Rekabet Kurulu’nun cezaları 4,1 milyar lirayı aştı

Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, 2024 yılının ilk yarısında Rekabet Kurulu’nun yürüttüğü soruşturmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Küle, Kurumun geçen yıl aldığı 447 kararın ardından bu yılın ilk yarısında 283 karar aldığını belirtti. Bu kararların 96’sı rekabet ihlali, 143’ü ise birleşme-devralma işlemlerine ilişkin oldu ve bu, geçen yıla göre ortalama yüzde 25’lik bir artışı ifade ediyor.

Rekabet İhlalleri ve Kararların Detayları

Rekabet ihlali kararlarının 90’ı teşebbüsler arası rekabeti kısıtlayıcı anlaşmalara, 4’ü hakim durumun kötüye kullanılmasına, 2’si ise her iki ihlal türüne yönelik. Küle, soruşturmaların hızlı ve etkin şekilde yürütülmesi için uzlaşma ve taahhüt mekanizmalarının kullanıldığını vurguladı. İlk yarıda 66 uzlaşma, 11 taahhüt kararı alındı.

İdari Para Cezaları

Küle, bu yılın ilk yarısında toplam 4 milyar 150 milyon liralık idari para cezası uygulandığını açıkladı. Esasa ilişkin 2,5 milyar lira cezalar, bilişim ve eğitim sektörlerinde çalışanların ücretlerini sınırlandıran şirketlere verildi. Ayrıca, Ferrero’ya yürütülen soruşturmada taahhütlerle çözüm bulundu. Usule ilişkin uygulanan cezalar ise 1,5 milyar lirayı buldu. Google ve Meta, tedbir kararlarına uyum sağlamadıkları gerekçesiyle sırasıyla 482 milyon ve 551 milyon lira ceza aldı.

Birleşme-Devralma İşlemleri

Rekabet Kurulu, yılın ilk yarısında 143 birleşme-devralma işlemine izin verdi. 140 işlem rekabeti sınırlayıcı bulunmadı, 3 işlem ise koşullu izin aldı. Birleşme-devralma dosyalarındaki artış, ekonomik aktivitelerin canlılığını yansıtıyor.

Soruşturmaların Sektörel Dağılımı

Tamamlanan soruşturmalar gıda, kimya ve otomotiv sektörlerinde yoğunlaşırken, devam eden soruşturmalar gıda, eğitim, inşaat, enerji, bilişim ve platform hizmetlerinde sürüyor. Rekabet Kurumu, stratejik olarak gıda, sağlık ve dijital pazarlar üzerinde çalışmalarına devam ediyor.

Bazı soruşturmalar ve verilen cezalar şu şekilde;

  • Roche: Rekabet Kurumu, Roche Müstahzarları Sanayi AŞ hakkında soruşturma açıldığını duyurdu.
  • Canon: Canon Eurasia Görüntüleme ve Ofis Sistemleri AŞ’ye 38,3 milyon lira idari para cezası verildi.
  • Frito Lay: Frito Lay Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ hakkında soruşturma açıldı.

Haziranda satılan konut sayısı belli oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), haziran ayına ilişkin konut satış istatistiklerini açıkladı. Türkiye genelinde konut satış sayısı, haziranda geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 5,2 azalışla 79 bin 313’e geriledi. Ocak-haziran döneminde ise satışlar, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,7 azalarak 545 bin 74’e düştü.

Yabancılara Satışlarda Büyük Düşüş

Haziran ayında yabancılara 1.440 konut satıldı. Bu satışlar, yıllık bazda yüzde 45,1 azaldı. İpotekli konut satışları da haziran ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 49,4 azalarak 6 bin 813’e düştü. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 8,6 olarak gerçekleşti. Ocak-haziran döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 57,7 azalışla 51 bin oldu.

İlk El Konut Satışları

Haziran ayındaki ipotekli satışların 1.547’si, ocak-haziran dönemindeki satışların 12 bin 176’sı ilk el satışları olarak hesaplandı. Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, haziranda yıllık bazda yüzde 1,8 azalarak 25 bin 425’e düştü. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışlarının payı yüzde 32,1 olarak tespit edildi. İlk el konut satışları ocak-haziran döneminde de geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,3 artışla 173 bin 324’e yükseldi.

