TİM Başkanı Mustafa Gültepe: Dolar çok ucuz!

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, Kayseri’de yaptığı açıklamalarda, Türk ihracatçısının içinde bulunduğu zorlu durumu ve ekonomik sıkıntıları dile getirdi. Gültepe, “Türk ihracatçısı kazanayım derdinde değil, yaşamanın derdinde.” diyerek, mevcut ekonomik koşulların ihracatçılar üzerindeki baskısını vurguladı.

Gültepe, vergilerin rekabet şansı verecek bir seviyede olması gerektiğini belirtti ve hazır giyim sektörünün şu anda en kötü durumda olduğunu ifade etti. “Tekstilde de öyle. Sektörde biraz talebin düşmesi, Türkiye’deki rekabetçiliğin aşağı doğru düşmesi, Türkiye’nin pahalı değil, çok çok pahalı olmasından kaynaklı, siparişler Türkiye’de tutulmuyor.” sözleriyle sektörün yaşadığı sıkıntıları özetledi.

Pahalıya Alınan Kredilerin Ödemesi Başlıyor

Gültepe, enflasyonla mücadele edilmesi gerektiğini vurgularken, sanayicinin de unutulmaması gerektiğini belirtti. “Sanayi tarafı biraz unutuldu. Türkiye pahalı değil, çok çok pahalı. Türkiye’de şu anda en ucuz şey döviz. Karpuzdan da ucuz.” şeklindeki açıklamaları, ekonomik politikalara yönelik eleştirilerini ortaya koydu.

Kur politikalarının mevcut durumunu eleştiren Gültepe, “Konkordato ilan edenlerin sayısı artacak. Ucuza alınan kredilerin süresi doldu, pahalıya alınan kredilerin süresi başladı.” diyerek ekonomik zorlukların artacağını belirtti.

Geleceğe Umutla Bakmak İstiyoruz

2025 beklentilerine ilişkin sorulara cevap veren Gültepe, umutlu olmak istediklerini ancak mevcut para politikalarının bu şekilde devam etmesi halinde zorlukların artacağını ifade etti. “Geleceğe umutla bakmak istiyorum ama para politikası bu şekilde gittiği sürece çok daha zorlanacağımızı ve zorlu olacağını söyleyebilirim.” dedi. Ayrıca, krediyle ilgili sorunların yanı sıra işletmelerin çalışamadığını, nefes alacak alanlarının kalmadığını dile getirdi.

TCMB’den ‘enflasyon’ açıklaması: Ana gruplarda geriliyor

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Temmuz ayı enflasyonuna ilişkin raporunu yayımladı. Raporda, Temmuz ayında tüketici fiyatlarının yüzde 3,23 oranında arttığı, yıllık enflasyonun ise 9,82 puan azalarak yüzde 61,78 seviyesine gerilediği belirtildi.

Tüm Ana Gruplarda Yıllık Enflasyon Düştü

TCMB’nin raporuna göre, yıllık enflasyonun tüm ana gruplarda gerilediği ifade edildi. Özellikle yüksek baz etkisinin bu düşüşte önemli rol oynadığı vurgulandı. Bununla birlikte, aylık fiyat artışının önceki aya göre güçlendiği, maktu vergi güncellemeleri ve yönetilen fiyatlardaki artışların bu gelişmede etkili olduğu belirtildi.

Enerji ve Gıda Fiyatlarındaki Gelişmeler

Raporda, enerji grubunun özellikle mesken elektrik tarifeleri, akaryakıt ve tüp gazdaki vergi düzenlemeleri nedeniyle Temmuz ayında yüksek fiyat artışları gösterdiği ifade edildi. Gıda grubunda ise aylık enflasyon yatay bir seyir izlerken, taze meyve ve sebze fiyatlarındaki artışın olumsuz bir etki yarattığı kaydedildi.

Hizmet ve Temel Mal Enflasyonu

Hizmet grubundaki aylık fiyat artışının güçlü seyrini koruduğu, alt gruplar genelinde fiyat artışlarının yükseldiği gözlemlendi. Temel mal enflasyonu ise düşük seyretmeye devam ederken, kur ve iç talep gelişmeleri sonucunda dayanıklı mal fiyatlarının ılımlı bir şekilde yükseldiği ve mobilya fiyatlarındaki gerilemenin dikkat çekici olduğu belirtildi.

