TÜİK sepeti anlattı! Enflasyon nasıl hesaplanıyor?

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), enflasyon hesaplamalarına ve kurumla ilgili çıkan haberlere dair detaylı bir açıklama yaptı. TÜİK, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) eleştirilerine yönelik olarak, bilimsel bir temele dayanmayan eleştirilerin yanıltıcı beyanlara dönüştüğünü vurguladı. Açıklamada, “Çıkan tartışmalar, Türkiye İstatistik Kurumu’nun, Avrupa Birliği’ne üye ve aday ülkeler, EFTA ülkeleri, ABD ve Kanada’da olduğu gibi seçilmiş homojen maddeler haricinde kalan ürünlerin fiyatlarının yayımlanmaması kararının ne denli isabetli olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur” ifadeleri kullanıldı.

TÜFE Sepeti ve Harcama Grupları

TÜİK’in açıklamasında, 2024 yılı itibarıyla TÜFE sepetinde 12 ana harcama grubunun bulunduğu, bu grupların 43 harcama grubuna ayrıldığı ve bu gruplar altında 90 alt harcama grubunda yer alan 143 temel başlığın bulunduğu belirtildi. Bu başlıklar altında ise 406 madde ve bu maddelerin altında 913 madde çeşidi yer aldığı ifade edildi. Örneğin, “uzman doktor ücreti” temel başlığı altında farklı kategorilerde muayene ve katılım ücretlerinin yer aldığı belirtildi.

Fiyat Bilgisi Yayınlama Politikası

Açıklamada, dünya genelinde önde gelen istatistik kurumlarının madde düzeyinde tüm fiyatları hesaplamadığı ve yayımlamadığı vurgulandı. TÜİK, bu uygulamanın manipülasyonları önlemek amacıyla tercih edildiğini ve TÜİK’in şeffaf bir kurum olarak bu politikayı izlediğini belirtti.

Barkod ve Web Kazıma Yöntemleriyle Veri Toplama

TÜİK, enflasyon hesaplamalarında yenilikçi veri toplama yöntemlerini kullandığını açıkladı. 2018 yılında başlayan barkod (satış) verilerinin TÜFE veri derleme süreçlerine entegre edilmesi çalışmaları kapsamında, 2024 yılı itibarıyla barkod verileriyle derlenen fiyatların toplam fiyatların yüzde 42.6’sını oluşturduğu bildirildi. Ayrıca, 2022’den itibaren web kazıma yöntemiyle de veri toplandığı ve bu yöntemin beyaz eşya, elektronik ürünler, giyim gibi uygun kategorilerde kullanıldığı ifade edildi.

Diğer Ülkelerdeki Uygulamalar Nasıl?

TÜİK, fiyat bilgisi yayımlama konusunda diğer ülkelerin uygulamalarına da değindi. Danimarka, Fransa, Almanya, İspanya, İtalya gibi ülkelerin fiyat bilgilerini tamamen açıklamadığı, bazı ülkelerin ise seçilmiş maddelerin aylık veya yıllık ortalamasını yayımladığı belirtildi. Ayrıca, Finlandiya ve Hollanda gibi ülkelerin sadece enerji fiyatlarını açıkladığı kaydedildi.

TÜİK’ten ‘enflasyon’ tepkisi!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), son dönemde enflasyon hesaplamalarıyla ilgili kamuoyunda yapılan eleştirilere yanıt verdi. TÜİK, enflasyon hesaplamalarının bilimsel temellere dayandığını vurgulayarak, bazı çevrelerin TÜFE hesaplamalarını yanlış yorumladığını belirtti. Kurumun yaptığı açıklamada, “Bilimsel açıdan TÜFE’ye eleştiri getiremeyen ilgili çevrelerin 143 temel başlık içinden cımbız ile seçtikleri birkaç başlığa dair bilinçli veya bilinçsiz biçimde yanıltıcı beyanlarının devam ettiği müşahede edilmektedir” ifadeleri kullanıldı.

