İstanbul’da Tramvay hattında Teknik arıza

Bu sabah saatlerinde meydana gelen arıza nedeniyle seferlerde ciddi aksamalar yaşanıyor. Yetkililer, arızanın en kısa sürede giderilmesi için çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti.

Ancak, arıza nedeniyle tramvay hattında büyük gecikmeler ve iptaller yaşandığı için yolcular alternatif ulaşım araçlarına yönelmek zorunda kaldı. İETT, yolcuların mağduriyetini azaltmak adına ek otobüs seferleri koyarak destek sağlıyor.

Vatandaşlar, sosyal medya üzerinden durumu şikayet ederken, yetkililerden de daha hızlı çözüm beklediklerini dile getiriyorlar. Uzmanlar, bu tür arızaların şehir içi ulaşımda ciddi aksamalar yaratabileceğini ve çözüm için altyapı yatırımlarının önemine dikkat çekiyor.

Teknik Arıza İstanbul’un Tramvay Seferlerini Vurdu

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, arızanın nedeninin araştırıldığı ve benzer durumların önüne geçmek için gerekli önlemlerin alınacağı ifade edildi. Bu süreçte yolculardan sabır ve anlayış bekleniyor.

İstanbul’un Kalbinde Tramvay Krizi

İstanbul’da T1 Kabataş-Bağcılar Tramvay Hattı’nda meydana gelen teknik arıza nedeniyle seferlerde aksamalar yaşanıyor. Metro İstanbul’un resmi sosyal medya hesabı üzerinden yapılan duyuruda, “T1 Kabataş-Bağcılar Tramvay Hattı’nda teknik bir arıza nedeniyle seferler Kabataş-Yusufpaşa ve Çapa-Bağcılar istasyonları arasında yapılmaktadır” şeklinde bir açıklama yapıldı.

Açıklamada, arızanın neden olduğu aksaklıkların en kısa sürede giderilmesi için çalışmaların hızla sürdüğü belirtildi. Yolculara alternatif ulaşım yöntemlerini kullanmaları ve güncellemeleri takip etmeleri tavsiye edildi.

Metro İstanbul yetkilileri, yaşanan bu olumsuzluk nedeniyle yolculardan özür dilediklerini ifade ederek, anlayışları için teşekkür etti.

Teknik arızanın sebebi ve ne zaman giderileceği konusunda ise henüz net bir bilgi paylaşılmadı.

Bu süreçte, İstanbul’da toplu taşıma kullanan vatandaşların planlarını gözden geçirmeleri ve mümkünse seyahatlerini bu durumu dikkate alarak düzenlemeleri öneriliyor.

Samsun’da Şiddetli yağış felaketi: 34 Kişi kurtarıldı

Bakan Yerlikaya, özellikle Samsun’da etkili olan yağışlar sonucu mahsur kalan 34 vatandaşın güvenli bölgelere tahliye edildiğini belirtti.

Yerlikaya, yaptığı açıklamada, yağışların Samsun, Ordu ve Muş’ta hayatı olumsuz etkilediğini vurgulayarak, yetkililerin anında müdahale ettiğini ve gerekli tedbirlerin alındığını söyledi.

Samsun’da Kurtarma Operasyonu: 34 Kişi Tahliye Edildi

“Samsun’da meydana gelen yoğun yağışlar nedeniyle mahsur kalan 34 vatandaşımız, ekiplerimizin hızlı ve koordineli çalışması sayesinde güvenlikli alanlara tahliye edildi,” dedi.

Ayrıca, yağışların devam etme ihtimaline karşı vatandaşların dikkatli ve tedbirli olmaları gerektiğini hatırlatan Yerlikaya, “Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün uyarılarını dikkate alarak, sel ve su baskınlarına karşı gerekli önlemleri almalıyız.

Ekiplerimiz, vatandaşlarımızın güvenliği için 24 saat görev başında,” ifadelerini kullandı.

Bu bölgelerde yağışların neden olduğu olumsuzlukların en aza indirilmesi için çalışmaların sürdüğünü belirten Bakan Yerlikaya, vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti ve devletin tüm imkanlarıyla yanlarında olduğunu vurguladı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Samsun’da meydana gelen şiddetli yağışlar sonrası mahsur kalan vatandaşlarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Şiddetli Yağışlar Samsun’u Vurdu: 34 Vatandaş Kurtarıldı

Yerlikaya, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Samsun’daki kuvvetli yağışlar nedeniyle mahsur kalan 34 vatandaşımız, bulundukları yerden güvenli alanlara tahliye edilmiştir.

