Samsun’da Şiddetli yağış felaketi: 34 Kişi kurtarıldı

Bakan Yerlikaya, özellikle Samsun’da etkili olan yağışlar sonucu mahsur kalan 34 vatandaşın güvenli bölgelere tahliye edildiğini belirtti.

Yerlikaya, yaptığı açıklamada, yağışların Samsun, Ordu ve Muş’ta hayatı olumsuz etkilediğini vurgulayarak, yetkililerin anında müdahale ettiğini ve gerekli tedbirlerin alındığını söyledi.

Samsun’da Kurtarma Operasyonu: 34 Kişi Tahliye Edildi

“Samsun’da meydana gelen yoğun yağışlar nedeniyle mahsur kalan 34 vatandaşımız, ekiplerimizin hızlı ve koordineli çalışması sayesinde güvenlikli alanlara tahliye edildi,” dedi.

Ayrıca, yağışların devam etme ihtimaline karşı vatandaşların dikkatli ve tedbirli olmaları gerektiğini hatırlatan Yerlikaya, “Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün uyarılarını dikkate alarak, sel ve su baskınlarına karşı gerekli önlemleri almalıyız.

Ekiplerimiz, vatandaşlarımızın güvenliği için 24 saat görev başında,” ifadelerini kullandı.

Bu bölgelerde yağışların neden olduğu olumsuzlukların en aza indirilmesi için çalışmaların sürdüğünü belirten Bakan Yerlikaya, vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti ve devletin tüm imkanlarıyla yanlarında olduğunu vurguladı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Samsun’da meydana gelen şiddetli yağışlar sonrası mahsur kalan vatandaşlarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Şiddetli Yağışlar Samsun’u Vurdu: 34 Vatandaş Kurtarıldı

Yerlikaya, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Samsun’daki kuvvetli yağışlar nedeniyle mahsur kalan 34 vatandaşımız, bulundukları yerden güvenli alanlara tahliye edilmiştir.

Ayrıca Ordu’nun Çaybaşı ilçesi Çayır Mahallesi’nde 83 yaşında bir vatandaşımızın hayatını kaybettiğini üzülerek bildirmek isterim. Bunun yanında, Muş’un Malazgirt ilçesi Bahçeköy köyünde etkili olan kuvvetli yağışlarda bir vatandaşımız sel sularına kapılarak maalesef hayatını kaybetmiştir.

Yerlikaya, afet bölgelerindeki durumu yakından takip ettiklerini ve vatandaşların güvenliğini sağlamak için tüm önlemlerin alındığını belirtti. Özellikle Samsun’da yaşanan bu tür doğal afetlerde, ilgili birimlerin hızlı ve etkili müdahalesi sayesinde can kaybının daha fazla olmasının önüne geçildiği ifade edildi. Ayrıca, sel felaketlerinden etkilenen bölgelerdeki tahliye çalışmalarının devam ettiğini ve gerekli tüm desteklerin sağlanacağını vurguladı.

Ukrayna’da Çocuk hastanesine yönelik acımasız saldırı

Kiev’de bulunan bir çocuk hastanesi de saldırılardan zarar gördü ve en az 17 kişi yaşamını yitirdi. Saldırılarda toplamda 56 kişi yaralandı.

Bu saldırılar, Kiev ve Kriviy Rig gibi önemli şehirlerin sakinlerini derinden etkiledi, masum insanların güvenliği büyük ölçüde tehlikeye girdi. Uluslararası toplum, Ukrayna’daki bu şiddet olayları karşısında endişelerini dile getiriyor ve barışçıl çözümler arayışını sürdürüyor.

Kiev’de Çocuk Hastanesi Füze Saldırısının Hedefi Oldu

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Rusya’nın başkent Kiev’e düzenlediği şiddetli füze saldırısında bir çocuk hastanesinin de zarar gördüğünü duyurdu.

Zelenski, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Kiev’in yanı sıra Dnipro, Kriviy Rig, Slovyansk ve Kramatorsk gibi şehirlerin 40’tan fazla füze ile hedef alındığını belirtti.

Saldırıların ardından evlerin, altyapının ve Kiev’deki çocuk hastanesinin zarar gördüğü bilgisini paylaşan Zelenski, saldırıların etkilediği bölgelerde acil yardım ekiplerinin aktif olarak görev yaptığını vurguladı.

Rusya’nın Kiev’e Düzenlediği Füze Saldırısında Çocuk Hastanesi de Zarar Gördü

Kiev Şehri Askeri İdare Başkanı Sergey Popko da sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, Kiev’de hava savunma sistemlerinin aktif olduğunu ve Rus saldırıları sonucunda başkentin çeşitli ilçelerine füze parçalarının düştüğünü bildirdi.