“Yanıltıcı Bilgiler Üretiliyor”

TÜİK, yapılan bazı hesaplamaların eksik ve yanıltıcı bilgilere dayandığını belirterek, bu tür sonuçların manipülasyon aracı olarak kullanıldığını savundu. Açıklamada, “Eksik ve yanıltıcı bilgiler üretilerek madde fiyatı sonuçlarına ulaşılmaya çalışılması neticesinde ortaya çıkan tartışmalar, seçilmiş homojen maddeler haricinde kalan ürünlerin fiyatlarının yayımlanmaması kararının ne denli isabetli bir karar olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur” denildi.

“Enflasyonun Negatife Dönmesi Gerekiyor”

TÜİK, 8 Temmuz 2024’te düzenlenen basın toplantısında gündeme gelen “Fiyatlar ne zaman ucuzlayacak?” sorusuna verilen yanıtın bağlamından koparıldığını belirtti. Kurum, “Yüzde 45 ile yüzde 75 enflasyon arasında can yakıcılığı açısından pek bir fark bulunmamaktadır” ifadesinin, her iki oranın da halk üzerinde ciddi olumsuz etkiler yarattığını vurgulama amacı taşıdığını açıkladı.

TİM Başkanı Mustafa Gültepe: Dolar çok ucuz!

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, Kayseri’de yaptığı açıklamalarda, Türk ihracatçısının içinde bulunduğu zorlu durumu ve ekonomik sıkıntıları dile getirdi. Gültepe, “Türk ihracatçısı kazanayım derdinde değil, yaşamanın derdinde.” diyerek, mevcut ekonomik koşulların ihracatçılar üzerindeki baskısını vurguladı.

Gültepe, vergilerin rekabet şansı verecek bir seviyede olması gerektiğini belirtti ve hazır giyim sektörünün şu anda en kötü durumda olduğunu ifade etti. “Tekstilde de öyle. Sektörde biraz talebin düşmesi, Türkiye’deki rekabetçiliğin aşağı doğru düşmesi, Türkiye’nin pahalı değil, çok çok pahalı olmasından kaynaklı, siparişler Türkiye’de tutulmuyor.” sözleriyle sektörün yaşadığı sıkıntıları özetledi.

Pahalıya Alınan Kredilerin Ödemesi Başlıyor

Gültepe, enflasyonla mücadele edilmesi gerektiğini vurgularken, sanayicinin de unutulmaması gerektiğini belirtti. “Sanayi tarafı biraz unutuldu. Türkiye pahalı değil, çok çok pahalı. Türkiye’de şu anda en ucuz şey döviz. Karpuzdan da ucuz.” şeklindeki açıklamaları, ekonomik politikalara yönelik eleştirilerini ortaya koydu.

Kur politikalarının mevcut durumunu eleştiren Gültepe, “Konkordato ilan edenlerin sayısı artacak. Ucuza alınan kredilerin süresi doldu, pahalıya alınan kredilerin süresi başladı.” diyerek ekonomik zorlukların artacağını belirtti.

Geleceğe Umutla Bakmak İstiyoruz

2025 beklentilerine ilişkin sorulara cevap veren Gültepe, umutlu olmak istediklerini ancak mevcut para politikalarının bu şekilde devam etmesi halinde zorlukların artacağını ifade etti. “Geleceğe umutla bakmak istiyorum ama para politikası bu şekilde gittiği sürece çok daha zorlanacağımızı ve zorlu olacağını söyleyebilirim.” dedi. Ayrıca, krediyle ilgili sorunların yanı sıra işletmelerin çalışamadığını, nefes alacak alanlarının kalmadığını dile getirdi.