Ayrıca Ordu’nun Çaybaşı ilçesi Çayır Mahallesi’nde 83 yaşında bir vatandaşımızın hayatını kaybettiğini üzülerek bildirmek isterim. Bunun yanında, Muş’un Malazgirt ilçesi Bahçeköy köyünde etkili olan kuvvetli yağışlarda bir vatandaşımız sel sularına kapılarak maalesef hayatını kaybetmiştir.

Yerlikaya, afet bölgelerindeki durumu yakından takip ettiklerini ve vatandaşların güvenliğini sağlamak için tüm önlemlerin alındığını belirtti. Özellikle Samsun’da yaşanan bu tür doğal afetlerde, ilgili birimlerin hızlı ve etkili müdahalesi sayesinde can kaybının daha fazla olmasının önüne geçildiği ifade edildi. Ayrıca, sel felaketlerinden etkilenen bölgelerdeki tahliye çalışmalarının devam ettiğini ve gerekli tüm desteklerin sağlanacağını vurguladı.

Kaygının işaretleri: 7 Belirgin tehlike

Kaygı, sağlık problemleri arasında önemli bir yer tutarken, Müftüoğlu uzun düşünmenin sağlığa zararlarına da vurgu yapıyor. Kaygının belirtileri konusunda Müftüoğlu’nun sıraladığı 7 işaret şunlar.

Sürekli Endişe: Bir konu hakkında sürekli endişelenme ve bu düşüncelerden kurtulamama.

Fiziksel Belirtiler: Kalp çarpıntısı, terleme, titreme gibi fiziksel belirtiler.

Uykusuzluk: Uykuya dalamama veya sık uyanma sorunları.

Konsantrasyon Zorluğu: Dikkat dağınıklığı ve odaklanma güçlüğü.

Irritabilite: Kolayca sinirlenme veya sabırsızlık gösterme.

Kaçınma Davranışları: Kaygı uyandıran durumlardan kaçınma eğilimi.

Fiziksel Sağlık Sorunları: Kaygının uzun süreli etkileriyle ilişkili olarak baş ağrısı, mide problemleri gibi fiziksel sağlık sorunları yaşama.

Kaygının Gölgesinde: Sağlığınızı ve İlişkilerinizi Tehdit Eden 7 Belirti

Müftüoğlu’nun vurguladığı gibi, kaygı sorunu ihmal edilmemesi gereken bir sağlık problemi olarak karşımıza çıkıyor. Bu belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız, profesyonel yardım almak önemlidir.

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, kaygının sağlığa ve sosyal ilişkilere olan zararlarına dikkat çekerek, bu durumun bir tür motivasyon düşmanı haline gelebileceğini vurguladı.

Kaygının Günlük Hayatınıza Sızan 7 Görünmez Tehlikesi

Kaygının belirtilerini detaylı bir şekilde açıklayan Prof. Dr. Müftüoğlu’nun verdiği bilgilere göre, kaygının yaygın işaretleri şunlardır:

Uyku Bozuklukları: Uykusuzluk veya düzensiz uyku alışkanlıkları.

Odaklanma Zorlukları ve Unutkanlık: Zihinsel olarak dağınıklık yaşama ve unutkanlık eğilimi gösterme.

Kas Gerginliği ve Ağrılar: Sürekli olarak kaslarda gerginlik hissi, ağrı ve fiziksel rahatsızlıklar.

Çabuk Yorulma ve Halsizlik: Enerji eksikliği hissetme, sürekli bitkinlik ve halsizlik durumu.

Huzursuzluk ve Rahatlama Güçlüğü: Sürekli bir huzursuzluk hissi ve normalde rahatlatıcı olan şeylerden zorlanarak rahatlama.

Tükenmişlik Duygusu: Zamanla artan ve ilerleyici bir tükenmişlik hissi.

Sinirlilik ve Kontrolsüz Tepkiler: Kolayca sinirlenme, hızlı tepki verme ve öfke patlamaları yaşama eğilimi.

