Trendyol, Türkiye alışveriş haritasını açıkladı

Türkiye’nin lider e-ticaret platformu Trendyol, 2024 yılının ilk 6 ayına ilişkin alışveriş verilerini açıkladı. Bu dönemde Türkiye’de en çok cilt bakım ürünleri satın alındı. Bu ürün grubunu kadın giyim, sofra ve mutfak, gıda ve içecek ürünleri takip etti. Akdeniz, Ege, Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da giyim ve ayakkabı, Marmara ve İç Anadolu bölgesinde kozmetik ve kişisel bakım ürünleri en çok satılanlar arasında yer aldı. En çok satış yapan illerde Kocaeli, Bursa ve Aydın dikkat çekti. Toplam yaklaşık 2 milyon Trendyol satıcısı, 335 milyon ürünü kullanıcılarla buluşturdu. En çok sipariş veren şehirler İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya.

ALIŞVERİŞİN LİDERİ KADINLAR OLDU

Trendyol ile en fazla alışverişi yüzde 67 oranla kadın kullanıcılar gerçekleştirdi. Tüm kullanıcılar içerisinde 25-35 yaş aralığı, en çok alışveriş yapan yaş grubu olarak ön plana çıktı.

GURME VE ORGANİK ÜRÜNLERE İLGİ BÜYÜYOR

Gurme ve organik ürünler, bitki çayları ve granül kahve ile birlikte, geçen sene aynı döneme göre en fazla büyüme trendi gösteren ürün grubu olarak dikkat çekti. Geçtiğimiz seneye kıyasla bu yıl satışları yükselen diğer ürün grupları oto aksesuar, takı, ev tekstil ve parfüm oldu. Yüksek hava sıcaklıklarının 2024’te erken başlaması klima ve mayo ürün gruplarında satışları hızlandırdı.

 

Tüketici zaferi: Aracını muayeneye götürenler dikkat!

Otomotiv yedek parça satıcısı Hüseyin Özdemir (34), 28 Aralık 2023’te otomobilinin vize işlemleri için Konya Seydişehir’deki araç muayene istasyonuna gitti. Özdemir, 1130,44 TL olan vize ücreti için kredi kartıyla ödeme yaparken, 128,18 TL’lik ek ücret ödedi. Durumu avukatı Emre Akman ile paylaşan Özdemir, bu farkın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a aykırı olduğunu öğrenince, iadesi için 7 Şubat’ta Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurdu.

Kredi Kartı Komisyonuna İade Kararı

Başvuruyu inceleyen Tüketici Hakem Heyeti, kredi kartıyla yapılan ödemenin farkının iadesine karar verdi. Heyet, firmanın kredi kartına ek ücret yansıtmasını ‘ayıplı hizmet‘ olarak değerlendirdi.

Adalet Arayışı: Amaç 128 TL Değil

Hüseyin Özdemir, “Bu konunun farkındalık olması için şikayette bulundum. Bunun sonucunda şikayetim sonuçlanmış oldu ve kazandık. Bunun da tüm Türkiye’de insanlara örnek teşkil etmesi ve milyonlarca kişiden alınan bu farkın kaldırılması için örnek oluşturdum. Buradaki amaç 128 TL değil. İnsanların hakkını aramasını istiyorum. Önder oldum.” dedi.

Emsal Niteliğinde Karar

Avukatı Emre Akman, “Müvekkilim aracının muayenesi için gittiğinde kredi kartı ödeme seçeneğini seçince, müvekkilin ödemesi gereken rakamın üzerine 128,18 fark bakiyesi çıkmıştır. Müvekkilimizin talebi üzerine Tüketici Hakem Heyeti’ne başvuru yaptık. Başvurumuz incelendi ve firma tarafından alınan 128,18 TL’nin, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nda geçen ‘ayıplı hizmet’ maddesi gereğince iadesine karar verildi,” ifadelerini kullandı. Akman, bu kararın emsal teşkil ettiğini belirterek, “Araç muayene istasyonunda kesilen tutarı geri almak isteyen kişiler, bizim kararımızı emsal olarak göstererek geri alabilirler. Firmanın yaptığı kredi kartı komisyonunun kanuna aykırı olduğunu ve vatandaşlarımızın bu konuda bilgilenmesini istiyoruz,” dedi.

Rusya’dan akaryakıt fiyatları için talimat!

Rus hükümetinden yapılan yazılı açıklamada, benzin ve motorine yönelik talebin mevsimsel etkiler nedeniyle arttığına işaret edildi.