TCMB’den ‘enflasyon’ açıklaması: Ana gruplarda geriliyor

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Temmuz ayı enflasyonuna ilişkin raporunu yayımladı. Raporda, Temmuz ayında tüketici fiyatlarının yüzde 3,23 oranında arttığı, yıllık enflasyonun ise 9,82 puan azalarak yüzde 61,78 seviyesine gerilediği belirtildi.

Tüm Ana Gruplarda Yıllık Enflasyon Düştü

TCMB’nin raporuna göre, yıllık enflasyonun tüm ana gruplarda gerilediği ifade edildi. Özellikle yüksek baz etkisinin bu düşüşte önemli rol oynadığı vurgulandı. Bununla birlikte, aylık fiyat artışının önceki aya göre güçlendiği, maktu vergi güncellemeleri ve yönetilen fiyatlardaki artışların bu gelişmede etkili olduğu belirtildi.

Enerji ve Gıda Fiyatlarındaki Gelişmeler

Raporda, enerji grubunun özellikle mesken elektrik tarifeleri, akaryakıt ve tüp gazdaki vergi düzenlemeleri nedeniyle Temmuz ayında yüksek fiyat artışları gösterdiği ifade edildi. Gıda grubunda ise aylık enflasyon yatay bir seyir izlerken, taze meyve ve sebze fiyatlarındaki artışın olumsuz bir etki yarattığı kaydedildi.

Hizmet ve Temel Mal Enflasyonu

Hizmet grubundaki aylık fiyat artışının güçlü seyrini koruduğu, alt gruplar genelinde fiyat artışlarının yükseldiği gözlemlendi. Temel mal enflasyonu ise düşük seyretmeye devam ederken, kur ve iç talep gelişmeleri sonucunda dayanıklı mal fiyatlarının ılımlı bir şekilde yükseldiği ve mobilya fiyatlarındaki gerilemenin dikkat çekici olduğu belirtildi.

Üretici Enflasyonu

Raporda, aylık üretici enflasyonunun enerji grubu kaynaklı olarak arttığı, ancak yıllık üretici enflasyonunun yüksek baz etkisiyle önemli ölçüde gerilediği ifade edildi. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle B ve C göstergelerinin aylık artış oranlarının önceki aya göre sınırlı bir şekilde yükseldiği, ancak ikinci çeyrek ortalamasının altında kaldığı ve çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonlarının gerilediği kaydedildi.

JPMorgan analistleri Türkiye’de banka ve şirketler ile bir araya geldi

JPMorgan analistleri, Türkiye’ye yaptıkları ziyaretin ardından makro taraftaki güçlü performansın şirketlerin temellerini geliştirmediğini vurguladı.

Blomberg HT’de yer alan habere göre, Zafar Nazim, Lorenzo Parisi ve ekonomist Fatih Akçelik’in hazırladığı 24 Temmuz tarihli notta, makro taraftaki ivmenin karşısında kurumsal taraftaki zayıflık ve adil değerine yakın kurumsal değerlemelerin olduğuna dikkat çekildi.

Makro Performans ve Kurumsal Temeller

Türkiye’de 20 banka ve şirketle birlikte yetkililere yapılan ziyaretler sonrasında hazırlanan notta, ortodoks politikalara dönüş ve makro taraftaki dengesizliklerin giderilmesi sonrasında Türkiye’nin borçlanma tarafında geride bıraktığı 12 aylık dönemde güçlü bir performansa imza attığı ancak bu durumun şirketlerin temellerini geliştirmediği ifade edildi.

Kurumsal Borçlanma ve İç Talep

Notta, birçok Türk şirketinin TL’deki reel değerleme, yüksek enflasyonist baskılar ve gerileyen alım gücüyle zayıf iç talep dolayısıyla baskı gördüğü belirtildi. Buna karşın, JPMorgan analistleri kurumsal borçlanma temellerinin sağlıklı bir düzeyde kaldığını vurguladı.