Prof. Dr. Müftüoğlu, bu belirtilerin uzun süreli kaygının sonucu olarak ortaya çıkabileceğini ve bu durumun hem fiziksel sağlığı hem de sosyal ilişkileri olumsuz etkileyebileceğini ifade etti.

Kaygıyı azaltmanın ve yönetmenin önemli olduğunu vurgulayarak, sağlıklı bir yaşam için stresle başa çıkma yöntemlerinin önemini belirtti.

Datça’da korkutan deprem

Ancak şu ana kadar herhangi bir ciddi hasar veya yaralanma bildirilmemiş durumda. Deprem sonrası yetkililer, bölgedeki durumu yakından izliyor ve gerekli önlemleri almaya devam ediyor.

Datça’da Korkutan Deprem: 4,1 Büyüklüğündeki Sarsıntı Paniğe Yol Açtı

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgilere göre, saat 16.55’te merkez üssü Datça olan 4,1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Depremin derinliği ise 6,97 kilometre olarak belirlendi.

AFAD yetkilileri, deprem sonrası herhangi bir can veya mal kaybı olup olmadığını belirlemek amacıyla bölgedeki durumu yakından takip ettiklerini bildirdi.

Datça’da 4,1 Büyüklüğünde Deprem: Halk Kısa Süreli Panik Yaşadı

Bölgedeki sarsıntı, Datça ve çevresinde kısa süreli paniğe yol açarken, yetkililer vatandaşlara sakin olmaları ve resmi açıklamaları takip etmeleri konusunda uyarıda bulundu.

Uzmanlar, bu tür depremlerin bölgenin sismik aktiviteleri açısından olağan olduğunu, ancak yine de hazırlıklı ve tedbirli olunması gerektiğini vurguladı. Depremle ilgili daha detaylı bilgi ve güncellemeler AFAD’ın resmi internet sitesinde ve sosyal medya hesaplarında paylaşılmaya devam edecek.

Kasırga uyarısı: Doğu Karadeniz’de Şiddetli yağışlar

MGM’nin verilerine göre, yarın için 4 ilde kuvvetli yağış beklentisi bulunuyor. Bu durum, özellikle bölgedeki tarım ve günlük yaşam üzerinde etkili olabilir. Halkın önlemlerini alması ve güncel hava durumu uyarılarını takip etmesi önem taşıyor.

Yağış Uyarısı: Doğu Karadeniz’de Şiddetli Sağanaklar Yaklaşıyor

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, haftalık hava tahmin raporunu yayımladı. Son verilere göre, doğu bölgelerde hava sıcaklıkları mevsim normallerine uygun seyrederken, diğer bölgelerde ise mevsim normallerinin üzerinde seyretmeye devam edeceği öngörülüyor.

Karadeniz’e Doğru Gürleyen Fırtına: Şiddetli Yağışlar Kapıda

Bu gece saatlerinden itibaren Trabzon ve Giresun’da, yarın sabah saatlerinden başlayarak ise Samsun’un doğusunda lokal olarak kuvvetli, Ordu çevrelerinde ise çok kuvvetli sağanak yağışlar bekleniyor. Özellikle Ordu’da gök gürültülü sağanaklar da yaşanabilir.

Meteoroloji yetkilileri, kuvvetli yağışların yol açabileceği olumsuzluklara karşı vatandaşları uyarıyor. Tedbirli olunması ve ani su baskınlarına karşı dikkatli olunması gerektiği vurgulanıyor.

Antalya Havalimanı günlük uçuş rekoru kırdı

Bu sayı, havalimanının günlük uçuş kapasitesini büyük ölçüde aşarak, yoğun seyahat ve turist akışının ne denli yüksek olduğunu gözler önüne serdi. Antalya, uluslararası turizm ve ulaşım açısından kritik bir rol oynuyor ve bu rekor, şehrin küresel ölçekteki önemini bir kez daha vurguluyor.

Antalya Havalimanı’nda Rekor Kırıldı: Bir Günde 1179 Uçuş Gerçekleşti

Antalya Havalimanı’nda 6 Temmuz Cumartesi günü gerçekleşen uçuş trafiği yeni bir rekora tanıklık etti. Sosyal medya hesabından bilgi veren Uraloğlu, havalimanında dış hatlarda 1054, iç hatlarda ise 125 olmak üzere toplamda 1179 uçak hareketi gerçekleştirildiğini belirtti. Bu sayılarla 2024 yılında bir günlük en yoğun uçuş trafiği yaşandı.

