Soya fasulyesi, diğer bitkisel kaynaklara göre yüksek seviyede protein içermekte ve bu özelliği ile de hayvansal protein kaynaklarına göre de oldukça sağlıklı bir protein kaynağıdır.
Yüksek Kolesterol: Soya fasulyesinin yüksek kolesterol üzerinde olan etkisi konusunda yapılan araştırmaların çoğu, soya içinde bulunan proteinin LDL kolesterolü ile total kolesterolü düşürdüğü yönündeki sonuçlara sahip. Bu araştırmalarda menopoz öncesi ve sonrası dönemdeki kadınlarda ve aynı yaş gurubunda olan erkeklerde soyanın, yüksek kolesterolü belirgin bir oranda düşürdüğü tespit edilmiştir.
Fakat aynı araştırmalara göre soya fasulyesi veya diğer soya ürünleri yüksek kolesterolü bulunan her bireyde aynı olumlu sonuçları yaratmayabiliyor. Bunun sebebi ise kişilerin bağırsaklarında bulunmakta olan ve soyanın da kolesterolü düşüren bileşenlerinin sindiriminde kullanılan bakterilerin sayısıdır. Soyanın kötü kolesterolü düşüren etkisi bu besinin kalp sağlığını korumak için önerilen besinler arasında yer almasını sağlamaktadır.
Besin Değeri: 100 gram pişmiş soya fasulyesi yaklaşık olarak 173 kalori içerir. Belki kalori miktarı çok düşük olmayabilir fakat besin değeri yüksek olduğu için de diyet listelerinde sık sık soya fasulyesinin önerildiğini görebilmeniz mümkün. 100 gram soya fasulyesi, sindirim için gerekli olan besin lifinden 6 gram içermekte. Yani 100 gram pişmiş soya fasulyesi yerseniz günlük almanız gereken besin lifinin %24’ünü alabilmeniz mümkün.
Kanser: Soya fasulyesinin kanser hastalığını önlemedeki etkisi ile ilgili yapılan araştırmalar daha çok ilerleyen yaşlarda ve erkeklerde sıkça görülen bir kanser türü olan prostat kanseri üstüne yoğunlaşmış durumdadır. Bu araştırmalar, düzenli bir şekilde soya fasulyesi ve soyadan üretilen besin ürünleri tüketmenin, prostat kanseri riskini düşürdüğünü ortaya koymaktadır. Soyanın, kanseri önleyen etkisi ise “daidzein ve genistein” adlı bileşenlerden kaynaklanır.
Kemik Sağlığı: Soya fasulyesi kemiklerin gelişiminde ve korunmasında önemli olan kalsiyum bakımından oldukça zengindir. Buna ek olarak da kemik yapısının korunmasında kullanılan magnezyum da içermekte. Soya fasulyesi ve diğer soya ürünlerinin yoğun tüketildiği ülkelerin istatistiklerine bakılırsa osteoporoz ve diğer kemik problemlerinin daha az olduğu görülebilir. Yapılan araştırmalar da istatistiklerin verdiği sonuçları onaylar niteliktedir. Bu verilere dayanarak, düzenli bir şekilde soya fasulyesi tüketmek, kemiklerde olan mineral kaybının önlenmesine yardımcı oluyor diyebilmemiz mümkün.
Tip 2 Diyabet: Soya fasulyesi son yıllarda, tip 2 diyabet hastalarının karşılaştığı en büyük problemler arasında yer alan kalp ve karaciğer hastalıklarına karşı korunmak için önerilen besinler arasında ilk sıralara yükselmeye başlamıştır. Illinois Üniversitesi tarafınca yapılan bir araştırmaya göre tip 2 olan diyabet kaynaklı karaciğer rahatsızlığı yaşayan hastalarda protein kaynağı olarak, hayvansal gıdaların yerine “izole soya proteini” yediklerinde, idrardaki protein oranı %10 kadar azalır ve böylece karaciğerin de fonksiyonu gelişir.
Menopoz: Soya fasulyesi ve diğer soya ürünlerinin de oldukça yoğun olarak tüketildiği Japonya’da yapılan araştırmalar, bu ülkede menopoza bağlı “ter basması” ve diğer belirtilerin, Kuzey Amerika kıtasına oran ile %30 daha az yaşandığını ortaya koymaktadır.