-Öncelikle parmağınızı cildinizde gezdirin. Cildinizin yağlı bir tabakayla kaplı olduğunu göreceksiniz. Bu tabaka, su ve sebumdan oluşan cildin koruyucu tabakasıdır. Bu koruyucu tabakanın içindeki sebum, yani yağ oranı cilt tipinizi belirlemektedir. Sebum oranı eğer az ise cildiniz kuru; fazla ise yağlı; dengeli ve normal ise normal ve karma cilt tipidir.
-Kuru cilt, oldukça incedir bir yapıya sahiptir gözenekleri de çok küçüktür. Görünümü sert ve mattır. Dokununca pürtüklü ve kurudur. Cilt kendini koruma özelliğini tam anlamıyla yerine getiremediği için dış ve iç faktörlerden kolaylıkla etkilenip tahriş olur. Sık sık kaşınır, gerilir, karıncalanır, soyulur ve çatlar. Banyodan sonra kızarıklıklar oluşur, kireçli su ve sabun rahatsızlık verir. Fazlası ile nemsizdir, günlük bakım kremi kullanılmış olmasına rağmen hala gerginlik ve kuruluk hissedilir.

-Yağlı cilt, kalındır ve gözenekleri de çıplak gözle rahatlıkla görülecek kadar genişlemiştir. Görünümü yağlı, rengi donuk ve parlaktır. Dokununca kaygandır. Sık sık siyah nokta ve sivilce oluşur. Makyaj yapılınca çok çabuk bozulur hatta akar. En geç kırışan cilt türüdür. Oldukça dayanıklıdır.

-Karma cilt, kuru ve yağlı arasındaki cilttir; ne kuru ne de yağlıdır. Burun, alın ve çene (T bölgesi ) yağlı; yanaklar normal ya da kurudur. Yanak bölgesindeki cildin tipi, dış etkenlere göre değişebilir.

-Normal cildin gözenekleri, optimal açıklıktadır. Rengi ise pembedir. Görünümü sağlıklı ve tazedir. Dokununca pürüzsüz ve yumuşaktır.

-Bir önemli not, cildiniz hangi tipte olursa olsun, , mevsim değişimleri, fazla güneşlenme ve hormonal etkenler nemsizlik, nemsizlik, kuruluk ve hassasiyet gibi sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Bu durumda da yapmanız gereken, özel bakım programları uygulamak olacaktır.

-Cilt bakımı için öncelikle arındırma yani keselemenin, cilt bakımındaki önemi inkar edilemez oluşur. Selülit, derideki yapının bozulup, yağ dokularının tuz, su ve metabolizma atığı maddelerle dolarak şişmesi anlamına gelmektedir. Bu durum da lenf ve hücrelerarası sıvının birikmesine yol açarak, deriyi “portakal kabuğu” görünümüne büründürür. Dolaşım bozukluğu, yaş, cinsiyet, kalıtım hormonal düzensizlik, iklim koşulları, hareketsizlik, psikolojik etkenler gibi birçok oluşum sebebi vardır. Spor yapma, sağlıklı beslenme, gerekirse koruyucu kremler ile selülitle savaşılır. Selülit sağlıkla aynı orantılıdır.

-Yeterli uyuyun

Uyku sırasında enerji yenilenerek zehirli maddeler vücuttan atılır. Böylece dokuların beslenmesi düzelir ve hücre metabolizması da normale döner. Stresli olmamaya özen gösterin. Stresliyken vücut insulin salgılar. Bu durum vücutta şeker ve yağ birikimine yol açar.

-Kilonuzu sabit tutun

Sık aralıklarla yüksek oranda kilo alıp vermek derimizdeki esneklik kaybına neden olmaktadır. Bu durum da deri yapısını bozarak selülit oluşumuna zemin hazırlar.

-Gelişigüzel ilaç kullanmayın

Özellikle müshil ve idrar söktürücü ilaçları doktor tavsiyesi ile kullanın. Selülit, vücuttaki tuz-su dengesi değişikliklerine son derece duyarlı. İlaçların kötü kullanımı da bu dengeyi bozabilir. Güneşlenirken çok dikkatli olun. Fazla güneşlenmek cildin yaşlanmasına ve cildin direncinin azalmasına sebep olur. Sıcak saatlerde (12-16 arası) güneşlenmemeye özen gösterin ve mutlaka güneşten koruyucu bir ürün kullanmalısınız. Kan dolaşımını engelleyen sebeplerden uzak durun. Kan yavaşlamalar ve düzen bozuklukları ve yavaşlamalar ve selülitin oluşmasında çok etkili olur. Bu yüzden:

– Vücudunuzu aşırı sıkan giysiler giymeyin.
– Sürekli olarak yüksek topuk kullanmayın.
– Kambur durmayın.
– Kabızlık sorununuz var ise tedavi olun.

-İyi soluk alıp verin

Göğsünüzü iyice şişirin ve burnunuzdan yavaş yavaş ve derince soluk alın ve tekrar burnunuzdan yavaşça geri verin. Dokuların bolca oksijenle dolması, yanma işlemini hızlandırırarak zehirli maddelerin vücuttan atılmasını kolaylaştırarak selüliti engeller.

-Aromaterapi yapın

Selüliti engellemeye yarayan en etkili yağ özleri portakal, greyfurt ve limon yağlarıdır. Çok konsantre oldukları için de sadece 2 veya 3 damla uygulayın. Haftada 1 kez, vücudun üst kısımlarına doğru, dairesel hareketlerle yapılmalı. Diz, dirsek, kol ve kalçaların üst kısımları gibi vücudun pürtüklü olan bölümlerinde ısrarcı olunması ve buna karşın göğüsler, tıpkı boyun gibi vücudun hassas bölümlerine uygulanmamalıdır.

-Günde en az 1,5 litre su için

Su, vücudu zehirli atıklardan temizler ve selülitli dokulardaki tuzu atıp bu dokuları temizler.

-Tuzu azaltın

Tuz ve sosis, sucuk gibi tuzlu yiyecekler dokularda su tutulmasına sebep olur.

-Proteinli besinleri tercih edin

Protein yönünden zengin olan besinleri sindirme sırasında vücut, fazla enerji harcamaktadır. Bu da sağladıkları kaloriyi azaltmaktadır.

-Bol bol meyve ve yeşil sebze yiyin

Yeşil sebze ve meyveler dokulardaki zehirli artıkların atılmasında oldukça etkilidir.
Pirinç, patates gibi nişastalı yiyecekler ile yağlı yiyecekleri bir arada sakın yemeyin. Nişasta fazla miktarda insulin salgılanmasına sebep olarak yağların organizma içine iyice yerleşmesine yol açmaktadır.

….Ve tahmin edeceğiniz gibi,
-Sigara, alkol,kahve, gazlı ve kolalı içecekler içmeyin.

-Yemek aralarında atıştırmayın.

-Kuruyemiş, çikolata,muz, bol salçalı, yağlı ve baharatlı yiyecekler yemeyin.

-Selülitle savaşmakta kararlı iseniz mutlaka düzenli spor yapın Haftada bir kez 2 saat yürüyüş yapmak yerine, her gün 45 dakika yürümek çok daha yararlıdır.

 

Share.
Leave A Reply

Exit mobile version