Antalya Havalimanı’nda Günlük Uçuş Rekoru: 1179 Uçakla Yoğun Trafiğe Sahne

Verilen bilgilere göre, söz konusu tarihte havalimanı toplamda 206 bin 21 yolcuya hizmet verdi. Bu yolcuların 186 bin 711’i dış hatlardan, 19 bin 310’u ise iç hatlardan seyahat etti. Antalya Havalimanı’nın bu başarısı, turizm sektöründeki hareketliliği ve bölgeye olan talebi yansıtan önemli bir gösterge olarak değerlendiriliyor.

Yollarda akıllı ulaşım devrimi! 3 büyükşehirde uygulanacak

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Kooperatif ve Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu Geliştirilmesi” ve “Uydu Destekli Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Otomasyon Projesi”nde gelinen son aşamaya dair açıklamalarda bulundu. Uraloğlu, Kooperatif ve Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu Geliştirilmesi Projesi’nin Karayolları Genel Müdürlüğü, Türksat ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi Başkanlığı (UDHAM) ile yapılan 3’lü protokol çerçevesinde bir AR-GE projesi olarak yürütüldüğünü anımsatarak, “Akıllı Ulaşım Sistemleri mimarisi standartları ile Kooperatif Akıllı Ulaşım Sistemi verilerini tek bir merkezde IoT yazılım çatısı altında toplayarak AUS uygulamalarında koordinasyonu sağlayacağız. Bu sayede sistemler arası bütünlük ve birlikte çalışabilirliğin tesis edilmesi, karayollarındaki sistemlerin izlenebilirliğinin ve yönetilebilirliğinin sağlanması, ortaya koyulacak gereksinimler ile teknolojik gelişmelere yön vererek operasyonel kabiliyetin artırılmasını hedefliyoruz.” diye konuştu.

“30 Kilometre Pilot Uygulama”

AUS IoT Merkez Yazılımının Ankara, Antalya ve İstanbul Karayolları Bölge Müdürlüğündeki kontrol merkezlerinde yapılacağını kaydeden Bakan Uraloğlu, “Kooperatif ve Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu ile yeni nesil iletişim teknoloji ve protokollerinin kullanılarak haberleşme ve uyarı senaryolarının gerçekleştirileceği Türkiye’de ilk defa 30 kilometrelik kesimde pilot sahada bir proje başlattık. Yolda meydana gelen kaza, duran araç, gizli buzlanma, yola düşen nesne, yol yapım ve bakım çalışmaları, şerit veya yol kapama gibi trafik güvenliği, seyahat hızı, konfor ve zamanı etkileyen olaylar tespit edilerek yol kullanıcılarına anlık olarak bilgilendirme sağlanacak. Yollara; Akıllı Sinyalizasyon, Kamera, Yol Sensörleri, Görüntü İşleme, Olay Algılama, Değişken Mesaj İşaretleri, Değişken Trafik İşaretleri, Meteorolojik Bilgi Sistemleri gibi Akıllı Ulaşım Sistemleri kurulacak. Ankara, İstanbul ve Antalya Bölgesinde kurulan kontrol merkezlerinde Sistem ve Network Ekipmanlarının kurulumları yapılacak. Ayrıca Fiber ve Enerji altyapı kurulumları da gerçekleştirilecek.” şeklinde konuştu.

Proje 2026 yılında tamamlanacak.

Kooperatif ve Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu Geliştirilmesi Projesi’nin 23 Kasım 2023 tarihinde başladığını anımsatan Uraloğlu, yazılımın tamamlanması ve saha kurulum süresinin 24 ay olduğunu belirtti. Uraloğlu, projenin işletme ve bakım süresinin ise 12 ay olduğunu, 23 Kasım 2026’da projenin bitirilmesini hedeflediklerini söyledi. Projenin saha keşiflerinin tamamlandığını kaydeden Uraloğlu, “Detaylı dokümantasyon hazırlıkları yapıldı, yakın zamanda saha kurulumları başlayacak. Ayrıca yazılım analiz ve tasarım kabulü sonrası da yazılım geliştirme aşaması başlayacak.” açıklamasında bulundu.