Yakıt fiyatlarındaki artışın enflasyon oranının altında kaldığı bilgisine yer verilen açıklamada, “Novak, ülkedeki yakıt fiyatlarındaki artışın kontrol altında tutulması için Rusya Enerji Bakanlığı ve Federal Rekabet Servisi’ne talimat verdi.” ifadesine yer verildi.

Açıklamada, Novak’ın bölgelere yakıtın demir yoluyla zamanında ulaştırılması ve petrol şirketlerine tank filosu sağlanması konularının çözülmesi talimatını da verdiği kaydedildi.

Rusya‘da petrol rafinerilerinin insansız hava araçlarının saldırılarına hedef olması ve özellikle tarım sektöründe artan talep nedeniyle benzin fiyatlarında yükseliş yaşanmıştı.

Yaşanan fiyat artışları nedeniyle ülkede hükümet, zaman zaman yakıt ihracat kısıtlamalarına gidiyor.

 

Kanalizasyondan altın çıkardılar

ABD Jeoloji Araştırması’ndan Kathleen Smith liderliğindeki araştırmacı ekibi başlangıçta insan atıklarından yabancı parçacıkları çıkarmanın daha iyi yollarını bulmaya koyuldu.

Gümüş ve altını çıkarmak değil, atmak istiyorlardı. İnsan atıkları işlendikten sonra, bunların yaklaşık yarısı (ABD’de 3,5 milyon ton) ülke genelindeki çiftlikleri ve ormanları gübrelemek için kullanılıyor.

Araştırmanın birincil amacı, temizlik maddelerinde, güzellik ve hijyen ürünlerinde ve kıyafetlerde bulunarak atıklarımıza karışan metalleri, bu gübre ürününden çıkarmak ve bunların zararını önlemekti.

1 YILDA 13 MİLYON DOLAR EDİYOR

Ancak Smith, madenciler gibi düşünerek atık su arıtıcılarının zahmetlerine karşılık iki dışkı yan ürünü elde edebileceklerini söyledi: Gübre ve yeniden kullanılabilir metaller. Yakın zamanda yapılan bir araştırma da, 1 milyonluk bir şehrin her yıl 13 milyon dolar değerinde bu biyolojik katı metalleri üretebileceğini öne sürdü. Uzmanlar, insan atıklarından değerli metallerin çıkarılmasının zararlı maddelerin yer altından uzak tutulmasını ve değerli nesnelerin geri kazanılmasını sağlayacağını iddia ediyor.

Smith ve ekibi hâlâ bu metalleri çıkarmak için en iyi yöntemleri bulmaya çalışıyorlar. Smith insan atıklarının çoğunda, ticari olarak çıkarılmasının uygun olduğu düşünülebilecek kadar yüksek konsantrasyonlarda sızdırılabilir metaller bulunduğunu söyledi:

“Tarlalarda ve ormanlarda kullanabileceğimiz biyolojik atıkların miktarını sınırlayan metallerin bir kısmından kurtulabilir, aynı zamanda değerli metalleri ve diğer elementleri geri kazanabilirseniz bu herkes için kazançlı olur.”

BİRÇOK DEĞERLİ ÖZELLİĞE SAHİP

Smith ve meslektaşları, atıklardan metallerin çıkarılmasının, kurşun gibi zararlı metallerin gübrelerle çevreye salınmasını sınırlamaya, gömülmesi veya yakılması gereken zehirli kanalizasyon miktarını azaltmaya yardımcı olabileceğini savunuyor.

Smith ve ekibi, sürecin uygulanabilirliğinin vaka bazında değerlendirilmesi gerektiğini ve yerel ekonomilere değerli bir gelir artışı sağlayabileceğini söylüyor. Peki bu nasıl mümkün olabilir?

Dışkı genellikle kaçınmak istediğimiz, kokusu ve görüntüsüyle tiksindiğimiz bir madde olarak bilinir. Ancak bu doğal atık şaşırtıcı bir şekilde birçok değerli özelliğe sahip olabilir. Dışkılar, hem insanların hem de diğer memelilerin bağırsaklarında bulunan bakterilerle doludur. Bu bakteriler sindirim sistemi boyunca çeşitli besin maddelerini parçalayarak sindirim sürecine katkıda bulunurlar. Özellikle probiyotikler gibi yararlı bakteriler sindirim sağlığını korumak için önemlidir.