Üretici Enflasyonu

Raporda, aylık üretici enflasyonunun enerji grubu kaynaklı olarak arttığı, ancak yıllık üretici enflasyonunun yüksek baz etkisiyle önemli ölçüde gerilediği ifade edildi. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle B ve C göstergelerinin aylık artış oranlarının önceki aya göre sınırlı bir şekilde yükseldiği, ancak ikinci çeyrek ortalamasının altında kaldığı ve çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonlarının gerilediği kaydedildi.

JPMorgan analistleri Türkiye’de banka ve şirketler ile bir araya geldi

JPMorgan analistleri, Türkiye’ye yaptıkları ziyaretin ardından makro taraftaki güçlü performansın şirketlerin temellerini geliştirmediğini vurguladı.

Blomberg HT’de yer alan habere göre, Zafar Nazim, Lorenzo Parisi ve ekonomist Fatih Akçelik’in hazırladığı 24 Temmuz tarihli notta, makro taraftaki ivmenin karşısında kurumsal taraftaki zayıflık ve adil değerine yakın kurumsal değerlemelerin olduğuna dikkat çekildi.

Makro Performans ve Kurumsal Temeller

Türkiye’de 20 banka ve şirketle birlikte yetkililere yapılan ziyaretler sonrasında hazırlanan notta, ortodoks politikalara dönüş ve makro taraftaki dengesizliklerin giderilmesi sonrasında Türkiye’nin borçlanma tarafında geride bıraktığı 12 aylık dönemde güçlü bir performansa imza attığı ancak bu durumun şirketlerin temellerini geliştirmediği ifade edildi.

Kurumsal Borçlanma ve İç Talep

Notta, birçok Türk şirketinin TL’deki reel değerleme, yüksek enflasyonist baskılar ve gerileyen alım gücüyle zayıf iç talep dolayısıyla baskı gördüğü belirtildi. Buna karşın, JPMorgan analistleri kurumsal borçlanma temellerinin sağlıklı bir düzeyde kaldığını vurguladı.

Dolarizasyon ve TL Mevduat Eğilimi

Makro tarafta ivmenin kısa vadede devam etmesini bekleyen analistler, dolarizasyon konusunun izlenmesi gereken bir alan olduğunu ifade etti. Türkiye’de yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları ve kur korumalı mevduatlarını standart TL mevduatlarına çevirme eğilimine dikkat çeken JPMorgan analistleri, mevcut TL politikasının uzun süre devam etmesi durumunda bir noktada dolarizasyonu tetikleyebileceğini belirtti.

Eurobond Tahvilleri ve Tavsiyeler

JPMorgan’ın notunda, birçok şirketin temellerine yönelik detaylı değerlendirmeler yer alırken, bu değerlendirmeler sonucunda şirketlerin eurobond tahvillerine ilişkin tavsiyelerde de güncellemeye gidildi.

Dünyaca ünlü bankadan Türkiye için enflasyon tahmini

Deutsche Bank Ortadoğu ve Doğu Avrupa Araştırma Müdürü Wietoska, Türkiye’de enflasyonun yıl sonunda yüzde 40 seviyesine gerilemesini beklediklerini belirtti. Yıl sonu dolar/TL beklentilerinin ise 37 TL olduğunu kaydeden Wietoska, “Türkiye resesyona girmeden ekonomisini dengelemeyi başarabilirse eşsiz bir örnek olacak” ifadelerini kullandı. Bakan Şimşek, enflasyona ilişkin açıklamasında “Yılı 38 civarında kapatmayı ümit ediyoruz” demişti.

Deutsche Bank Ortadoğu ve Doğu Avrupa Araştırma Müdürü Hans-Christian Wietoska, Türkiye’de enflasyonun yıl sonunda yüzde 40 seviyesine gerilemesini beklediklerini belirterek, “Güçlü bir dezenflasyon süreci bekliyoruz. Bundan sonra ikinci aşamada enflasyonu yüzde 20’ye düşürmek asıl soru işareti olacak” dedi.

