Türkiye’nin Yeni Hava Savunma Kalkanı: Çelik Kubbe Sistemi! Çelik Kubbe Nedir, Nasıl Çalışacak?

Çelik Kubbe Katmanlı Hava Savunma Sistemi‘ne ilişkin karar, bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) toplantısında alındı. Toplantı sonrası yapılan açıklamada, yerli ve millî olarak geliştirilen bu projeyle Türkiye’nin hava savunma altyapısının önemli bir adım daha attığı vurgulandı.

Ağ Yapısında Entegrasyon ve Yapay Zeka Desteği

Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Katmanlı hava savunma sistemlerimiz ile tüm algılayıcı ve silahlarımızın bir ağ yapısı altında birbirleriyle entegre çalışması, ortak hava resminin oluşturulması, gerçek zamanlı olarak harekât merkezlerine ulaştırılması ve yapay zeka destekli olarak karar vericilere sunulmasını temin eden yerli ve millî olarak geliştirmekte olduğumuz ÇELİK KUBBE Projesi karara bağlanmıştır,” ifadelerine yer verildi.

Çelik Kubbe: Sistemler Sistemi

Çelik Kubbe, Türk savunma sanayii tarafından geliştirilen çok katmanlı bir hava savunma sistemidir. Bu sistem, KORKUT, HİSAR-A+, GÖKDEMİR, GÖKER, GÖKBERK, HİSAR-O+ ve SİPER gibi farklı hava savunma sistemlerini entegre ederek, kapsamlı bir koruma sağlayacak. Ayrıca, radar ve elektro-optik sistemler gibi hedef tespit, teşhis ve sınıflandırma görevlerini üstlenen alt sistemler de Çelik Kubbe’nin bir parçası olarak görev yapacak.

Çelik Kubbe’nin İlk Üyesi: KORKUT C-RAM

Çelik Kubbe Sistemi’nin geliştirme çalışmaları sürerken, paralel olarak test faaliyetleri de devam ediyor. Bu süreçte KORKUT Hava Savunma Top Sistemi, C-RAM (Roket, topçu, havan mühimmatına karşı hava savunma) görevlerini başarıyla yerine getirebileceğini kanıtladı. ASELSAN tarafından geliştirilen ve Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 2016 yılından beri aktif olarak kullanılan KORKUT, son yapılan testlerde C-RAM kategorisindeki bir hava hedefine karşı etkili bir şekilde angajman gerçekleştirerek, bu görevdeki başarısını teyit etti.

ASELSAN’ın Çelik Kubbe Projesi: Türkiye’nin Hava Savunma Alanındaki Beyni

Çelik Kubbe, radar, füze, fırlatma sistemleri, haberleşme modülleri ve komuta kontrol istasyonları gibi birçok bileşeni barındıran bir sistem olarak, Türkiye’nin hava savunma alanındaki en önemli projelerden biri olmayı hedefliyor. Bu sistem, Türkiye’nin hava sahasını yüksek teknoloji ve yapay zeka destekli bir yaklaşımla koruyacak.

Savunma Sanayii İcra Komitesi’nin Diğer Kararları

SSİK toplantısında, Çelik Kubbe’nin yanı sıra havacılık ve uzay projeleri, uzaya erişim yeteneği, Milli Muharip Uçak KAAN, mini insansız hava ve deniz araçları projeleri gibi birçok savunma ve teknoloji projesi de ele alındı. Ayrıca, savunma sanayiinde millî yetkinliklerin geliştirilmesine yönelik yeni adımlar atılması kararlaştırıldı.

TİM Başkanı Mustafa Gültepe: Dolar çok ucuz!

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, Kayseri’de yaptığı açıklamalarda, Türk ihracatçısının içinde bulunduğu zorlu durumu ve ekonomik sıkıntıları dile getirdi. Gültepe, “Türk ihracatçısı kazanayım derdinde değil, yaşamanın derdinde.” diyerek, mevcut ekonomik koşulların ihracatçılar üzerindeki baskısını vurguladı.

Gültepe, vergilerin rekabet şansı verecek bir seviyede olması gerektiğini belirtti ve hazır giyim sektörünün şu anda en kötü durumda olduğunu ifade etti. “Tekstilde de öyle. Sektörde biraz talebin düşmesi, Türkiye’deki rekabetçiliğin aşağı doğru düşmesi, Türkiye’nin pahalı değil, çok çok pahalı olmasından kaynaklı, siparişler Türkiye’de tutulmuyor.” sözleriyle sektörün yaşadığı sıkıntıları özetledi.

Pahalıya Alınan Kredilerin Ödemesi Başlıyor

Gültepe, enflasyonla mücadele edilmesi gerektiğini vurgularken, sanayicinin de unutulmaması gerektiğini belirtti. “Sanayi tarafı biraz unutuldu. Türkiye pahalı değil, çok çok pahalı. Türkiye’de şu anda en ucuz şey döviz. Karpuzdan da ucuz.” şeklindeki açıklamaları, ekonomik politikalara yönelik eleştirilerini ortaya koydu.

