Açıklama geldi! Dolar depremi geliyor

BRICS ittifakı, Batı’nın SWIFT sistemine alternatif olarak kendi finansal mekanizmasını kurma hedefindedir. Yeni bir finansal mesajlaşma sisteminin geliştirilmesi, BRICS’in küresel ticaret ortamını köklü bir şekilde değiştirmesine olanak tanıyacaktır.

ALTERNATİF ÖDEME SİSTEMİ

Sınır ötesi işlemlerin büyük bir kısmı şu anda SWIFT sistemi aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. SWIFT ile bağlantıların kesilmesi, BRICS’in avantaj sağlamasına yardımcı olabilir. BRICS, işlemler için ABD dolarını kullanmadan alternatif bir ödeme sistemi oluşturma potansiyeline sahiptir.

Ticaret ödemelerinde yerel para birimlerinin tercih edilmesiyle ABD dolarına olan bağımlılık ortadan kalkacak. SWIFT’e benzer bir BRICS ödeme sistemi, ABD dolarının küresel hakimiyetine karşı bir kırılma yaratabilir. BRICS’in doları ticaretten çıkarması durumunda, ABD’de birçok sektörde önemli değişiklikler yaşanabilir.

PUTİN’DEN YENİLİKÇİ BİR SİSTEM VURGUSU

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, SWIFT’e benzer bir finansal sistemin BRICS ülkeleri için yeni bir ekonomik dönemin kapılarını aralayacağını belirtti.

Rusya, BRICS ittifakının SWIFT’e alternatif olarak yeni bir ödeme sistemi geliştirmeyi planladığını doğruladı. “BRICS’in mali gündeminde, iki önemli görevi de üstlenen ve yeni bir ekonomik gerçeklik yaratan bir girişim bulunuyor. BRICS ülkeleri için SWIFT benzeri, BRICS ülkelerinden gelen karşı tarafların takas işlemlerini gerçekleştirebilecek, devlet bankalarına dayalı bir finansal mesajlaşma sistemi oluşturulması hedeflenmektedir” şeklinde konuştu.

Büyükelçi, BRICS’in dolarsızlaşma hedefine ulaşabilmesi için SWIFT’e bir alternatif oluşturulmasının şart olduğunu belirtti.

“Yeni bir finansal kurumlar sistemi kurulması gerekmektedir. Bu sistem, ulusal ödeme sistemleri, bankalar ve diğer finansal kurumlarla uyumlu olmalı, ayrıca katılımcı ülkelerin mevcut finansal altyapılarıyla teknik olarak entegre olmalıdır. Sistem, aynı zamanda siber saldırılara ve yetkisiz erişime karşı yüksek güvenlik ve veri koruması sağlamalıdır” dedi.

250 kovan desteğini aldılar, pembe maskeyle işe başladılar!

Van’ın Gevaş ilçesinde kurulan Artos Kadın Kooperatifi, pembe arıcılık kıyafetleriyle dikkat çeken kadın üyeleriyle arıcılığı geliştirmeye devam ediyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle 250 arılı karakovan hibe edilen kadınlar, organik bal üretiminde önemli bir adım attı.

10 Kadına 25’er Arılı Karakovan Hibe Edildi

Gevaş ilçesindeki bir bahçede düzenlenen programda, 10 kadın arıcıya 25’er arılı karakovan teslim edildi. Tarım ve Orman İl Müdürü Görentaş, projeye 900 bin lira bütçe ayrıldığını belirterek, “Pembe Maskeli Arıcılar Organik Bal Üretiyor” projesi kapsamında verilen kovanlarla organik tarımı geliştirmeyi hedeflediklerini söyledi. Görentaş, Van’ın Türkiye bal üretiminin yüzde 2’sini karşıladığını ve bu oranı artırmak istediklerini vurguladı.

Arıcılığın Geliştirilmesi İçin Çalışmalar Sürüyor

Gevaş Kaymakamı Bayram Yıldız, tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi için çalışmalar yaptıklarını ifade ederek, projenin tamamen hibe desteği ile gerçekleştirildiğini belirtti. Kaymakam Yıldız, arıcılara kovanların yanı sıra arıcılıkta kullanılan çeşitli malzemelerin de verildiğini söyledi.