Üniversite tercihlerinde 68 bin kontenjan düştü! Adaylar ‘nasıl tercih yapacağım?’ sorusunun cevabını arıyor

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) 8-9 Haziran tarihlerinde düzenlenen, 2.8 milyon adayın katıldığı Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) sonuçlarını önceki gün açıkladı. Tercihler 25 Temmuz 2 Ağustos tarihleri arasında alınacak.

YÖK Başkanı Erol Özvar, bu yıl devlet üniversitelerindeki ikinci öğretim programlarının kapatıldığını; mimarlık, eczacılık, psikoloji, beslenme ve diyetetik ile bazı temel bilim programlarının da kontenjanlarının düşürüldüğünü duyurmuş, ancak bu durumun genel kontenjanları etkilemeyeceğini, 1 milyon civarında kontenjanın korunacağını açıklamıştı.

YÖK henüz üniversitelerdeki kontenjan sayılarını paylaşmadı fakat Rehberlik Uzmanı Salim Ünsal’ın kılavuzdan yaptığı hesaplamalara göre bu yıl toplam 960 bin 249 genel kontenjan bulunuyor. Okul birinciliği, şehit gazi yakını, depremzede ve 34 yaş üstü kadın kontenjanları da eklenince toplam kontenjanın 1 milyon 21 bin olduğunu kaydeden Ünsal, kontenjanlarda geçen yıla göre 67 bin 709 civarında azalma olduğunu belirtiyor.

İŞLETME KONTENJANI ARTTI

En fazla kontenjan düşüşü Türk Dili ve Edebiyatı, Tarih, İlahiyat, Beslenme ve Diyetetik, İslami İlimler programlarında yaşanırken işletme, yazılım mühendisliği, ebelik, fizyoterapi ve rehabilitasyon, yönetim bilişim sistemleri programları kontenjanı en çok artan programlar arasında yer alıyor.

YÖK’ün kontenjanlarının azaltılacağını açıkladığı programlarda düşen kontenjan sayısı ise şöyle: Beslenme ve diyetetik 2403; mimarlık 1.148, psikoloji 1002; eczacılık 814.

Yine tercihlerde en gözde programlar arasında yer alan hukukta da 1.172 kontenjanın azaldığı görülüyor.

TERCİHLERİ ETKİLEYECEK

Sınav sonucunu öğrenen adaylar şimdi nasıl tercih yapacağım sorusunun cevabını arıyor. Bu noktada puana değil, başarı sırasına göre tercih yapmak en doğrusu. Ünsal’ın verdiği bilgilere göre başarı sıraları geçen yıla göre bir miktar değişim gösterdi. Adaylar, bazı puan türlerinde geçen yıla göre az da olsa daha iyi sıradalar ama 2021’de olduğu gibi başarı sıralarında hızlı bir yükseliş olmadı.

Tercihlerde sözel ve eşit ağırlıkta zorlu bir süreç yaşanacağına değinen Ünsal, şunları söyledi: “Çünkü kontenjan eksilmeleri o puan türlerinde gözüküyor. Sayısalda ise özellikle kontenjanları eksilen bazı mühendislikler, beslenme diyetetik gibi bölümler var. Kontenjanlarda hızlı düşüş yaşanan bölümlerde yerleşme riskleri ortaya çıkabilir. Adaylar tercihlerinde kendi başarı sırasının yüzde 30-40 altına inmeli. Örneğin 80 bininci olmuşsa 120-130 bine kadar tercih yapması sağlıklı olur. Böyle yapılırsa yerleşme riski yaşamazlar.

KILAVUZU İYİ İNCELEYİN!

ÖSYM, adaylara ön bilgi vermek amacıyla 2024-YKS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu’nu da yayımladı. Kılavuzda programların kontenjanları, puanları ve başarı sıraları, özel şartları vs. ilgili bilgiler yer alıyor. Adaylar, kılavuzu inceleyerek, tercih etmeyi düşündükleri üniversiteler ve bölümlerle ilgili detaylı bir bilgiye sahip olabilecek. Tercih dönemi çok hızlı geçiyor o nedenle adayların kılavuzu şimdiden incelemeye başlamalarında yarar var.