Wietoska, Türkiye’nin makro ekonomi politikalarındaki değişim, enflasyon ve faiz beklentileri ve yatırımcılarına Türkiye’ye bakışına ilişkin soruları cevapladı. Türkiye’nin geçen yıldan itibaren makro ekonomi politikalarındaki değişimi başlatarak çok iyi bir adım attığını söyleyen Wietoska, bu değişimin yerel seçimlerde de sürdürülmesinin önemli olduğunu dile getirdi.

“U DÖNÜŞÜ OLDU”

Wietoska, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) yerel seçimlerden önce politika faizindeki 500 baz puanlık artışının “güçlü bir mesaj ve oyun değiştirici” olduğunu ifade ederek, “Bu adımın ardından bir U dönüşü oldu diyebiliriz. Yurt içi yatırımcılar ve yabancılar lirada bir devalüasyon bekliyordu ancak TCMB faiz artırımıyla para biriminde bir başka keskin değer kaybının stratejisinin bir parçası olmadığını açık şekilde ortaya koydu.” diye konuştu. Yatırımcılarla iletişimin açık ve net olmasının da ileriye dönük politikalara olan güveni artırdığını söyleyen Wietoska, TCMB’nin önünde bir takım zorluklar bulunduğunu ancak bu sorunları aşabilecek gerekli çerçevenin bulunduğunu aktardı.

Wietoska, son aylarda Türkiye’ye ilişkin algının oldukça olumlu olduğunu, net rezervlerin 10 milyar doları aştığını ve uluslararası rezervlerin 150 milyar dolar seviyesine yaklaştığını anımsattı.

“DEZENFLASYON SÜRECİ BEKLİYORUZ”

Enflasyonun zirveyi gördüğüne dikkati çeken Wietoska, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ekonominin dengelenmesi açısından ilk aşama başarıyla tamamlandı. Şimdi ikinci aşama başlıyor. Enflasyon zirvenin ardından düşüşe geçiyor ve güçlü bir dezenflasyon süreci bekliyoruz. Yıl sonu itibarıyla enflasyonun yüzde 40 seviyesine gerileyeceğini öngörüyoruz. Bundan sonra ikinci aşamada enflasyonu yüzde 20’ye düşürmek asıl soru işareti olacak. Ayrıca, büyüme de yavaşlıyor ve büyüme yavaşladığında TCMB’nin reaksiyonu da önemli olacak.”

Wietoska, büyüme yavaşladığında ve enflasyon gerilediğinde faiz indirimi için doğru zaman olacağını belirterek, “Bu yıl kasım ve aralık olmak üzere 500 baz puan faiz indirimi öngörüyoruz. Bu baz senaryomuz ve gevşeme gelecek yılın başlarında da sürecektir.” dedi.

“EŞSİZ ÖRNEK OLACAK”

TCMB’nin sıkı para politikası duruşunu sürdürmesinin önemli olduğunu kaydeden Wietoska, “Kolay olmayacak ama daha önce dünyada yüzde 75 enflasyonu olan hiçbir ülke resesyona girmeden enflasyonu düşürmedi. Türkiye resesyona girmeden ekonomisini dengelemeyi başarabilirse eşsiz bir örnek olacak ki Türkiye’nin bunda başarılı olacağı konusunda oldukça iyimseriz. Ancak yarı yolda politika hataları olmamalı.” diye konuştu.

Yıl sonu dolar/TL beklentilerinin ise 37 olduğunu kaydeden Wietoska, TL’de reel anlamda değer kazancı öngördüklerini söyledi.

Deutsche Bank ekonomistleri, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,5 büyümesini bekliyor.

Gram altın rekor tazeledi! Altın fiyatları ne kadar?

Dün açıklanan ABD enflasyon verisinin ardından ons altın ve yurt içinde gram altın yükselişe geçti. Gram altın, 2 bin 555 liraya çıkarak yeni bir rekor kırdı. Ons altın ise 2 bin 406 dolardan işlem görüyor.