Dolarizasyon ve TL Mevduat Eğilimi

Makro tarafta ivmenin kısa vadede devam etmesini bekleyen analistler, dolarizasyon konusunun izlenmesi gereken bir alan olduğunu ifade etti. Türkiye’de yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları ve kur korumalı mevduatlarını standart TL mevduatlarına çevirme eğilimine dikkat çeken JPMorgan analistleri, mevcut TL politikasının uzun süre devam etmesi durumunda bir noktada dolarizasyonu tetikleyebileceğini belirtti.

Eurobond Tahvilleri ve Tavsiyeler

JPMorgan’ın notunda, birçok şirketin temellerine yönelik detaylı değerlendirmeler yer alırken, bu değerlendirmeler sonucunda şirketlerin eurobond tahvillerine ilişkin tavsiyelerde de güncellemeye gidildi.

Bakan Bolat’tan Schengen vizesi açıklaması!

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, gündeme ilişkin soruları cevapladı. Bakan Bolat, yılın ilk 7 ayında 70 bin 600 firmanın denetlendiğini ve bu kapsamda 1 milyara yakın para cezası verildiğini belirtti. TRT Haber özel yayınında konuşan Bakan Bolat, “Ekiplerimiz sürekli sahada, denetimlerini aralıksız sürdürüyorlar” dedi.

Schengen Vizesi Sorunu

Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Schengen vizesi 30 yıldan fazladır geçerli. Pandemi döneminde insanlar seyahat edemedi. Karantinalar bittikten sonra turizm hızlı hareketlendi. Dış ticaret ve eğitim talepleri arttı. Fakat AB ülkeleri büyükelçiliklerinde vize tesislerinde ciddi bir artış olmadı. AB Komisyonu, ‘En çok vize Türkiye’ye verildi’ diyor. Biz de kendilerinden hep şunu istedik: Biz aday ülkelerden biriyiz. Tüm aday ülkelere vize kolaylığı sağlandı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına da bu kolaylığın sağlanması gerekiyor.”

Denetimler ve Cezalar

“Bundan sonraki aylarda ciddi bir azalış trendi göreceğiz enflasyonda. Vatandaşımızın hayat pahalılığı sıkıntılarının gerilemesini göreceğiz.” diyen Bakan Bolat, enflasyonun aşağı doğru inişe geçtiğini ifade etti. “Eylülün sonunda enflasyon açıklanırken TÜFE’de 50’nin altını görmemiz çok yüksek. Hükümetin ekonomi programına inanç ve güven artacak. Firmalar kolay kolay zam yapma eğiliminde olamayacaklar” şeklinde konuştu.

Enflasyonda Azalış Beklentisi

Brüksel’de vize konusuyla ilgili gerekli görüşmeleri yaptıklarını belirten Bolat, “Ticaret yapıyoruz, Gümrük Birliği içindeyiz. İş insanlarının ve diğer herkesin büyük önem taşıyor. Türkiye’ye karşı haksızlık yapılıyor. Özellikle iş insanları, nakliyatçılar, öğrenciler ve akademisyenlerin vize prosedürlerinin hızlandırılması gerekiyor.” dedi.

Türkiye ekonomisi için yeni adımlar geliyor!

Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK), Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz liderliğinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde toplandı. Bu yılın 6’ncı EKK toplantısı yaklaşık 2,5 saat sürdü. Toplantı sonrasında yapılan yazılı açıklamada, Türkiye ekonomisinin yönünü belirleyen On İkinci Kalkınma Planı ve Orta Vadeli Program (OVP) eylemlerinin kararlılıkla uygulanması ve bu çerçevede olumlu sonuçların elde edildiği vurgulandı.

Geçiş Süreci Tamamlandı

Enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesine yönelik politikalar sayesinde geçiş sürecinin tamamlandığı, Haziran ayı ile birlikte dezenflasyon sürecinin başladığı belirtildi. Bu durumun ekonomideki olumlu etkilerinin devam edeceği kaydedildi.

