmak için yerli ve yenilenebilir kaynakları devreye almak zorundayız,” dedi. 2035 yılına kadar her yıl 5 bin megavatlık güneş ve rüzgar yatırımı yapılarak kurulu gücün artırılacağı belirtildi.

Sakarya Gaz Sahası’nda Büyük Başarı

Bayraktar, Sakarya Gaz Sahası’nda 2,4 milyon haneye yetecek kadar doğal gaz üretildiğini belirtti. “2020 yılında keşfettiğimiz doğal gaz, Cumhuriyet tarihinin en büyük keşfidir. Şu anda günlük 5,5 milyon metreküp doğal gaz üretiyoruz ve bu miktarı artırmayı hedefliyoruz,” dedi.

Gabar’da Petrol Üretimi Artırılıyor

Gabar Dağı’nda devam eden petrol arama çalışmalarına değinen Bayraktar, “Bugün sadece Gabar’da günlük 45 bin varil petrol üretiliyor. Hedefimiz, yıl sonuna kadar 100 bin varil üretime ulaşmak,” dedi.

Nükleer Enerji Projeleri Devreye Alınıyor

Bayraktar, Mersin’deki nükleer santral projesinin sürdüğünü ve Türkiye’nin 2050 yılına kadar 20 bin megavatlık nükleer güce ihtiyaç duyduğunu belirtti. “Nükleer enerjiyi devreye alarak enerjide bağımsız ve güçlü bir ülke olmayı hedefliyoruz,” dedi.

Türkiye’nin Üretim Gücü Destekleniyor

Sanayicilere hitap eden Bayraktar, “Sanayicilerimizin kendi elektrik ihtiyaçlarını karşılayabilecek modelleri geliştirmeye çalışıyoruz. Güneş santrali ve rüzgar yatırımları yapabiliyorlar,” diyerek, sanayinin rekabet gücünün artırılacağını vurguladı.

Müjdeli haberi bakan verdi: Erzurum’a hızlı tren geliyor!

Erzurum’daki Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde düzenlenen AK Parti Erzurum Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu önemli açıklamalarda bulundu.

Erzurum Havalimanı’na, Artvin, Rize ve Trabzon programlarına ulaşım amacıyla geldiğini belirten Uraloğlu, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in daveti üzerine programa katıldığını söyledi.

Hızlı Trenin İhalesi Yapılacak

Erzurum’da 5,5 yıl görev yaptığı hatırlatılan Uraloğlu, şehre hizmet etmeye devam edileceğini dile getirdi. Devlet Demiryolları Bölge Müdürlüğünün kuruluşu tamamlandı. “Sivas’tan Kars’a kadar olan mevcut demir yolu hattı rehabilite ediliyor. Hızlı tren çalışmaları devam ediyor ve ihalesi yapılacak.” dedi.

Uraloğlu, ulaşımda bazı tünel projeleri ve standartların yükseltilmesi projelerinin takip edildiğini ve hayata geçirileceğini ifade etti

Exit mobile version