Organik Üretim ve Kadın İstihdamı Artıyor

Artos Kadın Kooperatifi Başkanı Songül Güleç, hibe edilen kovanların söğüt ağacından yapıldığını ve çamurla sıvandığını belirtti. Güleç, “Arıcılık yapan 7 üyemizle başladığımız sayıyı 10’a çıkardık. Kovan desteği aldığımız bu projeyle diğer kadınlarımızı da arıcılığa teşvik etmek istedik,” dedi. Güleç, kadın arıcılarla üretimi artırarak hayallerine dokunmayı hedeflediklerini vurguladı.

Programa İl Tarım ve Orman Müdür Yardımcısı Neşe Uğurlu Çubuker, İlçe Tarım ve Orman Müdürü Suat Özek ve Gevaş Bal Üreticileri Birliği Başkan Fırat Çemberlitaş da katıldı.

Soğuk duş yapmak gerçek faydalı mı? Riskleri neler? İşte uzman görüşü

Güne buz gibi bir duşla başlamak herkesin bir numaralı tercihi olmasa da, hastalıklardan korunma, ruh halini iyileştirme ve kilo vermeye yardımcı olma gibi potansiyel sağlık yararları soğuğa göğüs germeyi düşünmeniz için etkili olabilir. Uzman görüşleri eşliğinde soğuk duş ve sağlığa faydalarını inceliyoruz.

Portsmouth Üniversitesi’nde fizyolog olan Profesör Mike Tipton, sıcaklığın sağlığımızı nasıl etkilediğini araştırmak için tam 40 yılını harcadı. Yeni bir araştırma, sizi soğuk duşu sevmeye ikna edecek sonuçlar ortaya koydu.

Bağışıklık Sisteminizi Güçlendirin

Soğuk duşlarla ilgili en titiz çalışmalardan biri, Hollanda’da 3 bin gönüllünün duşlarının son 30, 60 veya 90 saniyesinde suyu mümkün olduğunca soğuğa çevirmelerini içeriyordu. Bir kontrol grubu ise normal şekilde duş aldı. Üç ay sonra, sonuçlar duşlarına soğuk su ekleyenlerin, suyun ne kadar süre soğuk olduğuna bakılmaksızın, yüzde 29 daha az hastalık günü geçirdiklerini gösterdi.

Prof. Tipton, deri sıcaklığındaki ani değişimin faydalı değişikliklerin çoğunu tetiklediğini ve bu ani düşüşün soğuk şok tepkisi yarattığını belirtti. Bu, savaş ya da kaç tepkisinin bir parçası olarak stres hormonlarını harekete geçiriyor, serotonin seviyesini yükseltiyor ve beta endorfin artıyor. Bu da hastalıklardan korunmak için bağışıklık sistemini güçlendirmeye katkıda bulunuyor.

Prof. Tipton, soğuk suya daha uzun süre maruz kalmanın tehlikeli olduğunu ve soğuk suda meydana gelen ölümlerin yüzde 60’ını oluşturduğunu söyledi. “Bu iki ucu keskin bir bıçaktır. Soğuk suda bir dakika kalmak bağışıklık sisteminizi güçlendirebilir, beş dakika kalmak ise bağışıklık sisteminizi zayıflatabilir. Kritik olan soğuğun dozudur.” dedi.

Ruh Sağlığını Geliştirin

Araştırmalar, soğuk suya maruz kalmanın, ilaçların başarısız olduğu durumlarda bile hastaların ruh sağlığını önemli ölçüde iyileştirebileceğini gösteriyor. Prof. Tipton ve meslektaşları tarafından yapılan bir çalışmada, haftada bir kez soğuk suda yüzmenin 24 yaşındaki bir kadının depresyonunu hafifletmeye yardımcı olduğu bulundu. Kadın, yedi yıl boyunca ilaçlarla mücadele ettiği depresyonundan soğuk su sayesinde kurtulmayı başardı.

“Hatırlayabildiği en mutlu zaman olduğunu söyledi. Bir yıl sonra ilaç kullanmıyordu ve açık suda yüzüyordu. Zihnindeki büyük bir zorluğun üstesinden gelmişti” diyen Tipton, soğuk bir duşun da benzer etki yaratıp yaratmayacağının belirsiz olduğunu belirtti. Soğuk suyun, dikkati dağıtması ve zihni sadece sıcaklığa odaklaması depresyonu hafifletmiş olabilir. Bununla birlikte, egzersiz ve sosyal etkileşimlerin de rol oynayabileceğini belirtti.