Cari Açık Azalırken Rezervler Artıyor

Açıklamada, cari işlemler açığının önemli ölçüde azalırken rezervlerin artmaya devam ettiği ifade edildi. Azalan risk primi sayesinde Türkiye’nin dış finansmana erişiminin arttığı ve finansman maliyetlerinin düştüğü belirtildi. Dış kaynak girişinin güçlenmesi ve Türk Lirası’na olan ilginin artmasının finansal istikrarı sağladığı ve dezenflasyon sürecine pozitif katkı sağladığı vurgulandı.

Güven Ortamı ve Uluslararası Kredi Notları

Programın oluşturduğu güven ortamı sonucunda uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının not artırımlarına devam ettiği, ayrıca ülkenin gri listeden çıkarılmasının yatırım ortamının iyileştirilmesi bakımından olumlu bir gelişme olduğu ifade edildi.

Kamuda Tasarruf ve Yeni Vergi Paketi

Son dönemde uygulamaya konulan kamuda tasarruf ve verimliliği artırmaya yönelik tedbirlerin, kayıt dışılığı azaltmaya ve vergide adaleti güçlendirmeye yönelik düzenlemeleri içeren yeni vergi paketinin mali disiplini daha da iyileştireceği kaydedildi.

Kalıcı Refah Artışı Hedefi

Programın nihai amacının sürdürülebilir ve kapsayıcı büyümeye ulaşmak, fiyat istikrarını sağlamak ve kalıcı refah artışı sağlamak olduğu belirtildi. Bu süreçte gençler ve kadınlar başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerini kapsayan kalkınma odaklı politikalarla istihdam sağlamaya devam edileceği ifade edildi.

Yeni OVP Hazırlıkları

Toplantıda, 2024-2026 dönemini içeren OVP’de öngörülen yapısal reformlar ve 2025-2027 dönemini kapsayan OVP’nin hazırlık süreci değerlendirildi. Eylül ayında yayımlanması planlanan OVP ile temel politika önceliklerinin korunacağı, makroekonomik göstergeler ve yapısal reform gündeminin son gelişmeler çerçevesinde katılımcı bir yaklaşımla gözden geçirileceği belirtildi. İklim değişikliğinin etkilerinin değerlendirilmesi ve tarımsal üretimde sürdürülebilirlik için sulama tesislerinin enerji ihtiyacının güneş enerji santrallerinden karşılanması konusunun ele alındığı kaydedildi.

Nitelikli İstihdam İçin Yeni Adımlar

EKK’da eğitim-istihdam-üretim ilişkisinin güçlendirilmesi, işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu nitelikli istihdamın tespiti ve sağlanması amacıyla oluşturulan İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulları değerlendirildi. Kurulun işlevselliğinin ve etkinliğinin artırılmasına yönelik çalışmaların ele alındığı belirtildi.

Merkez Bankası faiz kararını açıkladı!

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 50’de sabit tutma kararı aldı. Haziran ayında aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin bir zayıflama gözlemlendiği belirtildi. Ancak, Temmuz ayında aylık enflasyonun yönetilen-yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamaları ile işlenmemiş gıda fiyatlarındaki arz yönlü gelişmeler nedeniyle geçici olarak artacağı öngörülüyor. Bu artışa karşın, ana eğilimdeki yükselişin nispeten sınırlı kalacağı düşünülmekte.

Enflasyon Beklentileri ve Ekonomik Göstergeler

Yakın döneme ilişkin veriler, yurt içi talebin enflasyonist düzeyde olmakla birlikte yavaşladığını teyit ediyor. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları enflasyonist baskıları canlı tutuyor. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörülerle uyumunu yakından izlemeye devam edecektir.

Parasal Sıkılaştırma ve Rezerv Durumu

Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yakından izleniyor. Kurul, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak politika faizinin sabit tutulmasına karar verdi. Aylık enflasyonda kalıcı bir düşüş sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecek. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacak.