Güncel Altın Fiyatları

İstanbul Kapalıçarşı’da günün başlangıcında altın fiyatları şu şekilde:

  • Gram altın: 2 bin 555 lira
  • Çeyrek altın: 4 bin 333 lira
  • Cumhuriyet altını: 17 bin 654 lira
  • Tam altın: 17 bin 337 lira
  • Yarım altın: 8 bin 667 lira

ABD Enflasyon Verisinin Etkisi

ABD Çalışma Bakanlığı’nın açıkladığı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), haziranda aylık bazda %0,1 azalırken, yıllık bazda %3 artışla piyasa beklentilerinin altında gerçekleşti. Bu durum, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) yılın sonuna doğru faiz indirimine başlayabileceği beklentilerini güçlendirdi ve altın fiyatlarını yukarı çekti.

 

Borsa İstanbul’dan tarih zirve! Rekor kırdı

Borsa İstanbul, güçlü alımların etkisiyle tarihi yüksek seviyesine ulaştı ve BİST endeksi 11 bin 113 puanla zirveyi gördü. Türkiye’nin mali politikalarının etkileri sürerken, yabancı yatırımcıların geçtiğimiz hafta net alıcı konumuna gelmesi bu haftaki yükselişi tetikledi.

Moody’s Not Değerlendirmesi Bekleniyor

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s‘in 19 Temmuz Cuma gecesi açıklayacağı olası değerlendirmede, Türkiye’nin kredi notunu “B2″ye yükseltmesi ve görünümü “pozitif” olarak koruması bekleniyor. Moody’s, Türkiye’nin görünümünü en son 12 Ocak 2024’te “durağan”dan “pozitif”e revize etmiş, kredi notunu ise en son 12 Ağustos 2022’de ‘B2’den ‘B3’e indirmişti.

 

Merkez Bankası rezervlerinde bir rekor daha! Tarihi zirve

Merkez Bankası’nın haftalık para ve banka istatistiklerine göre, 5 Temmuz 2024 haftasında toplam rezervler 5 milyar 538 milyon dolar artarak 148 milyar 448 milyon dolara yükseldi. Brüt rezervler ise 84 milyar 833 milyon dolardan 89 milyar 731 milyon dolara çıktı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Rezervlerimiz güçlenmeye, rezerv yeterliliğimiz iyileşmeye devam ediyor,” dedi.

Bakan Şimşek: Finansal İstikrar ve Dezenflasyon İçin Önemli Katkı

Bakan Şimşek, “Brüt rezervler 148,4 milyar dolarla tarihi zirvesine ulaşırken, geçen yıl Mayıs ayına göre artış 50 milyar dolar oldu. Swap hariç net rezervler ise aynı dönemde 78,7 milyar dolar artarak 18,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Rezervlerimizdeki bu eğilim, finansal istikrarı güçlendirerek dezenflasyon sürecine önemli katkı sağlamaktadır,” ifadelerini kullandı.

Altın Rezervleri Hafif Düştü

Altın rezervleri ise 58 milyar 77 milyon dolardan 58 milyar 717 milyon dolara geriledi. Bir önceki hafta 39 milyar 397 milyon dolar olan net uluslararası rezervler, bu haftada 4 milyar 160 milyon dolar artarak 43 milyar 557 milyon dolara çıktı.

Dünya devinin yıl sonu dolar beklentisi şok etti!

CNBC-e’deki Küresel Görünüm programına katılan Deutsche Bank Türkiye Ekonomisti Yiğit Onay, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Onay, dolar/TL ve faiz tahminleriyle dikkat çekti.

YIL SONU DOLAR BEKLENTİSİ

Onay, kademeli değer kaybıyla birlikte yıl sonu dolar/TL beklentilerini 37 seviyesinde olcağını söyledi. Onay “37 seviyesine ulaşılırken oynaklığın da görece düşük kalmasını bekliyoruz” derken, “Burada sadece iç dinamikler etkili olmayacak. Dünyadaki gelişmeler de TL için önemli” diye de vurguladı.

FAİZ CEVABI

Onay, açıklamalarında faiz beklentisi için şunları söyledi:

“Faiz indirimlerini önümüzdeki birkaç aylık dönem için konuşmak için erken ama yılın son çeyreği için bir imkan olduğunu düşünüyoruz. Kasım ayında 250 baz puan, aralık ayında 250 baz puan indirim beklentimiz var. Toplamda 500 baz puanlık bir indirim beklentimiz var. Dolayısıyla yıl sonu tahminimiz yüzde 45 diyebiliriz.