Popko, Solomen, Golosiyiv, Darnitsa ve Svyatoşin ilçelerindeki bazı binaların ve araçların zarar gördüğünü, Şevçenko ilçesinde ise çocuk hastanesinin hasar gördüğünü açıkladı.

Başkent Kiev’deki saldırıda en az 17 kişinin hayatını kaybettiği, 56 kişinin ise yaralandığı bilgisini paylaşan Popko, Kriviy Rig’deki saldırıda ise ilk belirlemelere göre 10 kişinin yaşamını yitirdiğini, 31 kişinin yaralandığını belirtti.

Kaygının işaretleri: 7 Belirgin tehlike

Kaygı, sağlık problemleri arasında önemli bir yer tutarken, Müftüoğlu uzun düşünmenin sağlığa zararlarına da vurgu yapıyor. Kaygının belirtileri konusunda Müftüoğlu’nun sıraladığı 7 işaret şunlar.

Sürekli Endişe: Bir konu hakkında sürekli endişelenme ve bu düşüncelerden kurtulamama.

Fiziksel Belirtiler: Kalp çarpıntısı, terleme, titreme gibi fiziksel belirtiler.

Uykusuzluk: Uykuya dalamama veya sık uyanma sorunları.

Konsantrasyon Zorluğu: Dikkat dağınıklığı ve odaklanma güçlüğü.

Irritabilite: Kolayca sinirlenme veya sabırsızlık gösterme.

Kaçınma Davranışları: Kaygı uyandıran durumlardan kaçınma eğilimi.

Fiziksel Sağlık Sorunları: Kaygının uzun süreli etkileriyle ilişkili olarak baş ağrısı, mide problemleri gibi fiziksel sağlık sorunları yaşama.

Kaygının Gölgesinde: Sağlığınızı ve İlişkilerinizi Tehdit Eden 7 Belirti

Müftüoğlu’nun vurguladığı gibi, kaygı sorunu ihmal edilmemesi gereken bir sağlık problemi olarak karşımıza çıkıyor. Bu belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız, profesyonel yardım almak önemlidir.

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, kaygının sağlığa ve sosyal ilişkilere olan zararlarına dikkat çekerek, bu durumun bir tür motivasyon düşmanı haline gelebileceğini vurguladı.

Kaygının Günlük Hayatınıza Sızan 7 Görünmez Tehlikesi

Kaygının belirtilerini detaylı bir şekilde açıklayan Prof. Dr. Müftüoğlu’nun verdiği bilgilere göre, kaygının yaygın işaretleri şunlardır:

Uyku Bozuklukları: Uykusuzluk veya düzensiz uyku alışkanlıkları.

Odaklanma Zorlukları ve Unutkanlık: Zihinsel olarak dağınıklık yaşama ve unutkanlık eğilimi gösterme.

Kas Gerginliği ve Ağrılar: Sürekli olarak kaslarda gerginlik hissi, ağrı ve fiziksel rahatsızlıklar.

Çabuk Yorulma ve Halsizlik: Enerji eksikliği hissetme, sürekli bitkinlik ve halsizlik durumu.

Huzursuzluk ve Rahatlama Güçlüğü: Sürekli bir huzursuzluk hissi ve normalde rahatlatıcı olan şeylerden zorlanarak rahatlama.

Tükenmişlik Duygusu: Zamanla artan ve ilerleyici bir tükenmişlik hissi.

Sinirlilik ve Kontrolsüz Tepkiler: Kolayca sinirlenme, hızlı tepki verme ve öfke patlamaları yaşama eğilimi.

Prof. Dr. Müftüoğlu, bu belirtilerin uzun süreli kaygının sonucu olarak ortaya çıkabileceğini ve bu durumun hem fiziksel sağlığı hem de sosyal ilişkileri olumsuz etkileyebileceğini ifade etti.

Kaygıyı azaltmanın ve yönetmenin önemli olduğunu vurgulayarak, sağlıklı bir yaşam için stresle başa çıkma yöntemlerinin önemini belirtti.

Medya devinden büyük değişim: Doğan burda’nın Yeni yolculuğu

Ancak son gelişmelere göre, Doğan Burda Dergi’nin tamamı 10 milyon dolar karşılığında satıldı. Bu satış, Doğan Holding’in medya sektöründen tamamen çekilmesi anlamına geliyor ve Aydın Doğan’ın medya sektöründeki 45 yıllık yolculuğunu sonlandırıyor.