Cilt ve Saç Sağlığınızı İyileştirin

Dermatolog Dr. Anastasia Therianou, ılık suyun yüz yıkamak için ideal olduğunu, çünkü aşırı kuruluk veya tahrişe neden olmadan kiri, yağı ve diğer kalıntıları etkili bir şekilde temizlediğini açıkladı. Soğuk su ise ciltteki kan damarlarını daraltarak kızarıklığı ve iltihabı azaltabilir, böylece cildin görünümünü iyileştirebilir.

“Saçlar söz konusu olduğunda, soğuk bir duş nemi hapsetmeye yardımcı olabilir” diyen Dr. Therianou, soğuk suyun saç kütiküllerini kapatarak hidrasyonu saçın içinde hapsedebileceğini ve bu nedenle kırılma eğiliminde olan ince saçlar için faydalı olabileceğini belirtti. Ancak, soğuk su saç derisindeki aşırı yağı tam olarak gideremez, bu nedenle saçınızı ılık suyla yıkayıp ardından soğuk suyla durulamanızı tavsiye ediyor.

Kilo Kaybını Destekleyin

100’den fazla çalışmanın incelendiği bir araştırma, soğuk suya maruz kalmanın, kalori yakan ‘iyi’ bir yağ olan kahverengi yağ dokusunu aktive edip genişletebileceğini ve ayrıca ‘kötü’ beyaz yağları azaltarak kilo kaybına yardımcı olabileceğini öne sürdü.

Norveç Arktik Üniversitesi’nden Profesör James Mercer, “Kahverengi yağ hücreleri beyaz yağ hücrelerinden gelişir ve enerji kaynağı olarak beyaz yağ hücrelerinden aldıkları serbest yağ asitlerini severler. Beyaz yağ hücrelerindeki serbest yağ asitlerinin içeriğini azaltarak, teorik olarak kişi kilo kaybeder” dedi.

Ancak bilim insanları henüz soğuk bir duşun da bu süreci tetikleyip tetiklemeyeceğini araştırmadı. Profesör Mercer, soğuk duşun vücudun sadece üçte biri soğuğa maruz kaldığı için soğuk suya dalmakla aynı uyaranı sağlamadığını ve dolayısıyla soğuk şok tepkisinin suya dalma durumunda oluşacak boyutun yaklaşık üçte biri kadar olduğunu belirtti.

Kas Ağrılarını Hafifletin

Sporcular iyileşmelerine yardımcı olmak için sık sık buz banyosuna başvururlar. Soğuk, kan akışını, şişmeyi ve kasların iltihaplanmasını azaltır. Prof. Tipton, soğuk duşların da benzer bir etki yaratabileceğini, çünkü soğuk suyun bir analjezik (ağrı kesici) olduğunu ve şişliği azaltmak için yeterli olabileceğini söyledi.

Tipton, soğuk suyun kas ağrılarına yardımcı olabileceğine dair bazı kanıtlar olsa da genel olarak kanıtların ikna edici olmadığını belirtti. Bazı çalışmalar soğuk suyun kas inşa etmek ve onarmak için hayati önem taşıyan protein üretimini azalttığını öne sürüyor.

Ağrıları Giderin ve Migreni Azaltın

Prof. Tipton, soğuk duşun ve soğuk suda yüzmenin çok şiddetli migrenleri hafiflettiğine dair anekdot niteliğinde kanıtlar olduğunun altını çizdi ve bu bulguların kısa süreli soğuğa maruz kalmanın ağrıyı hafifletebileceğini gösterdiğini söyledi.

“Soğuk reseptörleri cilt yüzeyinin yaklaşık 0,18 mm altında yer alıyor ve cilt sıcaklığı aniden düştüğünde bunlar merkezi sinir sistemine muazzam miktarda bilgi gönderiyor, ardından gelen soluk alıp verme beyindeki kan akışını değiştiriyor. Ağrının azalması bu iki şeyin birleşiminden veya diğer faktörlerden kaynaklanıyor olabilir” dedi.

Ruh Halinizi İyileştirin

Soğuk suda yüzenlerin ruh hallerini ve refahlarını önemli ölçüde iyileştirdiğine dair anekdot niteliğinde kanıtlar var. Mike Tipton, “Bir açık hava yüzme grubu ile çalışıyorum ve bunun hayatlarını değiştirdiğini söyleyen insanların anlattıkları beni çok etkiliyor. İnsanlar bu konuda gözyaşlarına boğuluyor” dedi.