Kaynak: Milliyet

Konut satışı düşüyor! Yabancılarda en çok onlar aldı

İpotekli konut satışı olarak bilinen banka kredili konut satışları, yüksek konut kredi faiz oranları nedeniyle düşüşünü sürdürüyor. Buna göre ülke genelinde ipotekli konut satışları haziran geçen yılın aynı ayına göre yüzde 49.4 azalarak 6 bin 813’e düştü. Ocak-haziran döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 57.7 azalışla 51 bin 415 oldu.

EN ÇOK RUSLAR ALDI

Haziranda yabancılara ise 1440 konut satıldı. Söz konusu satışlar, yıllık bazda yüzde 45.1 azalış gösterdi. Toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 1.8 olarak belirlendi.

Yabancılara konut satışı ocak-haziran döneminde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 45.7 azalarak 10 bin 461 oldu.

Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı Rusya vatandaşlarına yapıldı. Bu ülke vatandaşlarını 156 konutla İran, 102 konutla Ukrayna vatandaşları izledi.

FİYATLAR DÜŞÜYOR

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından Mayıs 2024 dönemine ilişkin Konut Fiyat Endeksi (KFE) verileri açıklandı. KFE, mayısta yıllık bazda yüzde 45 artarken, bu dönemde reel olarak azalış yüzde 14.9 oldu.

Her 1 milyonluk kazanca ek vergi! Cumhurbaşkanı sıfırlayabilecek

Milliyet gazetesinden Mithat Yurdakul’un haberi şöyle:

AK Parti’nin TBMM’ye sunduğu ve bugün de Meclis Plan Bütçe Komisyonu’nda ele alınacak vergi düzenlemelerini içeren kanun teklifine göre, yurtiçi asgari kurumlar vergisinin yürürlüğe girmesiyle, 1 milyon lira bilanço karı olan bir şirket, 50 bin lira ilave vergi ödeyebilecek.

Bilanço karı 1 milyon lira, iştirak hissesi satış kazancı istisnası 800 bin lira olan bir şirket, şu andaki mevzuata göre istisna düştükten sonra 200 bin lira matrah üzerinden hesaplanan yüzde 25 oranı ile 50 bin TL kurumlar vergisi ödüyor. Yeni düzenlemeyle aynı şirket, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının yüzde 10’u üzerinden hesapladığı vergiyi verecek. Kurumlar vergisi 100 bin liraya çıkacak şirket, 50 bin lira fazladan vergi ödemiş olacak.

İlk defa işe başlayan mükellefler için üç hesap dönemi boyunca bu maddenin uygulanmaması sağlanarak, yeni kurulan şirketlerin düzenlemeden etkilenmemesi sağlanacak. Asgari vergi için belirlenen yüzde 10 oranı, sektöre göre ve üretim alanına göre artırılabileceği gibi Cumhurbaşkanı kararıyla sıfıra da indirilebilecek.

Yerel ve küresel asgari kurumlar vergisinden belli kuruluş ve sektörler muaf olacak. Teklife göre kamu kuruluşları, uluslararası kuruluşlar, kar amacı gütmeyen kuruluşlar, emeklilik yatırım fonları, çok uluslu işletme gruplarının uluslararası deniz taşımacılığından elde ettikleri kazançları her iki asgari verginin de kapsamına girmeyecek.

YABANCI ŞİRKETLERİN DURUMU

Yabancı şirketler için getirilen asgari kurumlar vergisi ise Türkiye’de yaratılan değerler üzerinden elde edilen kazançların vergi cennetlerine doğru kaymasını engellemek için çok uluslu işletmeler için öngörülebilir, şeffaf ve kapsamlı bir vergilendirme sistemini hedefleyecek.

E-TİCARETTE BİLDİRİM YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Teklife göre e- ticaret ve dijital ortamdaki her türlü reklam, ilan, satış ve kiralama gibi faaliyetlerde vergiyi güvence altına almak amacıyla, e-ticaret hizmet sağlayıcılara ticari faaliyetlerine yönelik bildirim verme yükümlülüğe getirilecek. Bildirim yükümlülüğü erişim sağlayıcılar, içerik sağlayıcılar, yer sağlayıcılara ve sosyal ağ sağlayıcılar için de geçerli olacak.