Medya Devi Aydın Doğan’ın Efsanevi Yolculuğunun Sonu: Doğan Burda Dergi Grubu’nun Satışı

Doğan Medya Grubu, 2018 yılında Demirören Holding’e satılmıştı ancak Doğan Burda Dergi o satışın dışında kalmıştı. Şimdi ise Alman Burda grubuna devredilerek yeni bir döneme girmiş oldu.

Bu satın alma işlemi, Türkiye medya sektöründe önemli bir değişiklik olarak değerlendiriliyor ve sektördeki dengeleri yeniden şekillendirebilecek bir adım olarak öne çıkıyor.

Doğan Şirketler Grubu Holding ve Alman Hubert Burda Media Group ortaklığıyla kurulan Doğan Burda Dergi Grubu, 10 milyon dolar karşılığında Re-Pie liderliğindeki yatırım fonu grubuna satıldı.

Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Dr. Emre Çamlıbel’in yaptığı şirket, Türkiye’nin en büyük dergi grubu olarak biliniyordu ve 58 dergi yayımlıyordu, bu dergiler arasında lisans anlaşmalılar da bulunuyordu.

Satış işlemi, Doğan Burda Dergi tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu KAP’a bildirildi.

Bu satış ile birlikte, Aydın Doğan ve Doğan Holding, 45 yıl önce girdikleri medya sektöründen tamamen çekilmiş oldular. Doğan Medya Grubu’nun diğer varlıkları 2018’de Demirören Holding’e satılmıştı ancak Doğan Burda Dergi Grubu bu satışın dışında kalmıştı.

Medya Devinin Son Sayfası: Doğan Burda’nın Yeni Yolculuğu Başlıyor

Satışın detayları KAP’a yapılan açıklamada şöyle belirtildi: Doğan Şirketler Grubu Holding’in %38,22, Burda GmbH’ın %38,09 ve diğer ortakların %23,69 oranındaki hisseleri, 10 milyon dolarlık bir bedelle Re-Pie ve bağlı şirketlerine satıldı.

Satış işlemi, Rekabet Kurumu onayı dahil olmak üzere kapanış koşullarının tamamlanmasıyla sonuçlanması bekleniyor.

Aydın Doğan, Türkiye’nin en uzun süreli medya patronlarından biriydi.

1979’da Abdi İpekçi’nin öldürülmesinin ardından medyaya giren Doğan, Hürriyet, Kanal D, CNN Türk gibi önemli medya kuruluşlarını bünyesine katmıştı.

2018’de medya varlıklarını satarken, 59 yıllık iş hayatının büyük bir kısmını medya sektöründe geçirdiğini belirterek sektörden çekildiğini duyurmuştu.

Bu satış, Türkiye medya sektöründe önemli bir değişimi işaret ediyor ve Doğan ailesinin medya sahnesindeki 45 yıllık etkisi sona ermiş oldu.

Edirne iş dünyası buluşması: OVP’nin güncellenmesi

Yılmaz, “Temmuz ve Ağustos enflasyonları açıklandığında, yıllık enflasyonda çok daha hızlı bir gerileme göreceğiz.

Temmuzda özellikle enflasyonun 60’lar civarına, Ağustosta ise 50’ler civarına ineceğini öngörüyoruz,” ifadelerini kullandı.

Ayrıca, ülkenin kredi risk primi konusunda da önemli bilgiler veren Yılmaz, “CDS olarak bilinen 5 yıllık ülke risk primimizde geçen yılın Mayıs ayına kıyasla çok ciddi bir düşüş yaşandı.

Geçen yılın ortalarında 700 baz puan seviyelerine kadar çıkmış olan risk primimiz, bugün itibariyle 270 baz puan seviyesine kadar gerilemiş durumda,” şeklinde konuştu.

Yılmaz’ın bu açıklamaları, enflasyonla mücadele kapsamında atılan adımların etkili olduğunu ve ülke ekonomisinde olumlu gelişmelerin yaşandığını göstermesi açısından önemli bulunuyor.

Enflasyonun düşüş eğiliminde olması, hem tüketiciler hem de yatırımcılar için olumlu bir hava yaratırken, ülkenin risk primindeki düşüş de uluslararası piyasalarda Türkiye’nin güvenilirliğinin arttığına işaret ediyor.

Yılmaz, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası’nda (ETSO) düzenlenen Edirne İş Dünyası Buluşması’nda yaptığı konuşmada, geçen yıl hazırlanan Orta Vadeli Program’ın (OVP) yerel ve merkezi düzeyde katılımcı bir anlayışla tüm tarafları kapsayacak şekilde oluşturulduğunu hatırlattı.