Tipton, soğuk suyun insanları harekete geçirdiğini ve uyandırdığını, bu da soğuk şok tepkisine ve stres hormonlarının salınmasına bağlı olabileceğini belirtti.

Soğuk Duş Almadan Önce Sağlık Risklerini Göz Önünde Bulundurun

Prof. Tipton, soğuk duşa girmeden önce, bunu yapabilecek kadar sağlıklı olup olmadığınızı göz önünde bulundurmanın önemli olduğunu belirtti. Dikkat edilmesi gereken noktalar:

  • 28 derece çıplak olmak isteyen tropik canlılarız. Bu canlıyı 10 veya 12 derece suyla duş aldırmak gerçekten stresli bir şey.
  • Soğuk, nefes nefese kalma, ardından hızlı nefes alma ve yüksek tansiyonla sonuçlanan soğuk su şokunu tetikler. Bu, bazıları için kısa bir süre için faydalı olabilirken, zamanla herkes için zararlı hale gelebilir. Bu nedenle soğuk duşta bir dakikadan fazla kalmamak gerekir.
  • Kardiyovasküler hastalığı, anevrizması veya kalp sorunları olan kişiler için soğuk duş tehlikelidir ve denememeleri gerekir.
  • Soğuk suyun herkes için geçerli olabilecek diğer komplikasyonları arasında hipotermi ve dondurucu olmayan soğuk yaralanması yer alır. Bu, el ve ayaklardaki küçük sinir ve kan damarlarında ömür boyu sürebilecek hasarlar anlamına gelir.

SGK, belediyelerdeki alacakları için harekete geçti

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) toplam prim borcunun 96 milyar lirayı bulduğunu belirterek, “Bu noktada yapılması gereken neyse, usulüne uygun şekilde duruma müdahale edilmesi gerekiyor. SGK’ye olan prim borçlarının bir an önce tahsil edilmesi gerekiyor.” dedi.

Bakan Işıkhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, SGK’nin 85 milyon vatandaşın hastane, ilaç ve diğer tedavi harcamalarını karşılayıp, 16 milyon emeklinin aylık ve bayram ikramiyelerini ödediğini anımsattı.

Harcama ve ödemelerin yapılabilmesinin, SGK’nin ana gelir kaynağı olan sigorta primlerinin düzenli ve eksiksiz toplanmasına bağlı olduğuna işaret eden Işıkhan, şunları kaydetti:

“31 Mart yerel seçimlerinden önce SGK’ye prim borçları biriken belediyelerin olduğuna dikkati çekmiş ve belediyelerin borçlarını ödemesi için bir çağrı yapmıştık. Bunu sözde bırakmadık, SGK aracılığıyla tüm borçlu belediyelere, herhangi bir parti farkı gözetmeksizin borç bildirimlerini gönderdik. Bazı belediyeler bu çağrılarımızı dikkate alıp borçlarını ödeme iradesi gösterdi. Buradan kendilerine teşekkür ediyorum. Ancak bunca uyarıya rağmen hala harekete geçmemiş olan belediyelerin sayısı da ne yazık ki oldukça fazla.”

“BORCUN YÜZDE 80’İ BELEDİYE ŞİRKETLERİNE AİT”

Tüm uyarıların ardından SGK’nin, kanunun öngördüğü şekilde alacaklarını tahsil etmesi gerektiğini vurgulayan Işıkhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Elbette bu bizim tercih ettiğimiz bir yol değil, ancak ilgili belediyelerin prim borçları artmış durumda ve her geçen gün de bu borçlar büyümekte. Bu noktada yapılması gereken neyse, usulüne uygun şekilde duruma müdahale edilmesi gerekiyor. SGK’ye olan prim borçlarının bir an önce tahsil edilmesi gerekiyor. Bugün itibarıyla belediyelerin prim borçları toplam 96 milyar liraya ulaşmış durumda ve bu borcun yüzde 80’i belediye şirketlerine aittir. Esasında bu milli bir kaynaktır. Vatandaşımızın çalışarak, üreterek, alnının teriyle bütçeye kazandırmış olduğu doğal bir gelir kaynağıdır. Ve yine vatandaşlarımızın yararına kullanılması gereken bir kaynaktır. Belediye çalışanlarının emeğinin karşılığı ve gelecek yatırımları olan sigorta primlerinin ödenmeyerek bu paraların başka kalemlere aktarılması asla doğru bir yaklaşım değildir.”

