New York turunuz sırasında Amerika‘nın sahip olduğu, başarılı olduğu her şey kusursuz şekilde pazarlanıyor. Bu pazarlamaya kanmayacağınızı sanıyorsanız, (biz sandık) yanılıyorsunuz. Garip bir enerji hakim şehre, her an koşturmaya, hızlı yaşamaya hazırsın ama soluklanmak istediğinde onun da keyfini çıkarabileceğini biliyorsun.
Amerikan Rüyası sağ olsun, ne olursa olsun, New York şehri bilinç altımızda en çok hafızaya sahip şehir. Her an köşedeki kafeden Seinfeld çıkacak, terasta Sex and the City’deki ablaları göreceğiz, Spider Man önünüzdeki gökdelene atlayacak gibi. Ya da Brooklyn köprüsünden geçerken “Woody Allen değil mi o?” diyeceğiz bir şekilde. Beynimize işleyen tüm bu sayısız imgenin içinde olmak insana basit ve net bir mutluluk veriyor, saçma bir başarmışlık hissi belki de. NY turu yapmak, New York’ta gezgin olmak, Sting abimizin deyimiyle biraz da “alien” olmayı, başka hiçbir yerde hissedemeyeceğiniz duyguları yaşatıyor ve Amerika seyahat anılarımızda bambaşka bir yer alıyor.
Amerika seyahatlerinin ilk durağı genellikle New York’tur desek yanlış olmaz. Burası gerçekten turistlerle dolup taşan bir şehir, buna rağmen turistik bina girişleri gibi anlar hariç şehrin aşırı kalabalık hissettirmediğini söylemeliyiz. Manhattan’da dahi birçok mahallede tüm o karmaşadan uzaklaşıp huzur bulabiliyorsunuz. Bu kadar küçük adaya bu kadar çok şey sığdırıp, keyifli bir hayat yaratabilmek gerçekten başarı. Biz büyük şehir hareketliliğini severiz, Avrupa’da özellikle Barselona ve Paris‘te bayıla bayıla gezmiştik, ama New York seyahati farklı, gerçekten insan kendini “dünyanın merkezi”nde hissediyor.
New York’un nüfusu yaklaşık 8.2 milyondur. Dünyanın en büyük kozmopolit ülkesi Amerika’nın en kozmopolit noktasıdır. Sokaklarında kimin turist, kimin yerel Newyorker, kimin öğrenci, kimin “nereli” olduğunu anlamak imkansızdır. Amerika’da, özellikle vitrini New York’ta dünyanın tüm ırkları iç içe geçmiştir. Anlamakta zorlandığımız bir milliyetçilikle kendi öz kimliklerinin de önemini yitirmeden farklı bir dünya kurmuşlar New York’ta.
Irkçılık konusunda her şeyin gül pembe olmadığının altını çizmekle beraber yine de el ele dolaşan siyahi ve beyaz sevgililer, kahkaha atan Asyalı ve İtalyan arkadaşlar, bir küreselleşme hikayesini yaşatıyor bize ve ABD gezisi yapıp da tur rotasında NY olanlara. Amerika’nın yakın tarihine kadar ırkçılığın büyük bir problem olduğunu ve hâlâ Amerika’nın birçok eyaletinde ırkçılığın yoğun şekilde var olduğunu hatırlatmakta da fayda var.