Kahramanmaraş depremlerinin yaşandığı bölgelere konut, işyeri, okul, öğrenci yurdu, hastane, kültür merkezi, kütüphane yapımı için bağışta bulunan yabancı devlet ve kuruluşlara KDV istisnası getiren teklif uyarınca, serbest bölgelere sağlanan kazanç istisnası da ihracat gelirleriyle sınırlandırılacak.

Tesla’dan ‘gececi’ gençleri üzecek yazılım

Mashable Türkiye’de yer alan haberde şöyle denildi:

“Şirketin yazılım değişikliklerini takip eden Not a Tesla App’e göre 2024.26 sürümü geçtiğimiz günlerde çalışanlara sunuldu.

Güncelleme PIN kodu ile etkinleştirilebilen bir dizi özellik ve yeni ebeveyn denetimlerini içeriyor. Güncellemenin yayınlanmasıyla birlikte Tesla sahipleri gece sokağa çıkma yasağı (Night Curfew) adlı bir özelliği aktif hâle getirebilecek ve maksimum hız limitini belirleyebilecek; ayrıca çarpışma uyarısı ve otomatik acil durum frenleme gibi güvenlik özelliklerin devre dışı bırakılmasını engelleyebilecek. Bir araç belirlenen saatten sonra sürüldüğünde Tesla mobil uygulamasına bildirim gönderecek.”

 

Ne bakkal ne büfe… ‘Hibrit market’ dönemi!

İçeriğine yeme içme çözümlerini de ekleyen yeni nesil marketler büyümeye devam ediyor. Artık daha yaygın hale gelen marketlerin yanı sıra büyük zincir marketler de şubelerine yeme içme alanları kuruyor.

Hem esnafın, hem de küçük ölçekli yerel zincir marketlerin eleştirileri odağındaki bu ‘hibrit marketler’ tüketiciye hazır yemek, sıcak yemek, kahve/çay ve yeme içme alanları sunuyor. Benzerleri Amerika ve Güney Kore’deki gibi büyüme atağında olan marketlere yeni markaların da eklenmesi bekleniyor.

‘HERKES İŞİNİ YAPSIN’

Yeme içme hizmeti sunan marketler özellikle beyaz yakalı çalışanlar için günün çeşitli saatinde ihtiyaçların karşılanabileceği alanlar haline geliyor. Pandemi öncesi başlayan furya olumsuz sonuçlanmış, bu hibrit marketlere talep oldukça düşük kalmıştı. Şimdi yeni bir hareket başlatan marketlerin daha hızlı karşılık bulduğu görülüyor. Ancak bu büyüme, çevrelerindeki pastane, lokanta, büfe gibi küçük ölçekli esnaf ile küçük yerel marketlerin ‘işleri böldüğü’ eleştirilerini alıyor.

Tüketicinin market alışverişi yerine daha çok günlük yeme içme hizmeti veren bu alanların şu ana kadar başarılı olamadığını belirten Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Başkanı Ömer Düzgün, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Ekstra müşteri çekme hizmeti. Bir modeldir, deneniyor, bir şey demek için erken ama herkes kendi işini yapsın, işin doğrusu budur.”

‘HAKSIZ REKABET OLUŞUYOR’

Aynı zamanda hazır yemek ve yeme imkanı barındıran marketlerin çevrelerindeki çeşitli esnafın işi için risk oluşturduğunu belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ‘haksız rekabete’ dikkat çekti. Palandöken, “Başta hijyen sorunu da var. Çünkü üretim ve yemek yapım yeri farklıdır, farklı standartları vardır. Yasanın belli boşluklarından faydalanıp hareket alanı buldular ama bunun esnaf için çözüme kavuşturulması lazım. Mali yönden de vergisi, alışı verişi ona göre değrelendirilmeli. Tüketici tarafından ise fiyatların yanlış belirlenmesi söz konusu” diye konuştu.