2 KİLOGRAM ALTIN KAZANDILAR

Dışkılar, sindirilmemiş bitkisel lifler ve diğer organik materyaller içerir. Bu nedenle tarımsal gübre olarak kullanıldığında toprak için değerli bir besin kaynağı olabilirler. Özellikle organik tarım uygulamalarında tercih edilen bir gübre çeşididir. Kanalizasyonlarda toplanan dışkılar, biyogaz üretimi için potansiyel bir kaynak olabilir. Biyogaz organik atıkların fermantasyonu sırasında elde edilen metan gazıdır ve enerji üretiminde kullanılabilir.

Şaşırtıcı bir şekilde dışkı içinde bazı değerli metaller bulunabilir. Özellikle Japonya’da bir arıtma tesisi, dışkıdan ağır metalleri çıkardı. Tesislerdeki her bir ton dışkıya karşılık, yaklaşık 2 kilogram altın geri kazanıldı. Bunun sebebinin yakınlardaki imalat işçilerinin farkında olmadan büyük miktarda metaller yutmuş olması olduğu düşünüldü.

Bu tesisler, atık su arıtımı sırasında çeşitli endüstriyel atıklardan kaynaklanan metalleri dışkıdan temizleyerek yeniden kullanıma kazandırabilirler. Bazı araştırmalar da, dışkının özellikle kil ile karıştırıldığında dayanıklı bir yapı malzemesi olabileceğini gösteriyor.

Kripto parada büyük vurgun! Çalınan miktar açıklandı

Blok zinciri analizinde uzman şirket TRM, 2024’ün ilk altı ayında bilgisayar korsanları tarafından çalınan kripto para miktarını açıkladı.

2023’E KIYASLA İKİ KAT DAHA FAZLA ÇALINDI

TRM’nin tehdit istihbarat ekibinden alınan son rakamlara göre, 2023’ün aynı dönemine kıyasla 2024’ün ilk yarısında hack ve istismarlarda iki kat daha fazla para çalındığını ortaya koyuldu.

YÜZDE 150 DAHA FAZLA SALDIRI OLDU

2024’ün ilk altı ayının her birinde, 2023’ün ilgili aylarına kıyasla daha fazla para çalınmıştır ve saldırı miktarı ise yüzde 150 daha büyüktür.

Bilgisayar korsanları 24 Haziran 2024’e kadar 1,38 milyar ABD doları çaldı; bu rakam geçen yılın aynı döneminde 657 milyon ABD dolarıydı.

Siber suçlular tarafından çalınan özel anahtarlar veya adres zehirleme (yani saldırganların sahte işlem geçmişleri oluşturmak için kurbanın cüzdanına küçük miktarlarda kripto para göndererek kullanıcıların kafasını karıştırıp gelecekteki işlemlerde yanlış adrese para göndermelerini sağlama taktiği) yer alıyor.

300 MİLYON DEĞERİNDE BITCOIN ÇALINDI

Mayıs ayında, bir Japon kripto para borsası olan DMM Bitcoin, 2024 yılında şimdiye kadarki en büyük saldırıya maruz kaldı.

Bu saldırı, o sırada 300 milyon ABD Dolarının üzerinde bir değere sahip olan 4.500 BTC’nin çalınmasıyla sonuçlandı.

KRİPTO PARALAR NASIL KORUNUR?

Kripto projeleri, düzenli güvenlik denetimleri, sağlam şifreleme, çoklu imza cüzdanları ve güvenli kodlama uygulamaları gibi çok katmanlı bir savunma stratejisi uygulayarak kendilerini saldırılardan ve istismarlardan koruyabilir.

Yollarda akıllı ulaşım devrimi! 3 büyükşehirde uygulanacak

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Kooperatif ve Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu Geliştirilmesi” ve “Uydu Destekli Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Otomasyon Projesi”nde gelinen son aşamaya dair açıklamalarda bulundu. Uraloğlu, Kooperatif ve Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu Geliştirilmesi Projesi’nin Karayolları Genel Müdürlüğü, Türksat ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi Başkanlığı (UDHAM) ile yapılan 3’lü protokol çerçevesinde bir AR-GE projesi olarak yürütüldüğünü anımsatarak, “Akıllı Ulaşım Sistemleri mimarisi standartları ile Kooperatif Akıllı Ulaşım Sistemi verilerini tek bir merkezde IoT yazılım çatısı altında toplayarak AUS uygulamalarında koordinasyonu sağlayacağız. Bu sayede sistemler arası bütünlük ve birlikte çalışabilirliğin tesis edilmesi, karayollarındaki sistemlerin izlenebilirliğinin ve yönetilebilirliğinin sağlanması, ortaya koyulacak gereksinimler ile teknolojik gelişmelere yön vererek operasyonel kabiliyetin artırılmasını hedefliyoruz.” diye konuştu.