Akıllı Ulaşım Sistemlerine Uydu Desteği

Uydu Destekli Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Otomasyon Projesi hakkında da açıklamalarda bulunan Bakan Uraloğlu, yerli ve milli uydu haberleşme teknolojilerinin akıllı ulaşım sistemleri alanında kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla başlatılan Uydu Destekli Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Otomasyon Projesi’nde bütün süreçlerin tamamlandığını duyurdu. Uraloğlu, “Proje hizmete alındığında akıllı ulaşım sistemi mimarisi, Türksat uyduları ile desteklenerek veri akışı kesintisiz hale getirilecek.” ifadelerini kullandı.

Proje hizmete alındığında karayolu ve haberleşme sektörleri başta olmak üzere, ulaşım sektörlerinin birbiriyle entegrasyonunu sağlamak amacıyla Türkiye’nin Ulusal AUS Mimarisi’nin oluşturulduğunu kaydeden Bakan Uraloğlu, “Böylece insansız kara araçları başta olmak üzere yeni nesil ulaşım teknolojilerinde kullanılan araçların iletişimi Türksat uyduları ile kesintisiz hale gelecek, kazaların da önüne geçilecek.” dedi.

Bakan Uraloğlu, projenin iki ana iş paketi kapsamında tamamlandığını söyleyerek, ilk pakette uydu üzerinden haberleşme sağlayabilen Ka Bant Sabit/Mobil IoT Terminal Antenlerin ve Ka Bant Kara SOTM Antenin üretimlerinin tamamlandığını bildirdi. Uraloğlu, “Üretimleri tamamlanmış antenlerin temel saha testlerini 9 Ocak’ta Türksat yerleşkesinde tamamladık. Testleri başarıyla geçen antenler AUS alanında kullanım kabiliyetleriyle tam not aldı.” dedi. İkinci ana iş paketi kapsamında ise Türkiye ve dünyadaki AUS ve AUS mimarileri alanındaki mevcut durumunun detaylı analizini yaparak Ulusal AUS Mimarisi ve yazılımını geliştirdiklerini bildiren Bakan Uraloğlu, Uydu Destekli Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Otomasyon Projesi’nin bütün süreçlerinin tamamlandığını ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi Başkanlığı (UDHAM) ile Haberleşme Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanacak proje sonuç raporunun ardından hayata geçirileceğini söyledi.

Bir başarı daha! ABD ambargo uyguladı, Türkiye kendisi yaptı

Teknopark Ankara’da faaliyet gösteren ARTI Endüstriyel Elektronik, savunma ve endüstriyel elektronik sistemleri için geliştirdiği özel tasarımların seri üretim, teknik destek, onarım ve bakımını gerçekleştiriyor.

ARTI, sahip olduğu bu yeteneklerle savunma sanayisindeki millileştirme projelerine katkı sağlıyor.

Üretim ve Teknik Servis Müdürü Aslı Büşra Demirbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yılı aşkın süredir bu görevi üstelendiğini, şirketin de 1995 yılından bu yana AR-GE tabanlı olarak güç elektroniği çözümleri ürettiğini söyledi. Demirbaş, bu kapsamda güç dağıtım birimleri, batarya yönetim sistemleri, güç elektroniği, baskılı devre kartı tasarımı, şematik tasarımı, yazılım tasarımı ve mekanik tasarım alanlarında aktif olarak rol oynadıklarını, tüm tasarımların üretimini de kendi bünyelerinde yaptıklarını ifade etti.

Bu faaliyetleri 40’ı aşkın personelle gerçekleştirdiklerini anlatan Demirbaş, millileştirme projeleri ve ülkenin refahını yükseltecek olan ürünleri geliştirmeye çok hevesli olduklarını vurguladı.

Özellikle savunma sanayisine çalışan alt yüklenicilerde bu bilincin olması gerektiğini dile getiren Demirbaş, şöyle konuştu:

“Hepimiz vatanımız ve milletimiz için bir şeyler gerçekleştiriyoruz. Son olarak ASELSAN’dan gelen bir ürünle ilgili çalışma yaptık. Millileştirme çalışmaları kapsamında yurtdışından alınan bir ürünün yurtdışı kaynaklarının tükenmesi durumunda alternatif olarak değerlendirilmiştir. Bu ürünle ilgili tasarımlar tamamlandıktan sonra ürünün üretimi yani elektronik kart dizgisi, elektronik kart testi ve mekanik montaj kısımları üretim bölümümüzde gerçekleştirmektedir. Millileştirilmiş bir ürün olduğu için seri üretim hattının da yoğunluğu göz önünde alınarak tasarım aktiviteleri gerçekleştirilmiştir. Bu tasarım aktivitelerinde seri üretim hızımızı ayarlayabilmek ve arttırabilmek, verimimizi arttırabilmek amacıyla test sistemi oluşturarak seri üretim tarafımızı da canlandırdık ve yükselttik.”