Faiz indiriminden önce ağustos, eylül, ekim aylarında Merkez Bankası’ndan ön sinyalleri alabiliriz.”

New York’ta gong Turkcell için çaldı

Turkcell, 24 yıldır işlem gördüğü New York Borsası’nda (NYSE), şirketin 30’uncu kuruluş yılı dolayısıyla bir gong töreni düzenledi. Tören, Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Kazancı, yönetim kurulu üyeleri, Turkcell yöneticileri ve davetlilerin katılımıyla gerçekleşti. Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, törende yaptığı konuşmada, “Sadece New York Borsası’nda değil, aynı zamanda Borsa İstanbul’da da kote olan Türkiye’deki tek şirketiz. Bu anlamda bizim için çok önemli, çok gurur duyduğumuz bir gün. Çünkü New York’ta, dünyanın finans merkezinde Türk bayrağımızı dalgalandırdık” dedi.

30 Yılda 27 Milyar Dolarlık Yatırım

8 Temmuz Pazartesi piyasa kapanışıyla çalan gongun ardından düzenlenen toplantıda, şirketin 1994 yılından 2024 yılına kadarki kilometre taşları paylaşıldı. Koç, Türkiye’nin verisinin ülkede kalması için altyapı hazırlıkları yaptıklarını belirterek, “30 yılda sektörümüze, ülkemize ve toplumun her kesiminden insanımıza yaptığımız yatırımlarımız 27 milyar dolara ulaştı. Türkiye’nin Turkcell’i olarak bu yatırımlara devam edecek, ülkemizi ‘küresel veri üssü’ konumuna taşımayı hedefleyeceğiz” dedi. Koç, Turkcell’in 1994’te mobil operatör olarak kurulduğunu şu anda uçtan uca teknoloji sağlayıcısı teknoloji şirketine dönüştüklerini anlattı.

Yeni Veri Merkezi Şirketi: TDC

Ali Taha Koç, TDC adıyla kurulacak yeni şirketin hedefinin, Türkiye’yi ‘veri sahipliği’ alanında küresel arenada söz sahibi yapmak olduğunu kaydetti. “TDC Veri Barındırma Hizmetleri ismiyle kuracağımız şirketimizin iş hedefi; ülkemizi dünyanın en önde gelen veri ve bulut teknolojileri üslerinden biri haline getirmek. Avrupa Veri Merkezimizle birlikte, bu alanda bugüne kadar yaptığımız yatırımlar 350 milyon doları aştı. Bu adımları, Türkiye’yi yakın coğrafyanın veri üssüne dönüştürmek için attık.” dedi. Koç, Turkcell’in artık sadece bir mobil telekomünikasyon operatörü olmadığını; vatandaşlara farklı dijital ve teknolojik hizmetlerle her alanda dokunan bir şirket olduğunu ekledi.

Dijital Teknoloji Şirketi Turkcell

İnternet sağlayıcılığından dijital ödeme sistemlerine, mobil mesajlaşma uygulamasından dijital müzik platformuna, veri merkezinden bulut teknolojilerine kadar çeşitli alanlarda faaliyet gösterdiklerini söyleyen Koç, “Bunların yanı sıra e-ticaretten, oyun sektörüne, çağrı merkezi işletmeciliğinden enerji üretimine ve daha pek çok alanda faaliyet gösteren farklı şirketlerimizle yenilikçi çözümler sunuyoruz. Kişilerin ve kurumların dijital dönüşüm ihtiyaçlarının tamamını karşılıyoruz. Bu yüzden kendimizi uçtan uca teknoloji sağlayıcısı olarak tanımlıyoruz.” bilgilerini verdi.

Kanalizasyondan altın çıkardılar

ABD Jeoloji Araştırması’ndan Kathleen Smith liderliğindeki araştırmacı ekibi başlangıçta insan atıklarından yabancı parçacıkları çıkarmanın daha iyi yollarını bulmaya koyuldu.

Gümüş ve altını çıkarmak değil, atmak istiyorlardı. İnsan atıkları işlendikten sonra, bunların yaklaşık yarısı (ABD’de 3,5 milyon ton) ülke genelindeki çiftlikleri ve ormanları gübrelemek için kullanılıyor.