“ARZUMUZ, TAHSİLAT SÜRECİNİ SORUNSUZ ŞEKİLDE YÖNETMEK”

Işıkhan, bakanlık olarak emeğin korunmasının yanında emek sömürüsüne engel olmak için de çalıştıklarını dile getirerek, “Amacımız, SGK’ye olan prim borçlarını tahsil ederek, kayıt dışı ile mücadele ederek ve istihdamı artırarak SGK’nin prim gelirlerini artırmaktır, emeklilerimiz başta olmak üzere vatandaşlarımıza daha iyi imkanlarla hizmet vermektir. Bizler sosyal güvenlik gibi devlet ve millet için hayati önem taşıyan toplumsal bir temel ihtiyacın hem ihyası hem de sürdürülebilirliği için çalışıyoruz.” diye konuştu.

Borçlu belediyelere işbirliği çağrısında bulunan Işıkhan, “SGK’ye olan borçların yapılandırılması ve ödeme planlarının oluşturulması konusunda belediyelere her türlü desteği vermeye hazırız. Bu hususta arzumuz, tahsilat sürecini sorunsuz ve en kolay şekilde yönetmektir.” ifadesini kullandı.

“SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİMİZİ KORUMAK ORTAK SORUMLULUĞUMUZ”

Sosyal güvenlik sisteminin önemine değinen Işıkhan, şunları söyledi:

“SGK’nin sağlıklı işleyen, daha güçlü bir kurum haline gelebilmesi için bu sürecin zorunluluğunu, bu ülkenin bir vatandaşı olarak hepimizin çok iyi anlaması gerekmektedir. Sosyal güvenlik sistemimizin mali yapısını korumak ve geleceğe güvenle bakmak, hepimizin ortak sorumluluğudur. Sen ben yok, biz varız. Unutmamalıyız ki hepimiz aynı gemideyiz. Büyük Türkiye gemisinin hepimizin desteği ve uyumuyla alacağı daha çok yol, aşacağı daha çok ufuk var. Bu noktada herkes üzerine düşeni hakkıyla yerine getirirse tüm hedeflerimize başarıyla ulaşacağımızı düşünüyorum.”

 

JPMorgan analistleri Türkiye’de banka ve şirketler ile bir araya geldi

JPMorgan analistleri, Türkiye’ye yaptıkları ziyaretin ardından makro taraftaki güçlü performansın şirketlerin temellerini geliştirmediğini vurguladı.

Blomberg HT’de yer alan habere göre, Zafar Nazim, Lorenzo Parisi ve ekonomist Fatih Akçelik’in hazırladığı 24 Temmuz tarihli notta, makro taraftaki ivmenin karşısında kurumsal taraftaki zayıflık ve adil değerine yakın kurumsal değerlemelerin olduğuna dikkat çekildi.

Makro Performans ve Kurumsal Temeller

Türkiye’de 20 banka ve şirketle birlikte yetkililere yapılan ziyaretler sonrasında hazırlanan notta, ortodoks politikalara dönüş ve makro taraftaki dengesizliklerin giderilmesi sonrasında Türkiye’nin borçlanma tarafında geride bıraktığı 12 aylık dönemde güçlü bir performansa imza attığı ancak bu durumun şirketlerin temellerini geliştirmediği ifade edildi.

Kurumsal Borçlanma ve İç Talep

Notta, birçok Türk şirketinin TL’deki reel değerleme, yüksek enflasyonist baskılar ve gerileyen alım gücüyle zayıf iç talep dolayısıyla baskı gördüğü belirtildi. Buna karşın, JPMorgan analistleri kurumsal borçlanma temellerinin sağlıklı bir düzeyde kaldığını vurguladı.

Dolarizasyon ve TL Mevduat Eğilimi

Makro tarafta ivmenin kısa vadede devam etmesini bekleyen analistler, dolarizasyon konusunun izlenmesi gereken bir alan olduğunu ifade etti. Türkiye’de yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları ve kur korumalı mevduatlarını standart TL mevduatlarına çevirme eğilimine dikkat çeken JPMorgan analistleri, mevcut TL politikasının uzun süre devam etmesi durumunda bir noktada dolarizasyonu tetikleyebileceğini belirtti.