“30 Kilometre Pilot Uygulama”

AUS IoT Merkez Yazılımının Ankara, Antalya ve İstanbul Karayolları Bölge Müdürlüğündeki kontrol merkezlerinde yapılacağını kaydeden Bakan Uraloğlu, “Kooperatif ve Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu ile yeni nesil iletişim teknoloji ve protokollerinin kullanılarak haberleşme ve uyarı senaryolarının gerçekleştirileceği Türkiye’de ilk defa 30 kilometrelik kesimde pilot sahada bir proje başlattık. Yolda meydana gelen kaza, duran araç, gizli buzlanma, yola düşen nesne, yol yapım ve bakım çalışmaları, şerit veya yol kapama gibi trafik güvenliği, seyahat hızı, konfor ve zamanı etkileyen olaylar tespit edilerek yol kullanıcılarına anlık olarak bilgilendirme sağlanacak. Yollara; Akıllı Sinyalizasyon, Kamera, Yol Sensörleri, Görüntü İşleme, Olay Algılama, Değişken Mesaj İşaretleri, Değişken Trafik İşaretleri, Meteorolojik Bilgi Sistemleri gibi Akıllı Ulaşım Sistemleri kurulacak. Ankara, İstanbul ve Antalya Bölgesinde kurulan kontrol merkezlerinde Sistem ve Network Ekipmanlarının kurulumları yapılacak. Ayrıca Fiber ve Enerji altyapı kurulumları da gerçekleştirilecek.” şeklinde konuştu.

Proje 2026 yılında tamamlanacak.

Kooperatif ve Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu Geliştirilmesi Projesi’nin 23 Kasım 2023 tarihinde başladığını anımsatan Uraloğlu, yazılımın tamamlanması ve saha kurulum süresinin 24 ay olduğunu belirtti. Uraloğlu, projenin işletme ve bakım süresinin ise 12 ay olduğunu, 23 Kasım 2026’da projenin bitirilmesini hedeflediklerini söyledi. Projenin saha keşiflerinin tamamlandığını kaydeden Uraloğlu, “Detaylı dokümantasyon hazırlıkları yapıldı, yakın zamanda saha kurulumları başlayacak. Ayrıca yazılım analiz ve tasarım kabulü sonrası da yazılım geliştirme aşaması başlayacak.” açıklamasında bulundu.

Akıllı Ulaşım Sistemlerine Uydu Desteği

Uydu Destekli Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Otomasyon Projesi hakkında da açıklamalarda bulunan Bakan Uraloğlu, yerli ve milli uydu haberleşme teknolojilerinin akıllı ulaşım sistemleri alanında kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla başlatılan Uydu Destekli Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Otomasyon Projesi’nde bütün süreçlerin tamamlandığını duyurdu. Uraloğlu, “Proje hizmete alındığında akıllı ulaşım sistemi mimarisi, Türksat uyduları ile desteklenerek veri akışı kesintisiz hale getirilecek.” ifadelerini kullandı.

Proje hizmete alındığında karayolu ve haberleşme sektörleri başta olmak üzere, ulaşım sektörlerinin birbiriyle entegrasyonunu sağlamak amacıyla Türkiye’nin Ulusal AUS Mimarisi’nin oluşturulduğunu kaydeden Bakan Uraloğlu, “Böylece insansız kara araçları başta olmak üzere yeni nesil ulaşım teknolojilerinde kullanılan araçların iletişimi Türksat uyduları ile kesintisiz hale gelecek, kazaların da önüne geçilecek.” dedi.

Bakan Uraloğlu, projenin iki ana iş paketi kapsamında tamamlandığını söyleyerek, ilk pakette uydu üzerinden haberleşme sağlayabilen Ka Bant Sabit/Mobil IoT Terminal Antenlerin ve Ka Bant Kara SOTM Antenin üretimlerinin tamamlandığını bildirdi. Uraloğlu, “Üretimleri tamamlanmış antenlerin temel saha testlerini 9 Ocak’ta Türksat yerleşkesinde tamamladık. Testleri başarıyla geçen antenler AUS alanında kullanım kabiliyetleriyle tam not aldı.” dedi. İkinci ana iş paketi kapsamında ise Türkiye ve dünyadaki AUS ve AUS mimarileri alanındaki mevcut durumunun detaylı analizini yaparak Ulusal AUS Mimarisi ve yazılımını geliştirdiklerini bildiren Bakan Uraloğlu, Uydu Destekli Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Otomasyon Projesi’nin bütün süreçlerinin tamamlandığını ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi Başkanlığı (UDHAM) ile Haberleşme Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanacak proje sonuç raporunun ardından hayata geçirileceğini söyledi.