Kur politikalarının mevcut durumunu eleştiren Gültepe, “Konkordato ilan edenlerin sayısı artacak. Ucuza alınan kredilerin süresi doldu, pahalıya alınan kredilerin süresi başladı.” diyerek ekonomik zorlukların artacağını belirtti.

Geleceğe Umutla Bakmak İstiyoruz

2025 beklentilerine ilişkin sorulara cevap veren Gültepe, umutlu olmak istediklerini ancak mevcut para politikalarının bu şekilde devam etmesi halinde zorlukların artacağını ifade etti. “Geleceğe umutla bakmak istiyorum ama para politikası bu şekilde gittiği sürece çok daha zorlanacağımızı ve zorlu olacağını söyleyebilirim.” dedi. Ayrıca, krediyle ilgili sorunların yanı sıra işletmelerin çalışamadığını, nefes alacak alanlarının kalmadığını dile getirdi.

Bir başarı daha! ABD ambargo uyguladı, Türkiye kendisi yaptı

Teknopark Ankara’da faaliyet gösteren ARTI Endüstriyel Elektronik, savunma ve endüstriyel elektronik sistemleri için geliştirdiği özel tasarımların seri üretim, teknik destek, onarım ve bakımını gerçekleştiriyor.

ARTI, sahip olduğu bu yeteneklerle savunma sanayisindeki millileştirme projelerine katkı sağlıyor.

Üretim ve Teknik Servis Müdürü Aslı Büşra Demirbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yılı aşkın süredir bu görevi üstelendiğini, şirketin de 1995 yılından bu yana AR-GE tabanlı olarak güç elektroniği çözümleri ürettiğini söyledi. Demirbaş, bu kapsamda güç dağıtım birimleri, batarya yönetim sistemleri, güç elektroniği, baskılı devre kartı tasarımı, şematik tasarımı, yazılım tasarımı ve mekanik tasarım alanlarında aktif olarak rol oynadıklarını, tüm tasarımların üretimini de kendi bünyelerinde yaptıklarını ifade etti.

Bu faaliyetleri 40’ı aşkın personelle gerçekleştirdiklerini anlatan Demirbaş, millileştirme projeleri ve ülkenin refahını yükseltecek olan ürünleri geliştirmeye çok hevesli olduklarını vurguladı.

Özellikle savunma sanayisine çalışan alt yüklenicilerde bu bilincin olması gerektiğini dile getiren Demirbaş, şöyle konuştu:

“Hepimiz vatanımız ve milletimiz için bir şeyler gerçekleştiriyoruz. Son olarak ASELSAN’dan gelen bir ürünle ilgili çalışma yaptık. Millileştirme çalışmaları kapsamında yurtdışından alınan bir ürünün yurtdışı kaynaklarının tükenmesi durumunda alternatif olarak değerlendirilmiştir. Bu ürünle ilgili tasarımlar tamamlandıktan sonra ürünün üretimi yani elektronik kart dizgisi, elektronik kart testi ve mekanik montaj kısımları üretim bölümümüzde gerçekleştirmektedir. Millileştirilmiş bir ürün olduğu için seri üretim hattının da yoğunluğu göz önünde alınarak tasarım aktiviteleri gerçekleştirilmiştir. Bu tasarım aktivitelerinde seri üretim hızımızı ayarlayabilmek ve arttırabilmek, verimimizi arttırabilmek amacıyla test sistemi oluşturarak seri üretim tarafımızı da canlandırdık ve yükselttik.”

Demirbaş, 2 prototipin ardından 8 adet teslimat tamamladıklarını, önümüzdeki aylarda bunlara 30 adet daha ekleneceğini ve 2025 yılındaki 125 adet teslimat gerçekleştireceklerini aktardı.

YENİ TEKNOLOJİLERLE DAHA GELİŞMİŞ ÇÖZÜM

Tasarım ve AR-GE Mühendisi Selim Enes Yolalan da millileştirme için Mart 2022’de birim teklifine çıkıldığını söyledi.

Bu konudaki ihtiyacın farkında olduklarını vurgulayan Yolalan, şunları kaydetti:

“Daha önce ABD menşeli firmadan alınan bir ürün. Daha sonra belirli ambargolar nedeniyle alınamamaya başlandı. Bu da yerlileştirme için büyük bir imkan sağladı bize. Gelen teklif doğrultusunda gerekli çalışmalarımızı yaptık. Daha sonra kabul aşamasına eriştik. Ön tasarımla birlikte prototip üretim için hazırlıklara başlamış olduk.