Demirbaş, 2 prototipin ardından 8 adet teslimat tamamladıklarını, önümüzdeki aylarda bunlara 30 adet daha ekleneceğini ve 2025 yılındaki 125 adet teslimat gerçekleştireceklerini aktardı.

YENİ TEKNOLOJİLERLE DAHA GELİŞMİŞ ÇÖZÜM

Tasarım ve AR-GE Mühendisi Selim Enes Yolalan da millileştirme için Mart 2022’de birim teklifine çıkıldığını söyledi.

Bu konudaki ihtiyacın farkında olduklarını vurgulayan Yolalan, şunları kaydetti:

“Daha önce ABD menşeli firmadan alınan bir ürün. Daha sonra belirli ambargolar nedeniyle alınamamaya başlandı. Bu da yerlileştirme için büyük bir imkan sağladı bize. Gelen teklif doğrultusunda gerekli çalışmalarımızı yaptık. Daha sonra kabul aşamasına eriştik. Ön tasarımla birlikte prototip üretim için hazırlıklara başlamış olduk.

18-33 volt giriş gerilim aralığında 775 ile 1000 volt arasında bir çıkış gerilimi isteniyordu. Bu süre 42 milisaniye gibi ciddi kısa bir süre. Bu süreyi elde etmek için başlarda çok daha alışık olmadığımız komponentler kullanmaya başladık. Bu bize güç elektroniği alanındaki tecrübelerimizi kullanarak yeni tecrübeler edinmeyi sağladı. Yurt dışındaki benzer ürünleri de inceleyerek kendimize yeni özellikler, teknolojiler katmaya başardık. Daha sonrasında nominal gerilimde 26 milisaniye gibi ciddi bir süre elde ettik. Yurt dışına kıyasla yüzde 50’ye yakın daha hızlı şarj süresine ulaştık”

Geliştirdikleri çözümün ASELSAN’ın ENGEREK sisteminde kapasitör şarj güç kaynağı görevi gördüğünü anlatan Yolalan, “Lazer güdümlü mühimmatların ateşlenmesinde kullanılırken, mühimmatların hedefini bulması için sahada bir operatör tarafından komuta edilmesi gerekiyor. O lazerin ateşlenmesi için de bu güç kaynağına ihtiyaç var. 1000 volt gibi bir seviyede lazer ateşlenmesi yapılıyor. Bu belli periyotlarla hızlı şekilde yapıldığından dolayı da mühimmatın hedefine ulaşılması sağlanıyor.” dedi.

Ürün için bir yıl gibi bir tasarım aşaması yürüttüklerini anlatan Yolalan, daha sonra 6 ay kadar kalifikasyon, sıcaklık, titreşim gibi askeri standartlara yönelik testleri geçtiklerini belirtti.

DAHA YÜKSEK PERFORMANS, DAHA DÜŞÜK MALİYET

Muadil üründen çok daha küçük hacme sahip bir çözüm geliştirdiklerine işaret eden Yolalan, buna karşın halen kullanılan bir sistemde yer aldığı için hacmi küçültme yoluna gitmediklerini belirtti. Yolalan, “Mekaniğin içi ısı atımı olarak daha rahat bir seviyede olduğundan sıcaklıkla ilgili sorunlar hiç yaşanmadı. Şarj süresi olarak çok daha iyi bir seviyede olduğumuz için farklı alanlarda, değişik tasarımlarda da kullanılma imkanı mevcut. Yerlileştirdiğimiz ürünün şarj seviyesi gözü açıp kapamadan çok daha hızlı bir sürede ve yüzde 50’ye yakın daha yüksek hızda.” diye konuştu.

Millileştirmedeki önemli hedeflerden birinin yüksek katma değer elde etmek olduğunu vurgulayan Yolalan, bunun yanında ürünün ülke içinde daha uygun fiyatlara son kullanıcıya teslim edilmesinin amaçlandığını söyledi. Yolalan, yerlileştirilen ürün sayesinde yüzde 60’a yakın maliyet avantajı sağlandığını bildirdi.

