Üsküp’e 17 kilometre (yarım saat) mesafede; Treska Nehri’nin üstünde doğa harikası yapay göl ve kanyonun kendisi tam bir huzur noktası. Dingin suyu, Akdeniz ikliminin nimetlerini bonkörce sunduğu şahane bir flora ile bileşmiş ve insan eli o kadar az değmiş ki, sadece başarılı bir ressamın son rötuşları gibi doğaya uygun birkaç tekne, güzel bir de restoran/otel karışımı tesis. Orta çağ döneminden kalma birkaç bina, kilise ve manastır ile şampiyonadaki bir dansçının uyumluluğunda.
5000 hektara yayılmış alanda öğrendiğimize göre speleoglar (mağara bilimciler) tadından yenmez karts mağaralarında kendinden geçiyormuş. Bilimsel değil de işin görsel boyutuyla ilgilenen bizler için de sarkıt ve dikitleri yakından görmek için her gün tekne turları düzenleniyor. Ayrıca doğa yürüyüşçüleri bu şahane ortamda kendilerini patikalara bırakıyor, dileyenler de tırmanış gerçekleştirebiliyor.
Yerli kelebeklerin ve kuşların görsel şöleni, güvelerin, birçok börtü böceğin özetle ciddi bir fauranın yarattığı cır cır sesleri, nadir esen rüzgarla birleştiğinde de doyumsuz manzara kulağınıza güzel bir melodi fısıldıyor ve bize yürüyüşün ardına restoranda sandalyelerimize kurulup dinginliğin keyfini çıkarmak kalıyor yavaş ve derin soluklarla.
KANYON MATKA’YA ULAŞIM
Üsküp’ten pazar hariç her gün sıklıkla otobüs seferleri var. Ayrıca Saray ilinden de otobüs bulmak mümkün. Saray’dan taksi ise 1500 dinar civarı yani oldukça uygun.
Lokasyonun kendisi başlı başına gezilecek bir yerdir. Yüzlerce alternatif patika yolla derinliklerine inerken kaybolmamaya ve parkurun zorluğuna dikkat edin yeter. Araçların sizi bıraktığı yolun sonunda tıkılı kalmayın. Mutlaka restoran bölümüne kadar yürüyün. Sonrası size, keyfinize, vaktinize kalmış. Huzurun eşlik edeceği kesin. Klasik cümlelerin en güzeli: Keyfiniz bilir.
St. Andreas Kilisesi ve St. Nicholas Manastırı: Orta çağdan kalma yapılara bakınca insanın doğayla barışık nasıl yaşayabileceğinin önemli örnekleri. Bakar bakar utanırsınız artık.