18-33 volt giriş gerilim aralığında 775 ile 1000 volt arasında bir çıkış gerilimi isteniyordu. Bu süre 42 milisaniye gibi ciddi kısa bir süre. Bu süreyi elde etmek için başlarda çok daha alışık olmadığımız komponentler kullanmaya başladık. Bu bize güç elektroniği alanındaki tecrübelerimizi kullanarak yeni tecrübeler edinmeyi sağladı. Yurt dışındaki benzer ürünleri de inceleyerek kendimize yeni özellikler, teknolojiler katmaya başardık. Daha sonrasında nominal gerilimde 26 milisaniye gibi ciddi bir süre elde ettik. Yurt dışına kıyasla yüzde 50’ye yakın daha hızlı şarj süresine ulaştık”

Geliştirdikleri çözümün ASELSAN’ın ENGEREK sisteminde kapasitör şarj güç kaynağı görevi gördüğünü anlatan Yolalan, “Lazer güdümlü mühimmatların ateşlenmesinde kullanılırken, mühimmatların hedefini bulması için sahada bir operatör tarafından komuta edilmesi gerekiyor. O lazerin ateşlenmesi için de bu güç kaynağına ihtiyaç var. 1000 volt gibi bir seviyede lazer ateşlenmesi yapılıyor. Bu belli periyotlarla hızlı şekilde yapıldığından dolayı da mühimmatın hedefine ulaşılması sağlanıyor.” dedi.

Ürün için bir yıl gibi bir tasarım aşaması yürüttüklerini anlatan Yolalan, daha sonra 6 ay kadar kalifikasyon, sıcaklık, titreşim gibi askeri standartlara yönelik testleri geçtiklerini belirtti.

DAHA YÜKSEK PERFORMANS, DAHA DÜŞÜK MALİYET

Muadil üründen çok daha küçük hacme sahip bir çözüm geliştirdiklerine işaret eden Yolalan, buna karşın halen kullanılan bir sistemde yer aldığı için hacmi küçültme yoluna gitmediklerini belirtti. Yolalan, “Mekaniğin içi ısı atımı olarak daha rahat bir seviyede olduğundan sıcaklıkla ilgili sorunlar hiç yaşanmadı. Şarj süresi olarak çok daha iyi bir seviyede olduğumuz için farklı alanlarda, değişik tasarımlarda da kullanılma imkanı mevcut. Yerlileştirdiğimiz ürünün şarj seviyesi gözü açıp kapamadan çok daha hızlı bir sürede ve yüzde 50’ye yakın daha yüksek hızda.” diye konuştu.

Millileştirmedeki önemli hedeflerden birinin yüksek katma değer elde etmek olduğunu vurgulayan Yolalan, bunun yanında ürünün ülke içinde daha uygun fiyatlara son kullanıcıya teslim edilmesinin amaçlandığını söyledi. Yolalan, yerlileştirilen ürün sayesinde yüzde 60’a yakın maliyet avantajı sağlandığını bildirdi.

Selim Enes Yolalan, bundan sonraki hedeflerine ilişkin şu bilgileri verdi:

“Bu, bir platforma özel geliştirdiğimiz bir ürün. Bunu daha iyi bir teknolojiyle raf ürünü haline getirerek farklı platformlara da entegre etmeyi hedefliyoruz. Şu an bu mekanik montajı yapılan bir ürün. Konnektör yardımı ile birlikte enerji aktarımı sağlanıyor. Bunun daha sonra modül haline getirilerek PCB tipi kart üzerine lehimlenerek de kullanımını hedeflemekteyiz. Raf ürünü olarak da ülkemize bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Bu tarz millileştirmelerin her zaman ülkemizde daha aktif rol alması gerektiğini düşünüyorum. Bunun sadece ambargolarla kalmaması, halihazırda alınan muadil ürünlere yönelik benzer çalışmaların yapılmasını, böylece ülkemize yeni katma değerler katılmasını desteklemekteyiz.”

Türk savunma şirketi devlerin arasına girmeyi başardı!

İstanbul Sanayi Odası‘nın (İSO) her yıl düzenlediği Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2023 Araştırması sonuçları açıklandı. Samsun Yurt Savunma, grup şirketleri arasındaki sinerjiden güç alarak Türkiye’nin sanayi sektöründeki en büyük şirketlerinin performansını değerlendirmek ve sektördeki gelişmeleri takip etmek amacıyla oluşturulan listede dikkat çekici bir başarıya imza attı.

SYS, üretimden satış performansı sıralamasında önemli bir yükseliş göstererek İSO 500‘e girmeyi başardı. Savunma ve havacılık sektöründe özel sektörden tek silah üreticisi olarak öne çıkan firma, stratejik yatırım kararlarıyla ihracatını artırmış ve uluslararası pazarda güvenilir bir konuma gelmiştir. Özellikle orta kalibre top ve kule sistemleri gibi yüksek katma değerli ürünlerle kilogram başına ihracat değerini artıran SYS, global ihtiyaçlara yönelik geniş ürün yelpazesiyle yeni pazarlara açılmaktadır.

Samsun Yurt Savunma‘nın başarılarında, grup şirketleri arasındaki koordinasyonun yanı sıra teknolojik yeniliklere odaklanma ve stratejik ortaklıkların rolü büyüktür. Şirket, önümüzdeki dönemde de yenilikçi ürünlerle portföyünü genişletecek ve uluslararası arenada adından sıkça söz ettirecektir.

Exit mobile version