İstanbul Deniz Kara Büfeciler Esnaf Odası Başkanı Mustafa Şimşek, büfelerin git gide azaldığını hatırlatırken, “Bu gibi marketlerle rekabet etmek kolay olmayacak. Büfeler masa sandalye koyamıyor, koyarsa direkt lokanta sayılıyor. Halbuki lokanta standartları farklıdır. Ama marketler bunları yapabiliyor. Büfeler de bakkallar gibi yok olma tehlikesiyle karşı karşıya” dedi.

SOSYAL MEDYA TESİRİ

Özellikle dünyanın çeşitli ülkelerindeki sosyal medya fenomenleri, ABD ve Güney Kore’de uzun zamandır var olan; yeme içme imkanı ve ürün çeşitliliği barındıran bu marketleri sık sık ziyaret ederek takipçileriyle paylaşıyor. Günün her anında tüketilebilecek paketlenmiş yemek sunan marketler, farklı ülkelerde de tüketicinin deneyimine açılıyor. Türkiye’de de özellikle beyaz yakalıların çalışma merkezi olan ilçe ve semtlerde öne çıkan marketler, aynı zamanda metro istasyonlarında da farklı çeşitleriyle hizmet veriyor. Bu sektöre yönelik büyüme öngörüleri önceki yıllarda düşük kalsa da artık gelecek vaat ettiği hesaplanıyor.

KAYNAK: Milliyet

Dünyaca ünlü bankadan Türkiye için enflasyon tahmini

Deutsche Bank Ortadoğu ve Doğu Avrupa Araştırma Müdürü Wietoska, Türkiye’de enflasyonun yıl sonunda yüzde 40 seviyesine gerilemesini beklediklerini belirtti. Yıl sonu dolar/TL beklentilerinin ise 37 TL olduğunu kaydeden Wietoska, “Türkiye resesyona girmeden ekonomisini dengelemeyi başarabilirse eşsiz bir örnek olacak” ifadelerini kullandı. Bakan Şimşek, enflasyona ilişkin açıklamasında “Yılı 38 civarında kapatmayı ümit ediyoruz” demişti.

Deutsche Bank Ortadoğu ve Doğu Avrupa Araştırma Müdürü Hans-Christian Wietoska, Türkiye’de enflasyonun yıl sonunda yüzde 40 seviyesine gerilemesini beklediklerini belirterek, “Güçlü bir dezenflasyon süreci bekliyoruz. Bundan sonra ikinci aşamada enflasyonu yüzde 20’ye düşürmek asıl soru işareti olacak” dedi.

Wietoska, Türkiye’nin makro ekonomi politikalarındaki değişim, enflasyon ve faiz beklentileri ve yatırımcılarına Türkiye’ye bakışına ilişkin soruları cevapladı. Türkiye’nin geçen yıldan itibaren makro ekonomi politikalarındaki değişimi başlatarak çok iyi bir adım attığını söyleyen Wietoska, bu değişimin yerel seçimlerde de sürdürülmesinin önemli olduğunu dile getirdi.

“U DÖNÜŞÜ OLDU”

Wietoska, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) yerel seçimlerden önce politika faizindeki 500 baz puanlık artışının “güçlü bir mesaj ve oyun değiştirici” olduğunu ifade ederek, “Bu adımın ardından bir U dönüşü oldu diyebiliriz. Yurt içi yatırımcılar ve yabancılar lirada bir devalüasyon bekliyordu ancak TCMB faiz artırımıyla para biriminde bir başka keskin değer kaybının stratejisinin bir parçası olmadığını açık şekilde ortaya koydu.” diye konuştu. Yatırımcılarla iletişimin açık ve net olmasının da ileriye dönük politikalara olan güveni artırdığını söyleyen Wietoska, TCMB’nin önünde bir takım zorluklar bulunduğunu ancak bu sorunları aşabilecek gerekli çerçevenin bulunduğunu aktardı.

Wietoska, son aylarda Türkiye’ye ilişkin algının oldukça olumlu olduğunu, net rezervlerin 10 milyar doları aştığını ve uluslararası rezervlerin 150 milyar dolar seviyesine yaklaştığını anımsattı.