Selim Enes Yolalan, bundan sonraki hedeflerine ilişkin şu bilgileri verdi:

“Bu, bir platforma özel geliştirdiğimiz bir ürün. Bunu daha iyi bir teknolojiyle raf ürünü haline getirerek farklı platformlara da entegre etmeyi hedefliyoruz. Şu an bu mekanik montajı yapılan bir ürün. Konnektör yardımı ile birlikte enerji aktarımı sağlanıyor. Bunun daha sonra modül haline getirilerek PCB tipi kart üzerine lehimlenerek de kullanımını hedeflemekteyiz. Raf ürünü olarak da ülkemize bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Bu tarz millileştirmelerin her zaman ülkemizde daha aktif rol alması gerektiğini düşünüyorum. Bunun sadece ambargolarla kalmaması, halihazırda alınan muadil ürünlere yönelik benzer çalışmaların yapılmasını, böylece ülkemize yeni katma değerler katılmasını desteklemekteyiz.”

Deprem sigortasında temmuz tarifesi! Teminat tutarı arttı

Türkiye, deprem coğrafyası üzerinde bulunuyor. Son verilere göre, Türkiye genelinde 45 ilde 5.5 ve üzeri deprem üretebilecek 485 diri fay bulunuyor. Özetle, her an deprem riskiyle karşı karşıyayız. Bu nedenle depreme karşı her zaman hazırlıklı olmalıyız. Alınabilecek en önemli önlem, binaların sağlamlığı. Yapı güvenliğinden sonra ikinci adım finansal güvenceler. Bu noktada da sigortalar devreye giriyor. İlk yaptırılması gereken ‘Zorunlu Deprem Sigortası.’ Adı üstünde yaptırılması zorunlu ancak şu anda sigortalılık oranı yüzde 57 seviyesinde.

ENFLASYON AYARI

Şubat 2024 itibarıyla Zorunlu Deprem Sigortası’na değişen ekonomik koşullar nedeniyle hak sahiplerinin menfaatlerinin korunması amacıyla enflasyon güncellemesi geldi. Artık primler ve teminatlar, her ay Üretici Fiyat Endeksi’ne (ÜFE) göre artırılıyor. Böylece primlerin ve teminatların yıl içerisinde değer kaybetmesinin önlenmesi hedefleniyor. Ocak 2024 itibarıyla azami teminat tutarı 640 bin TL’den 1 milyon 272 bin TL’ye yükseltilmişti. Aydan aya yapılan ÜFE artışlarıyla birlikte 1 Temmuz itibarıyla azami teminat tutarı 1 milyon 516 bin 428 lira olarak uygulanıyor.

METREKARE BEDELLERİ

Sigorta bedelinin (teminat tutarı) hesaplamasında kullanılan ve yapı tarzına göre tespit edilen metrekare birim maliyetleri de aynı şekilde enflasyona göre artıyor. Buna göre yılbaşında betonarme konutlar için 6 bin TL olan sigorta bedeli hesabına esas metrekare bedeli 1 Temmuz itibarıyla 7 bin 153 lira, diğer konutlar için 4 bin TL olan bedel 4 bin 769 liraya çıktı. Bu bedeller, ödenmesi gereken prim tutarının hesabında etkili oluyor. Buna göre, söz konusu metrekare maliyetleri ve meskenin brüt yüzölçümünün çarpımı sonucu bulunan sigorta bedeli (teminat tutarı) ile tarife fiyatının çarpımı sonucu prim hesaplanıyor.

GÜNCELLEMEYİ UNUTMAYIN

1 Ocak 2024 ve sonrasında poliçe yaptıranlar, enflasyon güncellemelerinden ve iki katına çıkarılan teminat tutarından yararlanabiliyor. Güncellemelere ilişkin tebliğin yayımı tarihinden (28 Aralık 2023) önce akdedilen ve teminat başlangıç tarihi 1 Ocak 2024 ve sonrası olan sigorta sözleşmeleri, prime ilişkin herhangi bir işlem yapılmaksızın yeni rakamlara tabi oldu. Ancak, 28 Aralık 2023’ten önce poliçe yaptıran ve poliçeleri 2024 yılında da devam edenlerin, teminat bedelini yükseltmesi ve enflasyon korumalı güncel bedellerden yararlanabilmesi için güncelleme (zeyil) yaptırmalı. Sigorta şirketi, acente veya banka şubesine zeyil talebi iletilebilir. Bunun için cüzi bir bedel ödeniyor. Zeyil yapılmaması halinde bir önceki tarifeye göre ödeme alınabiliyor.