Eurobond Tahvilleri ve Tavsiyeler

JPMorgan’ın notunda, birçok şirketin temellerine yönelik detaylı değerlendirmeler yer alırken, bu değerlendirmeler sonucunda şirketlerin eurobond tahvillerine ilişkin tavsiyelerde de güncellemeye gidildi.

Dolandırılmadan tatile çıkma rehberi… İşte 8 altın kural

Tatil rezervasyonu yaparken takip ederek güvende olabileceğiniz kurallar: 

Doğruluğunu Kontrol Edin: Sosyal medya veya e-posta yoluyla gelen tatil tekliflerindeki tesis resimleri ve kurumsal işaretlerin gerçekliğini sorgulayın.

Kayıt Durumunu Araştırın: Tatil acentası veya tesisin kamu kurumlarına kayıtlı olup olmadığını www.kulturturizm.gov.tr veya www.tursab.org.tr adreslerinden kontrol edin.

Güvenli Rezervasyon İçin İnternet Sitelerini Tercih Edin: Mesafeli olarak yapılan rezervasyonlarda işletmenin internet sitesindeki adres, unvan ve iletişim bilgilerini ve ETBİS kaydını kontrol edin.

Fesih Haklarınızı Bilin: Paket tur sözleşmelerinde, turun başlangıç tarihine uzun bir süre kala rezervasyonunuzu iptal etme hakkına sahipsiniz.

İade Haklarınızı Kullanın: Paket turun başlamasından en az 30 gün önce yazılı olarak fesih bildirimi yaparak ödenmesi gereken bedelin tamamını iade alma hakkınız bulunuyor.

Kesinti Durumunu Göz Önünde Bulundurun: Fesih bildirimi 30 günden az süre kala yapılırsa belirli kesintiler olabilir.

Tazminat Talep Etme Hakkınızı Kullanın: Paket tur düzenleyicisi sözleşmeyi ifa edemezse tüketici zararlarını tazminat talebiyle karşılayabilir.

Uyuşmazlık Çözüm Yollarını Bilin: 6502 sayılı Kanun kapsamında, tüketici hakem heyetleri ve tüketici mahkemeleri uyuşmazlık çözümünde yetkilidir.

Fiber altyapıda reform çağrısı!

Vodafone, ‘Dijitalleşme Yolunda Sabit Genişbant Politikaları’ başlıklı raporunu açıkladı. İstanbul’da düzenlenen toplantıda, Türkiye’deki dijital ekosistemin etkinleştirilmesinde fiber altyapının rolü vurgulandı. Raporda, Türkiye’de fiber altyapının yaygınlaştırılması için yapısal reformlar ve ortak bir altyapı şirketinin kurulması önerildi. Lisans uzatma sürecinin adil bir şekilde yürütülmesi gerektiği ifade edildi.

Dijitalleşme ve Fiber Altyapı

Vodafone Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Engin Aksoy, fiber altyapı sorunlarının çözülmesi için yenilikçi yapısal değişiklikler gerektiğini belirtti. Aksoy, Türkiye’nin sahip olduğu ekonomik ve sosyal güçle kıyaslandığında yeterince gelişmediğini söyledi. “Önümüzdeki yılların kritik bir dönem olduğunu düşünüyoruz. Bu sürecin adil ve sektörel rekabeti destekleyecek şekilde yürütülmesi çok önemli. Bizler bu süreci ülkemizin dijitalleşme misyonu açısından bir fırsat olarak değerlendiriyoruz” dedi.

Türkiye’nin Fiber Altyapı Hedefleri

Dijital dünyanın hızlı gelişimini değerlendiren Aksoy, Türkiye’nin fiber hattını 2 milyon kilometreye çıkarması gerektiğini ve yıllık yüzde 17 artış sağlanması gerektiğini kaydetti. “Yapısal ayrışmanın gerçekleştirilmesi, ortak altyapı şirketinin kurulması ve lisans uzatma sürecinin hakkaniyetli bir şekilde yapılması öncelikli konular arasında yer alıyor” dedi.

Yapısal Ayrışma ve Altyapı Politikaları

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, altyapı ayrışmasının rekabeti artıracağını ve verimliliği sağlayacağını ifade etti. “Perakende piyasada artan rekabetle yatırımın aboneliğe dönüşmesi hızlanacaktır. Fiber altyapının tüm potansiyelini açığa çıkaran bu modeli benimsememiz gerekiyor. Lisans uzatmaları adil ve eşit şartlar altında yapılmalı” dedi.