Bir başarı daha! ABD ambargo uyguladı, Türkiye kendisi yaptı

Teknopark Ankara’da faaliyet gösteren ARTI Endüstriyel Elektronik, savunma ve endüstriyel elektronik sistemleri için geliştirdiği özel tasarımların seri üretim, teknik destek, onarım ve bakımını gerçekleştiriyor.

ARTI, sahip olduğu bu yeteneklerle savunma sanayisindeki millileştirme projelerine katkı sağlıyor.

Üretim ve Teknik Servis Müdürü Aslı Büşra Demirbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yılı aşkın süredir bu görevi üstelendiğini, şirketin de 1995 yılından bu yana AR-GE tabanlı olarak güç elektroniği çözümleri ürettiğini söyledi. Demirbaş, bu kapsamda güç dağıtım birimleri, batarya yönetim sistemleri, güç elektroniği, baskılı devre kartı tasarımı, şematik tasarımı, yazılım tasarımı ve mekanik tasarım alanlarında aktif olarak rol oynadıklarını, tüm tasarımların üretimini de kendi bünyelerinde yaptıklarını ifade etti.

Bu faaliyetleri 40’ı aşkın personelle gerçekleştirdiklerini anlatan Demirbaş, millileştirme projeleri ve ülkenin refahını yükseltecek olan ürünleri geliştirmeye çok hevesli olduklarını vurguladı.

Özellikle savunma sanayisine çalışan alt yüklenicilerde bu bilincin olması gerektiğini dile getiren Demirbaş, şöyle konuştu:

“Hepimiz vatanımız ve milletimiz için bir şeyler gerçekleştiriyoruz. Son olarak ASELSAN’dan gelen bir ürünle ilgili çalışma yaptık. Millileştirme çalışmaları kapsamında yurtdışından alınan bir ürünün yurtdışı kaynaklarının tükenmesi durumunda alternatif olarak değerlendirilmiştir. Bu ürünle ilgili tasarımlar tamamlandıktan sonra ürünün üretimi yani elektronik kart dizgisi, elektronik kart testi ve mekanik montaj kısımları üretim bölümümüzde gerçekleştirmektedir. Millileştirilmiş bir ürün olduğu için seri üretim hattının da yoğunluğu göz önünde alınarak tasarım aktiviteleri gerçekleştirilmiştir. Bu tasarım aktivitelerinde seri üretim hızımızı ayarlayabilmek ve arttırabilmek, verimimizi arttırabilmek amacıyla test sistemi oluşturarak seri üretim tarafımızı da canlandırdık ve yükselttik.”

Demirbaş, 2 prototipin ardından 8 adet teslimat tamamladıklarını, önümüzdeki aylarda bunlara 30 adet daha ekleneceğini ve 2025 yılındaki 125 adet teslimat gerçekleştireceklerini aktardı.

YENİ TEKNOLOJİLERLE DAHA GELİŞMİŞ ÇÖZÜM

Tasarım ve AR-GE Mühendisi Selim Enes Yolalan da millileştirme için Mart 2022’de birim teklifine çıkıldığını söyledi.

Bu konudaki ihtiyacın farkında olduklarını vurgulayan Yolalan, şunları kaydetti:

“Daha önce ABD menşeli firmadan alınan bir ürün. Daha sonra belirli ambargolar nedeniyle alınamamaya başlandı. Bu da yerlileştirme için büyük bir imkan sağladı bize. Gelen teklif doğrultusunda gerekli çalışmalarımızı yaptık. Daha sonra kabul aşamasına eriştik. Ön tasarımla birlikte prototip üretim için hazırlıklara başlamış olduk.

18-33 volt giriş gerilim aralığında 775 ile 1000 volt arasında bir çıkış gerilimi isteniyordu. Bu süre 42 milisaniye gibi ciddi kısa bir süre. Bu süreyi elde etmek için başlarda çok daha alışık olmadığımız komponentler kullanmaya başladık. Bu bize güç elektroniği alanındaki tecrübelerimizi kullanarak yeni tecrübeler edinmeyi sağladı. Yurt dışındaki benzer ürünleri de inceleyerek kendimize yeni özellikler, teknolojiler katmaya başardık. Daha sonrasında nominal gerilimde 26 milisaniye gibi ciddi bir süre elde ettik. Yurt dışına kıyasla yüzde 50’ye yakın daha hızlı şarj süresine ulaştık”