BU AYRINTILARA DİKKAT!

Teminatınızın düşük olduğunu düşünüyorsanız ne yapmalısınız?

Daha fazla teminat almak isteyenler, DASK’ın sorumlu olduğu tutar olan zorunlu sigorta teminatı üzerine sigorta şirketlerinden ihtiyari sigorta yaptırabilirler.

Poliçeyi her yıl yenilemek gerekir mi?

Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi süresi 1 yıldır. Poliçenin her yıl yenilenmesi gerekmektedir. Yenilenmezse, DASK’ın teminata ilişkin sorumluluğu poliçede belirtilen bitiş tarihi itibariyle sona erer.

Hasar ihbarı nasıl yapılır?

Zorunlu Deprem Sigortası’na sahip vatandaşlar hasar bildirimlerini DASK’a Alo DASK 125, e-Devlet ve kurumun web sitesi aracılığı ile iletebiliyor.

Hasar ihbarında süre kısıtlaması var mı?

Sigortalılar, 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla diledikleri vakit hasar ihbarlarını yapabilirler.

Dikkat, birikmiş paranız olabilir! İşte kontrol etme yöntemi

Milyonlarca vatandaş özel yaşamlarında çeşitli nedenlerle acil nakit ihtiyacı duyabiliyor.

Birçok kişinin bilmediği önemli bir ayrıntı, özel sektörde çalışan işçilerin farkında olmadan hesaplarında binlerce TL biriktirmiş olabileceğidir.

Bu biriken parayı öğrenmenin önemli bir yolu ise her gün milyonlarca kişinin kullandığı e-Devlet üzerinden geçiyor.

İşte tek tek yapmanız gerekenler…

E-devlet’te iki şekilde para birikmiş olabilir. İlki, eğer sigortalı bir çalışansanız, zorunlu olarak Bireysel Emeklilik Sistemi’ne dahil edilirsiniz. Birçok çalışan bunu bilmediği için, her ay maaşlarından yapılan kesintilerle istemeden de olsa para biriktirir.

Bir diğer biriken para türü ise şahıs ödemeleridir. Askerlik, doğum yardımı, yol parası gibi çeşitli nedenlerle devlet tarafından yapılan ödemeler, teslim almadığınız sürece hesabınızda bekler.

Biriken para nasıl kontrol edilir?

Dijital Türkiye yolunda atılan en büyük adımlardan biri olan e-Devlet uygulaması, vatandaşlara devlet tarafından sunulan hizmetleri elektronik ortamda erişilebilir kılıyor. Adınıza biriken tüm paraları e-Devlet üzerinden öğrenmek mümkün. İşte adım adım yapmanız gerekenler:

  1. E-Devlet Kapısı uygulamasını açın veya tarayıcı üzerinden siteye gidin.
  2. T.C. Kimlik Numaranız ve Şifrenizle Giriş Yapın
  3. Arama Çubuğuna “Takasbank” Yazın, çıkan ekranda BES Bakiyenizi Görüntüleyin. Eğer bakiyenizi çekmek istiyorsanız, ilgili sigorta şirketine ulaşarak paranızı alabilirsiniz.

Devletten yapılan ödemeler nasıl sorgulanır?

Devlet tarafından askerlik, doğum yardımı, yol parası gibi çeşitli nedenlerle yatırılan parayı görmek için şu adımları izleyin:

  1. E-Devlet Kapısı uygulamasını açın veya tarayıcı üzerinden siteye gidin.
  2. T.C. Kimlik numaranız ve şifrenizle giriş yapın.
  3. Arama çubuğuna “Şahıs Ödemeleri Sorgulama” yazın.

Karşınıza çıkan ekranda adınıza yatırılan para olup olmadığını kontrol edin. Eğer adınıza yapılmış bir ödeme görünüyorsa, en yakın PTT şubesine giderek paranızı çekebilirsiniz

Exit mobile version