Eylül ayında OVP’yi güncelleyeceklerini belirten Yılmaz, bu güncellemeyi ana çerçeve ve politikaları koruyarak, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında yapacaklarını kaydetti.

Geçen yıl dünya ekonomisinde bir miktar toparlanma olduğunun ve büyümenin yüzde 3 seviyelerine ulaştığının altını çizen Yılmaz, “Bu yıl da büyümenin yüzde 3’ü birazcık geçmesi bekleniyor.

Hala yüzde 3,6’nın oldukça altında bir dünya büyümesi söz konusu. Bir taraftan da dünyada rekabet artmış, bloklaşmalar artıyor, ticari rekabet kızışmış durumda. Korumacılık eğilimlerinin güçlendiğini görüyoruz.

Eskisi kadar ticaretin rahat bir şekilde geliştiği bir ortam olmadığını da ifade etmek isterim” değerlendirmesinde bulundu.

Yılmaz, Türkiye’nin bu şartlar altında büyümede oldukça iyi bir performans gösterdiğini belirterek, “Türkiye, 2020-2022 büyüme döneminde gerçekten önemli bir büyüme performansı sergiledi.

2023’te de yüzde 4,5 gibi bir büyümemiz oldu. Bu yıl da yüzde 4 civarında bir büyüme bekliyoruz OVP’de. Yine dünyanın üstünde bir büyüme performansı bekliyoruz. İlk çeyrekte 5,7 gibi bir büyümemiz oldu. Bundan sonraki dönemde de belli bir seviyede büyüyerek bu hedeflere ulaşacağız. Ülkemiz, dünyanın önemli bir ekonomisi” dedi.

Dezenflasyon Sürecine Girdik

Temel önceliklerinin enflasyon olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Orta Vadeli Program; bir yıllık bir programdan bahsetmiyoruz, 3 yıllık bir program.

Birinci yıl geçiş süreci olacak dedik. İkinci yıl dezenflasyon süreci, üçüncü yıl kalıcı fiyat istikrarı dönemi. Geçtiğimiz mayıs ayı itibarıyla geçiş sürecini tamamlamış olduk, dezenflasyon sürecine girdik” diye konuştu.

Yılmaz, haziranda aylık enflasyonun 1,64 geldiğini belirterek, şunları kaydetti

“Yıllık enflasyon ise 3,8 puan azalarak 71,6 oldu. Temmuz ve ağustos enflasyonları geldiğinde yıllık enflasyonun çok daha hızlı bir şekilde gerileyeceğini öngörüyoruz.

Temmuzda özellikle 60’lar civarına, ağustosta 50’ler civarına inen bir enflasyon bekliyoruz. Daha sonra bu mücadelemiz devam edecek. Yılın ikinci yarısında enflasyonda hızlı bir gerilemeyi hep birlikte göreceğiz. Ama işimiz bitecek mi? Bitmeyecek elbette.

Tek haneli rakamlara ulaşıncaya kadar bu mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor. Gelecek sene yüzde 20’nin altını, 2026’da ise tek haneli rakamları hedefliyoruz. Bu Orta Vadeli Program, sabır ve kararlılık gerektiren bir program. Devlet, millet, iş dünyası, kamu hep birlikte bu programı sahiplenip hayata geçirmemiz çok önemli.”

Cari Açıkta İyi Bir Performans Sergiliyoruz

Cari açık konusunda çok iyi bir performans gösterdiklerini kaydeden Yılmaz, geçen yıl cari açığın milli gelire oranının yüzde 4 civarında olduğunu belirtti.

Bu yıl OVP tahminlerinin, yüzde 3’lere düşmesi şeklinde olduğunu söyleyen Yılmaz, “Şu anda 2,5’ler civarında görünüyor. 2’lere kadar düşme ihtimali var cari açığımızın. Bu çok güzel, çok olumlu bir durum. Burada ihracatımızın ciddi katkısı var. Geçen sene ihracatımız 255,4 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Bu yıl inşallah bunu daha da artıracağız. Haziran ayında yıllıklandırılmış 12 aylık ihracat 258 milyar dolar civarında, yıl sonunda bunun 260 milyar dolarların üstünde gerçekleşmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

İstihdamda Olumlu Gidişat

İstihdamda da makro düzeyde olumlu bir gidişat olduğuna değinen Yılmaz, “Geçen yıl sonunu 9,4 ile kapattık. Tek haneli işsizlikle ve istihdam edilenlerin sayısı 31,6 milyona ulaşmıştı geçen yıl. Bu yıl nisan ayında bu rakam işsizlik oranı yüzde 8,5’e kadar gerilemiş durumda.