Ek Önlemler ve Likidite Koşulları

Kredi büyümesi ve kompozisyonu göz önünde bulundurularak, makro finansal istikrarı ve parasal aktarım mekanizmasını destekleyecek ek önlemler alınmıştır. Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenmeye devam edilecektir. Likidite koşulları yakından izlenmekte ve gerektiğinde sterilizasyon araçları etkin şekilde kullanılacaktır.

Politika Kararları ve Şeffaflık

Kurul, politika kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır. Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda tüm araçlar kararlılıkla kullanılacaktır.

Merkez Bankası Rezervlerindeki Artış

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi rezerv varlıkları 153,8 milyar dolar ile rekor kırdı. Toplam rezervler 154 milyar dolara yaklaşırken, swap hariç net rezervler 4 milyar dolar artışla 22 milyar dolara yükseldi.

İşte bir kase aşurenin maliyeti!

Muharrem ayıyla birlikte aşure telaşı başladı, ancak bolluk ve bereketin simgesi aşure de enflasyondan nasibini aldı. Gıda fiyatlarındaki önlenemeyen artış, aşurenin maliyetini önemli ölçüde artırdı. Geçen yıl 242 liraya mal edilen bir tencere aşurenin maliyeti bu yıl 330 liraya kadar çıktı. Porsiyon başı maliyet ise 27,5 lira oldu. Geçen yıl 20 liraya mal olan bir kase aşuredeki fiyat artışı yaklaşık yüzde 36’yı aştı.

1 Kase Aşurenin Maliyeti 27,5 TL

12 kişilik klasik bir aşure için gerekli malzemeler ve miktarları şu şekildedir: 300 gram buğday, 165 gram nohut, 270 gram kuru fasulye, 20 gram pirinç, 400 gram toz şeker, 120 gram kuru incir, 120 gram kuru üzüm, 120 gram kuru kayısı, 80 gram fındık içi, 10 gram karanfil ve 300 mililitre süt. Bu malzemelerden bazıları tarifteki gramajlarla alınabilirken, bazıları ise paket yani kilogram olarak temin edilebiliyor. Hal böyle olunca, yaygın bir zincir marketten aşure malzemeleri için alışverişe çıkan bir vatandaşın cebinden çıkan para 550 lirayı bulabiliyor. Gramajlarına göre maliyet hesabı yapıldığında ise 12 kişilik aşurenin tenceresi 330,53 TL’ye kaynıyor. Böylelikle bir kase aşurenin maliyeti de 27,5 liraya denk geliyor.

Fiyatı Yüzde 36,4 Arttı

Bolluk, bereket ve birlikteliğin sembolü aşure gününde vatandaş, yaptığı aşurenin malzemelerini eksiltiyor ya da daha az porsiyon pişiriyor. Geçen yıl 12 kaselik aşure yaklaşık 242,65 liraya mal olurken, bir kase aşure 20,2 liraya mal oluyordu. Bu yıl bir kase aşurenin maliyetindeki artış yaklaşık yüzde 36,4 oldu.

Deutschebank’tan ‘Türkiye’ açıklaması

CNBC-e’nin haberine göre, Deutschebank analistleri bu yılın son iki ayına kadar Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 50’de tutacağını öngörüyor. Analistler, TCMB’nin Kasım ve Aralık aylarında peş peşe iki faiz indirimi yapmasını beklediklerini belirtti. Banka, 2025 yılı sonu için politika faizini yüzde 25 seviyesinde öngörüyor.

Enflasyon Beklentileri

Deutschebank’ın notunda, Türkiye’de fiyat artışları, akaryakıt, alkol ve tütünde otomatik vergi artışları ve kamu çalışanları ile emeklilere yapılan ücret artışları sonucunda Temmuz ve Ağustos aylarında aylık enflasyonun yükselmesinin beklendiği de vurgulandı.

Exit mobile version