“DEZENFLASYON SÜRECİ BEKLİYORUZ”

Enflasyonun zirveyi gördüğüne dikkati çeken Wietoska, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ekonominin dengelenmesi açısından ilk aşama başarıyla tamamlandı. Şimdi ikinci aşama başlıyor. Enflasyon zirvenin ardından düşüşe geçiyor ve güçlü bir dezenflasyon süreci bekliyoruz. Yıl sonu itibarıyla enflasyonun yüzde 40 seviyesine gerileyeceğini öngörüyoruz. Bundan sonra ikinci aşamada enflasyonu yüzde 20’ye düşürmek asıl soru işareti olacak. Ayrıca, büyüme de yavaşlıyor ve büyüme yavaşladığında TCMB’nin reaksiyonu da önemli olacak.”

Wietoska, büyüme yavaşladığında ve enflasyon gerilediğinde faiz indirimi için doğru zaman olacağını belirterek, “Bu yıl kasım ve aralık olmak üzere 500 baz puan faiz indirimi öngörüyoruz. Bu baz senaryomuz ve gevşeme gelecek yılın başlarında da sürecektir.” dedi.

“EŞSİZ ÖRNEK OLACAK”

TCMB’nin sıkı para politikası duruşunu sürdürmesinin önemli olduğunu kaydeden Wietoska, “Kolay olmayacak ama daha önce dünyada yüzde 75 enflasyonu olan hiçbir ülke resesyona girmeden enflasyonu düşürmedi. Türkiye resesyona girmeden ekonomisini dengelemeyi başarabilirse eşsiz bir örnek olacak ki Türkiye’nin bunda başarılı olacağı konusunda oldukça iyimseriz. Ancak yarı yolda politika hataları olmamalı.” diye konuştu.

Yıl sonu dolar/TL beklentilerinin ise 37 olduğunu kaydeden Wietoska, TL’de reel anlamda değer kazancı öngördüklerini söyledi.

Deutsche Bank ekonomistleri, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,5 büyümesini bekliyor.

35 yıllık sanayi devi iflas etti

İstanbul Sanayi Odası verilerine göre Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşları arasına giren, Türkiye’nin önemli sanayi kuruluşlarından Pakpen iflas etti.

DEV ENTEGRE TESİSLERİNE SAHİPTİLER

Konya Organize Sanayi Bölgesi’nde 300 bin metrekarelik entegre tesisleri en büyük kuruluşların başında yer alan Pakpen, kapı, pencere, boru, bahçe ve PVC gibi bir bina için gerekli olan birçok malzemeyi bir arada üretebiliyordu.

Yıllık 250 bin ton plastik, 650 bin metreküp yalıtım malzemesi, günlük 1000 adet kompozit oda kapısı üreten 35 yıllık sanayi devi Pakpen, tüm uğraşlarına rağmen ekonomik krizden kurtulamadı.

Merkez Bankası’ndan TL’yi destekleyecek yeni adım

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) Türk Lirası (TL) mevduata geçişin desteklenmesi ve KKM hesaplarının azaltılmasına yönelik adımlarına devam ettTCMB’nin bankalara gönderdiği uygulama talimatıyla KKM hesaplarına uygulanan faiz oranı alt sınırı, politika faiz oranının yüzde 80’inden yüzde 70’ine indirildi. Vade sonunda TCMB tarafından ödenecek kur farkı tutarı, politika faizi esas alınarak hesaplanmaya devam edilecek.

22 TEMMUZ’DAN İTİBAREN GEÇERLİ

Ayrıca, yeni açılacak ve yenilenecek hesaplar için “ek getiri” adı altında herhangi bir ödeme yapılamayacağı bildirildi. Böylece KKM hesaplarında azalmanın hızlanması ve TL mevduatın payının artması bekleniyor. Değişiklikler, 22 Temmuz 2024’ten itibaren geçerli olacak.

Daha önce KKM hesaplarına uygulanan faiz oranı alt sınırı, yüzde 50 olan politika faizinin yüzde 80’i seviyesinde bulunan yüzde 40’a karşılık geliyordu. Yüzde 40 seviyesi, yeni uygulama talimatıyla yüzde 35’e indirildi.

Exit mobile version