Papa Francis, İsrail’in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü saldırılara dair soykırım iddialarının derinlemesine araştırılmasını talep etti. Katolik dünyasının ruhani lideri, İtalyan gazetesi La Stampa’ya verdiği röportajda, Gazze’deki eylemleri “soykırım” olarak nitelendiren bazı uzmanlara dikkat çekerek, bu konuda uluslararası hukukçuların ve kuruluşların kapsamlı bir soruşturma başlatması gerektiğini söyledi.
Papa Francis, “Bazı uzmanlara göre Gazze’de olup bitenler soykırım niteliğindedir,” ifadelerini kullanarak, söz konusu eylemlerin uluslararası hukuk tarafından tanımlanıp tanımlanamayacağına dair titiz bir inceleme yapılması gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, dünyanın dört bir yanındaki liderlerden ve insan hakları savunucularından geniş yankılar uyandırırken, uluslararası toplumda büyük bir tartışma başlattı.
Papa Francis’in Uyarıları ve İsrail’in Tepkisi
Papa Francis, geçtiğimiz yıl, Hamas tarafından tutulan İsrailli rehinelerle ve Gazze’de yakınları bulunan Filistinlilerle ayrı ayrı görüşmeler yapmıştı. O dönemde, bölgedeki çatışmaların yalnızca bir savaşın ötesine geçtiğini ve “terörizm” boyutuna ulaştığını söylemişti. Bu tür açıklamalar, İsrail hükümetinin tepkisini çekmiş ve Vatikan’ın savaş hakkındaki tutumuna karşı ciddi eleştiriler getirilmişti.
Bugün ise, Papa Francis’in soykırım iddialarına ilişkin yaptığı bu ilk açıklama, İsrail hükümeti tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. İsrail’in, bu tür iddiaları reddederek, kendi güvenliği için yürüttüğü askeri operasyonları savunduğu biliniyor. Ancak, Gazze’deki sivil ölümlerinin boyutları ve yaşam alanlarının tahribatı, dünya çapında insan hakları organizasyonlarının endişelerini artırmış durumda.
Gazze’deki Durum: Ölü Sayısı Artıyor
İsrail’in hava saldırıları, Gazze’nin merkezi ve güney bölgelerinde büyük tahribatlara yol açmaya devam ediyor. Gazze’deki Sağlık Bakanlığı’na göre, son birkaç hafta içinde yaklaşık 43.800 Filistinli hayatını kaybetti. Ölülerin çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Bakanlık, sivil ve savaşçı ölümleri arasında ayrım yapmazken, savaşın sivil halk üzerinde yarattığı yıkımı vurguluyor.
Ayrıca, Gazze’nin 2,3 milyonluk nüfusunun neredeyse yüzde 90’ı yerinden edildi. Binlerce insan, evlerini terk ederek sığınacak yer arayışına girdi. Yaşam koşullarının giderek kötüleşmesi, bölgedeki insani krizi derinleştiriyor.
Lübnan’da İsrail Saldırıları: Savaş Sınırlarını Aşıyor
Lübnan, İsrail’in hava saldırılarıyla Gazze’nin yanı sıra hedef haline gelmiş durumda. İsrail, Lübnan’ın güneyindeki Hizbullah militanlarının etkili olduğu bölgeleri bombalamayı sürdürürken, Lübnan hükümeti ABD’nin arabuluculuğunda bir ateşkes önerisini değerlendiriyor. Saldırılar, Lübnan’ın başkenti Beyrut’un güney banliyölerinde yoğunlaşırken, Hizbullah ve İsrail arasındaki çatışma giderek tırmanıyor.
Lübnan’da 3.400’den fazla kişinin öldüğü, 1,2 milyon kişinin ise yerinden edildiği belirtiliyor. Lübnan’daki bu gelişmeler, bölgedeki gerilimin sadece İsrail ve Filistin arasında değil, aynı zamanda komşu ülkelere de sıçrayarak daha büyük bir çatışma ortamı yaratabileceğini gösteriyor.
İsrail’in İç Siyasi Çalkantıları
İsrail’de, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın gerçekleştirdiği saldırı sonrası yaşanan rehinelik krizinin ardından hükümetin izlediği politika büyük tartışmalara yol açtı. Başbakan Benjamin Netanyahu’ya yönelik yoğun eleştiriler, hükümetin güvenlik ve istihbarat hatalarından, rehinelerin serbest bırakılması konusunda yetersiz çabalarından kaynaklanıyor. Netanyahu’nun yönetimine karşı kitlesel protestolar devam ederken, İsrailliler yeniden Tel Aviv’de toplanarak ateşkes çağrısında bulundu.
Netanyahu’nun konutuna yönelik yapılan işaret fişeği saldırıları da, iç siyasi ortamın ne denli gergin olduğunu gözler önüne seriyor. İsrail polisi, bu saldırıların arkasında politik muhaliflerin olabileceğini belirtti, ancak konuya dair daha fazla bilgi vermedi.
Uluslararası Tepkiler: Soykırım mı, Terörizm mi?
Papa Francis’in açıklamalarının ardından, uluslararası alanda İsrail’in Gazze’deki eylemlerinin soykırım olup olmadığına dair kapsamlı tartışmalar başladı. Birçok insan hakları örgütü, İsrail’in Gazze’deki operasyonlarını eleştirirken, bazı uzmanlar ve ülkeler de Gazze’deki ölümlerin soykırım tanımına uyup uymadığına dair bir inceleme yapılması gerektiğini belirtiyor.
Bununla birlikte, İsrail hükümeti, Gazze’deki askeri operasyonlarının sadece güvenlik amaçlı olduğunu savunuyor ve kendi halkını koruma hakkını vurguluyor. Ancak, bölgedeki sivil kayıplar ve büyük tahribatlar, çatışmanın insani boyutunu gözler önüne seriyor. Gazze’deki sivil ölümleri ve yerinden edilme oranı, uluslararası toplumun ve Birleşmiş Milletler’in dikkatini çekmeye devam ediyor.
Sonuç: Gelecekte Ne Olacak?
Gazze’deki durum, sadece bölgedeki halk için değil, aynı zamanda dünya genelindeki siyasi ilişkiler için de kritik bir dönemeçte bulunuyor. Papa Francis’in soykırım çağrısı, hem İsrail hükümetinin hem de uluslararası toplumun dikkatini çekmeye devam edeceğe benziyor. Soykırımın tanımı ve kapsamı hakkında yapılacak bir inceleme, bu trajik çatışmanın insani boyutunun daha net bir şekilde anlaşılmasına yardımcı olabilir.
Uluslararası kamuoyunun ve hükümetlerin, bölgedeki durumu daha fazla gözlemleyip çözüm için ortak bir yaklaşım geliştirmeleri, daha fazla can kaybını önlemek için hayati önem taşıyor.