Genç işsizliği yüzde 14,5’e kadar düştü. İlk istatistik bu konuda 2005 yılında yapılmıştı. O tarihten bu yana genç işsizliği en düşük seviyesine gerilemiş durumda. Yine kadınlarda işsizlik oranı bir önceki yıla göre yaklaşık 2,9 puan azalarak 11,1’e kadar geriledi. Bu da sevindirici. Giderek kadınların iş gücünde daha fazla yer aldığını görüyoruz” dedi.

Mali Piyasalarda İyileşme

Yılmaz, “Mali piyasalarımızda da risk göstergelerinin düştüğünü görüyoruz. Özellikle Merkez Bankamızın rezervlerinde çok olumlu bir gidişat var. Geçen yıl mayısta 98,5 milyar dolara kadar düşmüştü rezervlerimiz. 28 Haziran itibarıyla yaklaşık 143 milyar dolar seviyesine yükselmiş durumda. Swap hariç net rezerv dediğimiz rakam da yine oldukça iyi bir yere gelmiş durumda” ifadelerini kullandı.

Rezervlerin güçlenmesinin önemli olduğunu söyleyen Yılmaz, şu bilgileri paylaştı

“CDS denen 5 yıllık ülke risk primimizde geçen yılın mayıs ayına göre çok ciddi bir düşüş var. Geçen yılın ortalarında 700 baz puanlara kadar çıkmıştı, bugün geldiğimiz noktada 270 baz puana kadar gerilemiş durumda. Bu CDS niye önemli? Dış dünyadan kamu veya özel sektör olarak borç para aldığınızda, döviz bazlı kaynak kullandığınızda CDS ne kadar yüksekse faiz oranınız da o kadar yüksek oluyor. Borçlanma maliyetimiz yükseliyor. CDS’ler düştüğünde borçlanma maliyetleriniz de düşmüş oluyor. Bu çok önemli. 1 puanı bile çok kıymetli. Bu da ülkemizin dış dünyadan kaynak kullanımında maliyetleri aşağıya çekmiş durumda.”

Kur Korumalı Mevduat Azaltılıyor

Kur Korumalı Mevduat’la ilgili de açıklamalarda bulunan Yılmaz, “O günün şartlarında bir ihtiyaçtı. Şu anda artık o ihtiyaç kalmadı diyoruz ve Kur Korumalı Mevduat’tan aşama aşama, finansal piyasalarda da istikrarsızlığa yol açmadan bu mevduatı azaltıyoruz.

Geçen yıl 3 trilyon 408 milyar TL’ye kadar yükselmişti. Bu da 126,4 milyar dolara denk geliyordu. 28 Haziran itibarıyla 2 trilyon TL civarına düşürmüş durumdayız. Bu da 62 milyar dolara denk geliyor. Yani dolar bazında bakarsanız, yarı yarıya, yüzde 50’sini azaltmış durumdayız. Bu azalış seyri de devam edecek” şeklinde konuştu.

Deprem Harcamaları Bütçeyi Etkiliyor

Bir ülkenin bütçesinin disiplin ve risk göstergeleri açısından çok önemli olduğuna dikkati çeken Yılmaz, geçen yıl depremle tarihin en büyük felaketinin yaşandığını hatırlattı.

“Birçok ilimizi, 14 milyon insanımızı etkileyen bir afet yaşadık. Bazı ülkelerin nüfusundan, coğrafyasından büyük bir alanda, büyük bir afet yaşadık” diyen Yılmaz, şunları kaydetti:

Acil müdahaleler bitti ama asıl işimiz şimdi kalıcı şekilde bu bölgelerimizi rehabilite etmeye çalışıyoruz.

Kalıcı konutları inşa ediyoruz. Bozulan, tahrip olan, ulaşımından enerjisine altyapıları yapıyoruz. Bir taraftan da o bölgelerimizin sosyoekonomik kalkınmasını gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Burada 104 milyar dolar gibi toplam bir maliyetle karşı karşıyayız.

Sadece bu sene merkezi yönetim bütçemizden deprem bölge çalışmaları için ayırdığımız kaynak 1 trilyon 30 milyar civarında. Muazzam bir kaynak ayırıyoruz, geçen sene de bunu yaptık.

