Roma tarihi şehir merkezi UNESCO dünya tarih mirası listesindedir. Muhteşem sarayları, yüzyıllık kilise ve bazilikaları, antik kalıntıları, anıtları, heykelleri, sanat eserleri gibi birçok şeyle dünyanın en zengin şehirlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bunların yanı sıra Roma günümüzde canlı gece hayatı ve ünlü markalara ev sahipliği yapması nedeniyle alışveriş konusunda da akla gelmektedir.

Dünyanın en küçük ülkesi olan ve dini açıdan oldukça önemli olan Vatikan, Roma sınırları içerisindedir. Aslında Roma ile Vatikan’ı ayıran sadece bir duvar ve bazı noktalarda bir çizgidir. Vatikan dini önemi kadar kültürel ve sanat konusundaki önemi ile de dikkat çekmektedir.

Görülecek birçok yer, yapılacak birçok şey ile Roma tam global bir şehirdir. İtalya’nın en güzel şehri olarak değerlendirilen Roma, Avrupa’da en çok turist çeken yerlerden biridir. Her daim kalabalık olan bu şehirde dikkatli olmanız tavsiye edilir. Bunun dışında özellikle bir yere gitmiyor ya da bir şeyi aramıyor olsanız bile sokaklarında gezinmenin zevkli olduğu bu yeri görülecekler listesine eklemelisiniz.

Roma Tarihi: Roma tarihi şehrin kendisi kadar köklü ve zengindir. Tarihinin Romulus ve Remus efsaneleri ile başladığı düşünülmektedir. Efsaneye göre Savaş Tanrısı Mars’ın Romulus ve Remus adlı ikizleri dünyaya getirip onları terk eder bebekler bir kurt tarafından yetiştirilir, bir çoban tarafından bulunan ikizler sonrasında bir şehrin kuruluşu ile ilgili kavga eder ve Romulus Remus’u öldürür. Tarih de hikaye de bu şekilde biter. Tarihçilerin yorumlarına görey şehir küçük doğal bir bölgeden büyük bir imparatorluk haline dönüşmüştür.

Roma İmparatorluğu döneminde başkent olan bu şehir o dönemde dünyanın en büyük şehri olarak kabul edilmekteydi. Bazı tarihçilere göre imparatorluk döneminde şehrin nüfusunun 3,5 milyon olduğu düşünülmektedir. Augustus döneminde daha da genişleyip zenginleşen Roma, bir dönemler tuğladan bir şehirken Augustus’tan sonra mermere dönüştürülecek kadar gelişmiş olarak nitelendirilmektedir.

Roma tarihinde 17. yüzyılla birlikte şehirde barok etkisi görülmeye başlamıştır. Bu dönemde özellikle mimariyi etkileyen barok akımı ile kiliseler, çeşmeler, anıtlar ve meydanlar bu tarza göre yapılmıştır. 20. yüzyılda İtalya’nın isteksiz bir şekilde Dünya Savaşı’na dahil olmasına rağmen ülke ve başkenti savaştan etkilenmiştir. Özellikle II. Dünya Savaşı sırasında şehrin bazı kısımları zarar görmüştür. Yenilenme dönemi bu savaştan sonra başlamıştır. 1950 – 1960 yılları arasında modern bir şehir haline gelen Roma her geçen gün daha popüler ve metropolit bir yer olmuştur.

Paylaşın.
Bir Cevap Bırakın

Exit mobile version