Geliştirdikleri çözümün ASELSAN’ın ENGEREK sisteminde kapasitör şarj güç kaynağı görevi gördüğünü anlatan Yolalan, “Lazer güdümlü mühimmatların ateşlenmesinde kullanılırken, mühimmatların hedefini bulması için sahada bir operatör tarafından komuta edilmesi gerekiyor. O lazerin ateşlenmesi için de bu güç kaynağına ihtiyaç var. 1000 volt gibi bir seviyede lazer ateşlenmesi yapılıyor. Bu belli periyotlarla hızlı şekilde yapıldığından dolayı da mühimmatın hedefine ulaşılması sağlanıyor.” dedi.

Ürün için bir yıl gibi bir tasarım aşaması yürüttüklerini anlatan Yolalan, daha sonra 6 ay kadar kalifikasyon, sıcaklık, titreşim gibi askeri standartlara yönelik testleri geçtiklerini belirtti.

DAHA YÜKSEK PERFORMANS, DAHA DÜŞÜK MALİYET

Muadil üründen çok daha küçük hacme sahip bir çözüm geliştirdiklerine işaret eden Yolalan, buna karşın halen kullanılan bir sistemde yer aldığı için hacmi küçültme yoluna gitmediklerini belirtti. Yolalan, “Mekaniğin içi ısı atımı olarak daha rahat bir seviyede olduğundan sıcaklıkla ilgili sorunlar hiç yaşanmadı. Şarj süresi olarak çok daha iyi bir seviyede olduğumuz için farklı alanlarda, değişik tasarımlarda da kullanılma imkanı mevcut. Yerlileştirdiğimiz ürünün şarj seviyesi gözü açıp kapamadan çok daha hızlı bir sürede ve yüzde 50’ye yakın daha yüksek hızda.” diye konuştu.

Millileştirmedeki önemli hedeflerden birinin yüksek katma değer elde etmek olduğunu vurgulayan Yolalan, bunun yanında ürünün ülke içinde daha uygun fiyatlara son kullanıcıya teslim edilmesinin amaçlandığını söyledi. Yolalan, yerlileştirilen ürün sayesinde yüzde 60’a yakın maliyet avantajı sağlandığını bildirdi.

Selim Enes Yolalan, bundan sonraki hedeflerine ilişkin şu bilgileri verdi:

“Bu, bir platforma özel geliştirdiğimiz bir ürün. Bunu daha iyi bir teknolojiyle raf ürünü haline getirerek farklı platformlara da entegre etmeyi hedefliyoruz. Şu an bu mekanik montajı yapılan bir ürün. Konnektör yardımı ile birlikte enerji aktarımı sağlanıyor. Bunun daha sonra modül haline getirilerek PCB tipi kart üzerine lehimlenerek de kullanımını hedeflemekteyiz. Raf ürünü olarak da ülkemize bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Bu tarz millileştirmelerin her zaman ülkemizde daha aktif rol alması gerektiğini düşünüyorum. Bunun sadece ambargolarla kalmaması, halihazırda alınan muadil ürünlere yönelik benzer çalışmaların yapılmasını, böylece ülkemize yeni katma değerler katılmasını desteklemekteyiz.”

Deprem sigortasında temmuz tarifesi! Teminat tutarı arttı

Türkiye, deprem coğrafyası üzerinde bulunuyor. Son verilere göre, Türkiye genelinde 45 ilde 5.5 ve üzeri deprem üretebilecek 485 diri fay bulunuyor. Özetle, her an deprem riskiyle karşı karşıyayız. Bu nedenle depreme karşı her zaman hazırlıklı olmalıyız. Alınabilecek en önemli önlem, binaların sağlamlığı. Yapı güvenliğinden sonra ikinci adım finansal güvenceler. Bu noktada da sigortalar devreye giriyor. İlk yaptırılması gereken ‘Zorunlu Deprem Sigortası.’ Adı üstünde yaptırılması zorunlu ancak şu anda sigortalılık oranı yüzde 57 seviyesinde.

ENFLASYON AYARI

Şubat 2024 itibarıyla Zorunlu Deprem Sigortası’na değişen ekonomik koşullar nedeniyle hak sahiplerinin menfaatlerinin korunması amacıyla enflasyon güncellemesi geldi. Artık primler ve teminatlar, her ay Üretici Fiyat Endeksi’ne (ÜFE) göre artırılıyor. Böylece primlerin ve teminatların yıl içerisinde değer kaybetmesinin önlenmesi hedefleniyor. Ocak 2024 itibarıyla azami teminat tutarı 640 bin TL’den 1 milyon 272 bin TL’ye yükseltilmişti. Aydan aya yapılan ÜFE artışlarıyla birlikte 1 Temmuz itibarıyla azami teminat tutarı 1 milyon 516 bin 428 lira olarak uygulanıyor.