2023 yılında bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 6,4 olacak demiştik ama daha iyi bir performans gösterdik. Gerçekleşme yüzde 5,2 oldu. Deprem harcamalarını çıkarırsanız, bu açık 1,6’ya düşüyor. Bu açığı 5,2’ye çıkaran deprem harcamalarımız.

Maalesef 3,7 civarında milli gelirimize oranla deprem harcaması yapıyoruz. Bu da bütçe açığımızı yukarı taşıyor. Buna rağmen aldığımız tedbirlerle bütçe açığını belli limitler içinde tutuyoruz.

Bu sene de yine OVP’de 6,4 hedef koymuş durumdayız açık olarak ama gerçekleşme yine geçen sene gibi inşallah yüzde 5’ler civarında olacak. Bunun için gayret ediyoruz, harcamalara dikkat ediyoruz, daha verimli bir şekilde kaynakları kullanmaya çalışıyoruz. Hem de kamunun gelir tarafına bakıyoruz.

Bu sene en ağır yük; gelecek yıldan itibaren bu yük düşmeye başlayacak. Neredeyse yarı yarıya yükümüz azalacak. Gelecek yıldan itibaren daha rahat bir bütçe perspektifi oluşturacağız. Güçlü ve istikrarlı bir yönetimimiz var ve bu ağır yükün altından kalkıyoruz. En gelişmiş ekonomiler dahi böyle bir şokla karşılaşsa mutlaka etkilenirler.

Son dönemde yapılan çalışmalarla Türkiye’nin kredi notunun artma eğilimine girdiğini belirten Yılmaz, ülkenin gri listeden çıktığını hatırlattı.

Yılmaz, finansal piyasaların çok daha güçlü hale geldiğini, kredi derecelendirme kuruluşlarının da bu risklerin azaldığını tespit edip Türkiye’nin kredi notlarını yükseltme eğiliminde olduğunu kaydetti.

Amaçlarının, bir taraftan fiyat istikrarını sağlamak, diğer yandan da yatırımları, üretimi, istihdamı, ihracatı göz ardı etmemek olduğunu vurgulayan Yılmaz, kalkınma stratejisiyle istikrar programını eş zamanlı şekilde sürdürmek istediklerini ifade etti.

Datça’da korkutan deprem

Ancak şu ana kadar herhangi bir ciddi hasar veya yaralanma bildirilmemiş durumda. Deprem sonrası yetkililer, bölgedeki durumu yakından izliyor ve gerekli önlemleri almaya devam ediyor.

Datça’da Korkutan Deprem: 4,1 Büyüklüğündeki Sarsıntı Paniğe Yol Açtı

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgilere göre, saat 16.55’te merkez üssü Datça olan 4,1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Depremin derinliği ise 6,97 kilometre olarak belirlendi.

AFAD yetkilileri, deprem sonrası herhangi bir can veya mal kaybı olup olmadığını belirlemek amacıyla bölgedeki durumu yakından takip ettiklerini bildirdi.

Datça’da 4,1 Büyüklüğünde Deprem: Halk Kısa Süreli Panik Yaşadı

Bölgedeki sarsıntı, Datça ve çevresinde kısa süreli paniğe yol açarken, yetkililer vatandaşlara sakin olmaları ve resmi açıklamaları takip etmeleri konusunda uyarıda bulundu.

Uzmanlar, bu tür depremlerin bölgenin sismik aktiviteleri açısından olağan olduğunu, ancak yine de hazırlıklı ve tedbirli olunması gerektiğini vurguladı. Depremle ilgili daha detaylı bilgi ve güncellemeler AFAD’ın resmi internet sitesinde ve sosyal medya hesaplarında paylaşılmaya devam edecek.

Kasırga uyarısı: Doğu Karadeniz’de Şiddetli yağışlar

MGM’nin verilerine göre, yarın için 4 ilde kuvvetli yağış beklentisi bulunuyor. Bu durum, özellikle bölgedeki tarım ve günlük yaşam üzerinde etkili olabilir. Halkın önlemlerini alması ve güncel hava durumu uyarılarını takip etmesi önem taşıyor.

Yağış Uyarısı: Doğu Karadeniz’de Şiddetli Sağanaklar Yaklaşıyor

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, haftalık hava tahmin raporunu yayımladı. Son verilere göre, doğu bölgelerde hava sıcaklıkları mevsim normallerine uygun seyrederken, diğer bölgelerde ise mevsim normallerinin üzerinde seyretmeye devam edeceği öngörülüyor.