Bakan Bolat’tan Schengen vizesi açıklaması!

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, gündeme ilişkin soruları cevapladı. Bakan Bolat, yılın ilk 7 ayında 70 bin 600 firmanın denetlendiğini ve bu kapsamda 1 milyara yakın para cezası verildiğini belirtti. TRT Haber özel yayınında konuşan Bakan Bolat, “Ekiplerimiz sürekli sahada, denetimlerini aralıksız sürdürüyorlar” dedi.

Schengen Vizesi Sorunu

Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Schengen vizesi 30 yıldan fazladır geçerli. Pandemi döneminde insanlar seyahat edemedi. Karantinalar bittikten sonra turizm hızlı hareketlendi. Dış ticaret ve eğitim talepleri arttı. Fakat AB ülkeleri büyükelçiliklerinde vize tesislerinde ciddi bir artış olmadı. AB Komisyonu, ‘En çok vize Türkiye’ye verildi’ diyor. Biz de kendilerinden hep şunu istedik: Biz aday ülkelerden biriyiz. Tüm aday ülkelere vize kolaylığı sağlandı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına da bu kolaylığın sağlanması gerekiyor.”

Denetimler ve Cezalar

“Bundan sonraki aylarda ciddi bir azalış trendi göreceğiz enflasyonda. Vatandaşımızın hayat pahalılığı sıkıntılarının gerilemesini göreceğiz.” diyen Bakan Bolat, enflasyonun aşağı doğru inişe geçtiğini ifade etti. “Eylülün sonunda enflasyon açıklanırken TÜFE’de 50’nin altını görmemiz çok yüksek. Hükümetin ekonomi programına inanç ve güven artacak. Firmalar kolay kolay zam yapma eğiliminde olamayacaklar” şeklinde konuştu.

Enflasyonda Azalış Beklentisi

Brüksel’de vize konusuyla ilgili gerekli görüşmeleri yaptıklarını belirten Bolat, “Ticaret yapıyoruz, Gümrük Birliği içindeyiz. İş insanlarının ve diğer herkesin büyük önem taşıyor. Türkiye’ye karşı haksızlık yapılıyor. Özellikle iş insanları, nakliyatçılar, öğrenciler ve akademisyenlerin vize prosedürlerinin hızlandırılması gerekiyor.” dedi.

Girişimler melek yatırımcıyla büyüyor! İşte en çok destek sağlanan sektör

Melek yatırımcılar, girişimlerin büyümesi ve markalaşması sürecinde sağladıkları desteklerle önemli bir rol oynamaktadır. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre, 2023 yılının haziran ayından bu yana iptal edilenler hariç toplamda 1.072 melek yatırımcı lisansı düzenlendi ve bunlardan 594’ü halen aktif durumda bulunuyor. Geçen yıl 158, bu yılın ilk yarısında ise 48 melek yatırımcıya lisans verildi. Lisans başvurularının yüzde 67,9’u yüksek gelir veya servet sahibi, yüzde 32,1’i ise tecrübeli yatırımcılar tarafından yapıldı.

Melek Yatırımcıların Önemi Artıyor

Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, bireysel katılım sermayesi uygulamasının Türkiye’de devreye girdiği Haziran 2013’ten bu yana 71 girişime 224 melek yatırımcı tarafından toplam 39,4 milyon lira sermaye aktarıldı. Geçen yıl 94 melek yatırımcı, 17 girişime 5,2 milyon liralık sermaye sağlarken, bu yılın ilk yarısında ise 9 yatırım için 27 melek yatırımcı 6,6 milyon lira sermaye transfer etti. Başvurular, 1’er tanesi Konya, Bursa ve Kocaeli, 2’şer tanesi Kırıkkale ve İzmir, 4 tanesi Ankara ve 60 tanesi ise İstanbul merkezli girişimler için yapıldı.

Bilgisayar Programlama ve Danışmanlık Sektörleri Önde

Yatırım yapılan işletmelerin yüzde 42’sinin 5’ten az, yüzde 20’sinin 5 ile 10 arası ve yüzde 38’inin 10’dan fazla ortağı olduğu belirlendi. Melek yatırımcıların sermaye aktardığı sektörlerin başında yüzde 38 pay ile bilgisayar programlama ve danışmanlık hizmetleri geliyor. Sistemde aktif olan 18 akredite ağ bulunuyor; bu ağların 10’u İstanbul, 2’si Antalya, 1’i Diyarbakır, İzmir, Kayseri, Ankara, Elazığ ve Bursa merkezli olarak faaliyet gösteriyor.