METREKARE BEDELLERİ

Sigorta bedelinin (teminat tutarı) hesaplamasında kullanılan ve yapı tarzına göre tespit edilen metrekare birim maliyetleri de aynı şekilde enflasyona göre artıyor. Buna göre yılbaşında betonarme konutlar için 6 bin TL olan sigorta bedeli hesabına esas metrekare bedeli 1 Temmuz itibarıyla 7 bin 153 lira, diğer konutlar için 4 bin TL olan bedel 4 bin 769 liraya çıktı. Bu bedeller, ödenmesi gereken prim tutarının hesabında etkili oluyor. Buna göre, söz konusu metrekare maliyetleri ve meskenin brüt yüzölçümünün çarpımı sonucu bulunan sigorta bedeli (teminat tutarı) ile tarife fiyatının çarpımı sonucu prim hesaplanıyor.

GÜNCELLEMEYİ UNUTMAYIN

1 Ocak 2024 ve sonrasında poliçe yaptıranlar, enflasyon güncellemelerinden ve iki katına çıkarılan teminat tutarından yararlanabiliyor. Güncellemelere ilişkin tebliğin yayımı tarihinden (28 Aralık 2023) önce akdedilen ve teminat başlangıç tarihi 1 Ocak 2024 ve sonrası olan sigorta sözleşmeleri, prime ilişkin herhangi bir işlem yapılmaksızın yeni rakamlara tabi oldu. Ancak, 28 Aralık 2023’ten önce poliçe yaptıran ve poliçeleri 2024 yılında da devam edenlerin, teminat bedelini yükseltmesi ve enflasyon korumalı güncel bedellerden yararlanabilmesi için güncelleme (zeyil) yaptırmalı. Sigorta şirketi, acente veya banka şubesine zeyil talebi iletilebilir. Bunun için cüzi bir bedel ödeniyor. Zeyil yapılmaması halinde bir önceki tarifeye göre ödeme alınabiliyor.

BU AYRINTILARA DİKKAT!

Teminatınızın düşük olduğunu düşünüyorsanız ne yapmalısınız?

Daha fazla teminat almak isteyenler, DASK’ın sorumlu olduğu tutar olan zorunlu sigorta teminatı üzerine sigorta şirketlerinden ihtiyari sigorta yaptırabilirler.

Poliçeyi her yıl yenilemek gerekir mi?

Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi süresi 1 yıldır. Poliçenin her yıl yenilenmesi gerekmektedir. Yenilenmezse, DASK’ın teminata ilişkin sorumluluğu poliçede belirtilen bitiş tarihi itibariyle sona erer.

Hasar ihbarı nasıl yapılır?

Zorunlu Deprem Sigortası’na sahip vatandaşlar hasar bildirimlerini DASK’a Alo DASK 125, e-Devlet ve kurumun web sitesi aracılığı ile iletebiliyor.

Hasar ihbarında süre kısıtlaması var mı?

Sigortalılar, 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla diledikleri vakit hasar ihbarlarını yapabilirler.

Apple’dan iPhone sahiplerine acil uyarı!

Yeni bir siber saldırının 1,4 milyar Apple cihazını hedef aldığı bildirildikten sonra tüm iPhone kullanıcılarına acil uyarı mesajı gönderildi.

Teknoloji devi, yayınladığı uyarıda potansiyel tehditlerin nasıl ayırt edilebileceğini ve saldırılardan nasıl korunulması gerektiğini aktardı.

Bilgisayar korsanları, Apple‘danmış gibi görünen mesajlar göndererek kullanıcıları iCloud hakkında “önemli bir istek” bağlantısına yönlendirmeyi amaçlayan SMS kimlik avı kampanyaları kullanıyor.

Kaliforniya merkezli Symantec güvenlik firması saldırıyı bu ay keşfetti ve bağlantıların kullanıcıları Apple Kimlik bilgilerini vermeye çağıran sahte web sitelerine yönlendirdiği konusunda uyardı.

APPLE’DAN İKİ FAKTÖRLÜ DOĞRULAMA ÇAĞRISI

Apple, böyle bir saldırıya yönelik kurallar belirleyerek iPhone sahiplerini, hesaplarına erişmek için parola ve altı haneli doğrulama kodu gerektiren iki faktörlü kimlik doğrulamayı kullanmaya çağırdı.