Karadeniz’e Doğru Gürleyen Fırtına: Şiddetli Yağışlar Kapıda

Bu gece saatlerinden itibaren Trabzon ve Giresun’da, yarın sabah saatlerinden başlayarak ise Samsun’un doğusunda lokal olarak kuvvetli, Ordu çevrelerinde ise çok kuvvetli sağanak yağışlar bekleniyor. Özellikle Ordu’da gök gürültülü sağanaklar da yaşanabilir.

Meteoroloji yetkilileri, kuvvetli yağışların yol açabileceği olumsuzluklara karşı vatandaşları uyarıyor. Tedbirli olunması ve ani su baskınlarına karşı dikkatli olunması gerektiği vurgulanıyor.

Antalya Havalimanı günlük uçuş rekoru kırdı

Bu sayı, havalimanının günlük uçuş kapasitesini büyük ölçüde aşarak, yoğun seyahat ve turist akışının ne denli yüksek olduğunu gözler önüne serdi. Antalya, uluslararası turizm ve ulaşım açısından kritik bir rol oynuyor ve bu rekor, şehrin küresel ölçekteki önemini bir kez daha vurguluyor.

Antalya Havalimanı’nda Rekor Kırıldı: Bir Günde 1179 Uçuş Gerçekleşti

Antalya Havalimanı’nda 6 Temmuz Cumartesi günü gerçekleşen uçuş trafiği yeni bir rekora tanıklık etti. Sosyal medya hesabından bilgi veren Uraloğlu, havalimanında dış hatlarda 1054, iç hatlarda ise 125 olmak üzere toplamda 1179 uçak hareketi gerçekleştirildiğini belirtti. Bu sayılarla 2024 yılında bir günlük en yoğun uçuş trafiği yaşandı.

Antalya Havalimanı’nda Günlük Uçuş Rekoru: 1179 Uçakla Yoğun Trafiğe Sahne

Verilen bilgilere göre, söz konusu tarihte havalimanı toplamda 206 bin 21 yolcuya hizmet verdi. Bu yolcuların 186 bin 711’i dış hatlardan, 19 bin 310’u ise iç hatlardan seyahat etti. Antalya Havalimanı’nın bu başarısı, turizm sektöründeki hareketliliği ve bölgeye olan talebi yansıtan önemli bir gösterge olarak değerlendiriliyor.

Yeni ölüm kapsülü: İntiharı yüceltiyor mu? Barışçıl bir çözüm mü?

Sarco, ölüm isteyen bireylere yönelik bir seçenek olarak ortaya çıkıyor ve kullanımıyla ilgili tartışmaları da beraberinde getiriyor.

Sarco, içerisinde yer alan ötanazi ilacı sayesinde kişilere hızlı ve ağrısız bir şekilde hayatlarını sonlandırma fırsatı veriyor.

Bu teknoloji, özellikle terminolojik hastalıklar veya yaşam kalitesi ciddi şekilde bozulmuş bireyler için bir alternatif olarak değerlendiriliyor. Sarco’nun kullanımı, önceden belirlenmiş bir süreç üzerinden gerçekleştiriliyor ve kişinin kendi isteği ve kontrolü altında son anlarını yaşamasına olanak tanıyor.

İsviçre’nin bu teknolojiyi kullanarak ölüm hakkında yapılan tartışmalara yeni bir boyut kazandırması bekleniyor. Sarco’nun, bireylerin yaşam sonu tercihlerine yönelik daha fazla seçenek sunması ve bu konudaki toplumsal farkındalığı artırması umuluyor.

Barışçıl Ölüm İddiası: Dr. Ölüm’ün 3D Yazıcıyla Basılan Kapsülü Tartışmaları Alevlendiriyor

Tartışmalı ötanazi aktivisti Dr. Philip Nitschke, “Dr. Ölüm” lakabıyla bilinen ve ötanazi konusundaki çalışmalarıyla tanınan bir isim, 3 boyutlu yazıcıyla basılan ve tartışmalara yol açan yeni bir ölüm makinesi icat etti.

Ölüm Kapsülü: Dr. Ölüm’ün İcadı Tartışma Yaratıyor

Tabut benzeri bu ölüm kapsülü, ötanazi isteyen kişinin bir düğmeye basmasıyla odanın azotla dolmasını sağlıyor. Bu süreç, kişinin oksijensiz kalarak saniyeler içinde hayatını kaybetmesine neden oluyor.

Dr. Nitschke, cihazın hızlı ve acısız bir ölüm sağladığını iddia ederek, “Bu kapsül, kullanıcıların boğulma hissi, acı veya panik yaşamadan barışçıl bir şekilde hayatlarına son vermelerine olanak tanıyor” diyor.