Tek Başvuruyla Melek Yatırımcı Olma İmkanı

Melek yatırımcı, kişisel varlıklarını kullanarak başlangıç aşamasındaki şirketlere veya girişimcilere finansal destek sağlayan kişilere denir. Türkiye’de melek yatırımcı olmak isteyenler, Hazine Müsteşarlığına başvuru yaparak lisans alabiliyor. Bu lisansla yatırımcılar, girişimlere yatırım yapma imkanına sahip oluyor. Müsteşarlık, tecrübe ve maddi kaynaklara göre ‘Yüksek Gelire Sahip Yatırımcı’ veya ‘Tecrübeli Yatırımcı’ belgesi veriyor. Melek yatırımcılar, finansal destek sağlamanın ötesinde küçük işletmeler ve yeni girişimcilerin büyümesi için önemli katkılarda bulunuyor.

Irak Kalkınma Yolu Projesi: Türk firmalar için büyük fırsat!

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), 2024 yılının ilk yarısına dair İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nu yayımladı. Rapora göre, Irak’ı güneyden kuzeye geçecek 1200 kilometrelik demir yolu ile buna paralel otoyolun yer aldığı Kalkınma Yolu Projesi’nin en az 15 milyar dolar tutarında olması bekleniyor. Ayrıca, Irak’ın her yıl 5 milyar dolar değerinde projeler için potansiyel bir pazar olduğu vurgulandı.

Irak’ta Dev Proje Fırsatları

Türk müteahhitlik firmalarının oluşturacağı konsorsiyumlar tarafından 3-4 yıl içinde tamamlanabileceği belirtilen Kalkınma Yolu Projesi’ne ek olarak, ülkede gerçekleştirilmesi planlanan 100’e yakın hastane, 3000’in üzerinde okul ve yaklaşık 4 milyon yeni konut projesi olduğu açıklandı.

Suudi Arabistan İle Artan İş Birliği

Suudi Arabistan, inşaat sektörü için öne çıkan bir pazar olarak dikkat çekiyor. 3 Temmuz 2024 tarihinde Türkiye-Suudi Arabistan İnşaat Forumu düzenlendi. Vizyon 2030 programı kapsamında Suudi Arabistan’da 1,2 trilyon dolar değerinde alt ve üstyapı projesi gerçekleştirilmesi hedefleniyor. NEOM projesi için 500 milyar dolar, Kral Salman Enerji Parkı için 500 milyar dolar ve Expo için 8 milyar dolar bütçe ayrıldı. Ayrıca, çeşitli şehirlerde 20 havalimanı inşa edilmesi planlanıyor. Belediye, Kırsal İşler ve Konut Bakanlığı’nın yürüteceği projelere gelecek 5 yılda 60,5 milyar dolar bütçe ayrılması öngörülüyor.

Türk İnşaat Sektörünün Yurt Dışı Başarısı

Ocak-Haziran 2024 dönemi itibarıyla Türk inşaat sektörü yurt dışında 7,6 milyar dolarlık 82 proje üstlendi. 1972’den bu yana 137 ülkede üstlenilen toplam proje portföyü, 12.207 projeyle 511 milyar dolara ulaştı. Bu yılın ilk yarısında en çok iş üstlenilen ülke 1,2 milyar dolarla Gabon oldu, Polonya 1 milyar dolarla ikinci ve Kazakistan 975 milyon dolarla üçüncü sırada yer aldı.

İç Piyasada İnşaat Sektörünün Büyümesi

İnşaat sektörü, deprem bölgesinin yeniden inşası, yerel seçimler öncesi artan faaliyetler ve kentsel dönüşüm etkisiyle 2024 yılının ilk çeyreğinde yüzde 11,1 büyüdü. Gayrimenkul sektörü yüzde 2,5 büyüme kaydetti. 2024’ün ilk çeyreğinde gayrisafi sabit sermaye oluşumu içindeki sektörel yatırımların payı yüzde 9,6’ya yükseldi. İnşaat sektörünün istihdamdaki payı ise yüzde 6,6 olarak hesaplandı.

Exit mobile version