Güvenlik şirketi, internet sitesinde yaptığı paylaşımda, “Bu kimlik bilgileri son derece değerlidir; cihazlar üzerinde kontrol, kişisel ve finansal bilgilere erişim ve yetkisiz satın alımlar yoluyla potansiyel gelir sağlar” ifadelerine yer verdi.

“GÜVENLİĞİ DEVRE DIŞI BIRAKMANIZI ASLA İSTEMEZ”

Apple, destek sayfasında dolandırıcıların iPhone kullanıcılarından iki faktörlü kimlik doğrulama veya Çalıntı Cihaz Koruması gibi özellikleri devre dışı bırakmalarını da isteyebileceğini belirtti. Teknoloji devi, “Bunun bir saldırıyı durdurmaya yardımcı olmak veya hesabınızın kontrolünü yeniden ele geçirmenize olanak sağlamak için gerekli olduğunu iddia edecekler” ifadelerini kullandı.

Açıklamada Apple’ın, kullanıcılarından cihazlarındaki veya hesaplarındaki herhangi bir güvenlik özelliğini devre dışı bırakmalarını “asla istemeyeceği” belirtildi.

APPLE URL’Sİ İLE UYUŞMAYACAK

Sahtekarlığı tespit etmenin yolları olduğu aktarılan açıklamada en belirgin ipucu metindeki bağlantı olarak belirlendi. Mesaj inandırıcı görünse de, URL Apple’ın web sitesiyle uyuşmayacaktır. Apple ayrıca, bilgisayar korsanlarının genellikle şirketin standartlarından önemli ölçüde farklı görünen metinler gönderdiğini de ekledi.

Dikkat, birikmiş paranız olabilir! İşte kontrol etme yöntemi

Milyonlarca vatandaş özel yaşamlarında çeşitli nedenlerle acil nakit ihtiyacı duyabiliyor.

Birçok kişinin bilmediği önemli bir ayrıntı, özel sektörde çalışan işçilerin farkında olmadan hesaplarında binlerce TL biriktirmiş olabileceğidir.

Bu biriken parayı öğrenmenin önemli bir yolu ise her gün milyonlarca kişinin kullandığı e-Devlet üzerinden geçiyor.

İşte tek tek yapmanız gerekenler…

E-devlet’te iki şekilde para birikmiş olabilir. İlki, eğer sigortalı bir çalışansanız, zorunlu olarak Bireysel Emeklilik Sistemi’ne dahil edilirsiniz. Birçok çalışan bunu bilmediği için, her ay maaşlarından yapılan kesintilerle istemeden de olsa para biriktirir.

Bir diğer biriken para türü ise şahıs ödemeleridir. Askerlik, doğum yardımı, yol parası gibi çeşitli nedenlerle devlet tarafından yapılan ödemeler, teslim almadığınız sürece hesabınızda bekler.

Biriken para nasıl kontrol edilir?

Dijital Türkiye yolunda atılan en büyük adımlardan biri olan e-Devlet uygulaması, vatandaşlara devlet tarafından sunulan hizmetleri elektronik ortamda erişilebilir kılıyor. Adınıza biriken tüm paraları e-Devlet üzerinden öğrenmek mümkün. İşte adım adım yapmanız gerekenler:

  1. E-Devlet Kapısı uygulamasını açın veya tarayıcı üzerinden siteye gidin.
  2. T.C. Kimlik Numaranız ve Şifrenizle Giriş Yapın
  3. Arama Çubuğuna “Takasbank” Yazın, çıkan ekranda BES Bakiyenizi Görüntüleyin. Eğer bakiyenizi çekmek istiyorsanız, ilgili sigorta şirketine ulaşarak paranızı alabilirsiniz.

Devletten yapılan ödemeler nasıl sorgulanır?

Devlet tarafından askerlik, doğum yardımı, yol parası gibi çeşitli nedenlerle yatırılan parayı görmek için şu adımları izleyin:

  1. E-Devlet Kapısı uygulamasını açın veya tarayıcı üzerinden siteye gidin.
  2. T.C. Kimlik numaranız ve şifrenizle giriş yapın.
  3. Arama çubuğuna “Şahıs Ödemeleri Sorgulama” yazın.

Karşınıza çıkan ekranda adınıza yatırılan para olup olmadığını kontrol edin. Eğer adınıza yapılmış bir ödeme görünüyorsa, en yakın PTT şubesine giderek paranızı çekebilirsiniz

Exit mobile version