Araştırmanın birincil amacı, temizlik maddelerinde, güzellik ve hijyen ürünlerinde ve kıyafetlerde bulunarak atıklarımıza karışan metalleri, bu gübre ürününden çıkarmak ve bunların zararını önlemekti.

1 YILDA 13 MİLYON DOLAR EDİYOR

Ancak Smith, madenciler gibi düşünerek atık su arıtıcılarının zahmetlerine karşılık iki dışkı yan ürünü elde edebileceklerini söyledi: Gübre ve yeniden kullanılabilir metaller. Yakın zamanda yapılan bir araştırma da, 1 milyonluk bir şehrin her yıl 13 milyon dolar değerinde bu biyolojik katı metalleri üretebileceğini öne sürdü. Uzmanlar, insan atıklarından değerli metallerin çıkarılmasının zararlı maddelerin yer altından uzak tutulmasını ve değerli nesnelerin geri kazanılmasını sağlayacağını iddia ediyor.

Smith ve ekibi hâlâ bu metalleri çıkarmak için en iyi yöntemleri bulmaya çalışıyorlar. Smith insan atıklarının çoğunda, ticari olarak çıkarılmasının uygun olduğu düşünülebilecek kadar yüksek konsantrasyonlarda sızdırılabilir metaller bulunduğunu söyledi:

“Tarlalarda ve ormanlarda kullanabileceğimiz biyolojik atıkların miktarını sınırlayan metallerin bir kısmından kurtulabilir, aynı zamanda değerli metalleri ve diğer elementleri geri kazanabilirseniz bu herkes için kazançlı olur.”

BİRÇOK DEĞERLİ ÖZELLİĞE SAHİP

Smith ve meslektaşları, atıklardan metallerin çıkarılmasının, kurşun gibi zararlı metallerin gübrelerle çevreye salınmasını sınırlamaya, gömülmesi veya yakılması gereken zehirli kanalizasyon miktarını azaltmaya yardımcı olabileceğini savunuyor.

Smith ve ekibi, sürecin uygulanabilirliğinin vaka bazında değerlendirilmesi gerektiğini ve yerel ekonomilere değerli bir gelir artışı sağlayabileceğini söylüyor. Peki bu nasıl mümkün olabilir?

Dışkı genellikle kaçınmak istediğimiz, kokusu ve görüntüsüyle tiksindiğimiz bir madde olarak bilinir. Ancak bu doğal atık şaşırtıcı bir şekilde birçok değerli özelliğe sahip olabilir. Dışkılar, hem insanların hem de diğer memelilerin bağırsaklarında bulunan bakterilerle doludur. Bu bakteriler sindirim sistemi boyunca çeşitli besin maddelerini parçalayarak sindirim sürecine katkıda bulunurlar. Özellikle probiyotikler gibi yararlı bakteriler sindirim sağlığını korumak için önemlidir.

2 KİLOGRAM ALTIN KAZANDILAR

Dışkılar, sindirilmemiş bitkisel lifler ve diğer organik materyaller içerir. Bu nedenle tarımsal gübre olarak kullanıldığında toprak için değerli bir besin kaynağı olabilirler. Özellikle organik tarım uygulamalarında tercih edilen bir gübre çeşididir. Kanalizasyonlarda toplanan dışkılar, biyogaz üretimi için potansiyel bir kaynak olabilir. Biyogaz organik atıkların fermantasyonu sırasında elde edilen metan gazıdır ve enerji üretiminde kullanılabilir.

Şaşırtıcı bir şekilde dışkı içinde bazı değerli metaller bulunabilir. Özellikle Japonya’da bir arıtma tesisi, dışkıdan ağır metalleri çıkardı. Tesislerdeki her bir ton dışkıya karşılık, yaklaşık 2 kilogram altın geri kazanıldı. Bunun sebebinin yakınlardaki imalat işçilerinin farkında olmadan büyük miktarda metaller yutmuş olması olduğu düşünüldü.

Bu tesisler, atık su arıtımı sırasında çeşitli endüstriyel atıklardan kaynaklanan metalleri dışkıdan temizleyerek yeniden kullanıma kazandırabilirler. Bazı araştırmalar da, dışkının özellikle kil ile karıştırıldığında dayanıklı bir yapı malzemesi olabileceğini gösteriyor.

Exit mobile version