Ölümcül cihazın lansmanının temmuz ayında yapılması planlanıyor ve hazırlıkların büyük ölçüde tamamlandığı belirtiliyor. Ayrıca, cihazla gerçekleştirilecek ilk ötanazi için bir adayın seçildiği öne sürülse de bu kişinin kim olduğu henüz açıklanmadı.

Destekli ölüm savunucusu ve Avustralyalı araştırmacı Dr. Nitschke’nin bu icadı, çeşitli gruplar tarafından büyük tepki topladı. Yaşam yanlısı grup CARE’nin yöneticisi James Mildren, “Philip Nitschke’nin cihazı çok sayıda yorumcu tarafından kınandı.

Birçok kişi bunun intiharı önemsizleştirdiğini, hatta yücelttiğini düşünüyor. İntiharın, iyi toplumların her durumda önlemeye çalıştığı bir trajedi olduğuna inanıyoruz.

İnsanlara yardım etmenin, yaşamı mahvetmeden etik yolları da var.” diyerek tepkisini dile getirdi.

İsviçre’de geçen yıl yaklaşık bin 250 kişi destekli intihar yoluyla yaşamına son verdi.

Bu rakam, destekli ölüm konusundaki tartışmaları daha da alevlendiriyor. Dr. Nitschke’nin cihazı, hem ötanazi savunucuları hem de karşıtları tarafından yoğun bir şekilde tartışılıyor.

Ötanazi hakkını savunanlar, bu kapsülün insanların onurlu bir şekilde hayatlarına son verme şansı verdiğini belirtirken, karşıtları ise bunun intiharı teşvik ettiğini ve toplumsal değerleri zedelediğini savunuyor.

Dr. Nitschke, bu yeni teknolojinin ötanazi tartışmalarında önemli bir yer edineceğini ve insanların ötanazi hakkı konusundaki farkındalığını artıracağını umuyor. Ancak, cihazın kullanımı ve yaygınlaşmasıyla ilgili etik ve yasal tartışmaların devam edeceği kesin görünüyor.

Fenerbahçe, Ansu Fati transferinde büyük adım atıyor

Branco, 80 milyon euro değerindeki bir yıldız futbolcu için harekete geçti. Futbolcunun menajeri ve kulübüyle iletişime geçerek transfer sürecini başlattı. Bu gelişme, Fenerbahçe’nin transfer stratejisinde Branco’nun ne kadar etkili olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.

Fenerbahçe, Süper Lig’de gelecek sezon şampiyonluk mücadelesinin yanı sıra Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olmayı hedefleyen bir dizi transfer ve hazırlık sürecine girmiş durumda.

Jose Mourinho’nun liderliğindeki ekip, Avusturya’nın Graz şehrinde 14 Ağustos’a kadar sürecek bir kampta yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Takım, 22-23 Temmuz tarihlerinde Şampiyonlar Ligi 2. Ön Eleme Turu’nda İsviçre ekibi Lugano ile karşılaşacak.

Transfer faaliyetlerine gelince, Fenerbahçe önemli isimlerle anlaşmalar yapmış durumda. Michy Batshuayi, Joshua King, Serdar Dursun gibi isimlerin ayrılmasının yanı sıra, Levent Mercan ve Çağlar Söyüncü gibi yetenekli oyuncuları kadrosuna katmış durumda.

Fenerbahçe’nin Ansu Fati İçin Atağı: Mourinho Yönetiminde Şampiyonlar Ligi Hedefi

Jose Mourinho’nun planları arasında, Dusan Tadic’i 10 numara pozisyonunda kullanmak ve sol kanada takviye yapmak var. Bu doğrultuda kulüp, Barcelona’nın genç yeteneği Ansu Fati’yi transfer etmek için girişimlerde bulunuyor.

Mario Branco önderliğinde yapılan görüşmelerde, Barcelona Sportif Direktörü Deco ile temas kurularak oyuncunun kiralık olarak transfer edilmesi için şartlar araştırılıyor.

Fenerbahçe’nin Ansu Fati İçin Büyük Hamlesi

Ansu Fati, geçtiğimiz sezonu Brighton’da kiralık olarak geçirerek 27 maçta 4 gol atıp 1 asist yapmıştı.

Genç oyuncunun piyasa değeri, geçmişte 80 milyon euroya kadar çıkmış olsa da şu anda 25 milyon euro olarak değerlendiriliyor.

Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’ndeki başarı hedefleri ve transfer çalışmaları, taraftarları heyecanlandırmaya devam ediyor.

Exit mobile version