Yollarda akıllı ulaşım devrimi! 3 büyükşehirde uygulanacak

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Kooperatif ve Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu Geliştirilmesi” ve “Uydu Destekli Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Otomasyon Projesi”nde gelinen son aşamaya dair açıklamalarda bulundu. Uraloğlu, Kooperatif ve Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu Geliştirilmesi Projesi’nin Karayolları Genel Müdürlüğü, Türksat ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi Başkanlığı (UDHAM) ile yapılan 3’lü protokol çerçevesinde bir AR-GE projesi olarak yürütüldüğünü anımsatarak, “Akıllı Ulaşım Sistemleri mimarisi standartları ile Kooperatif Akıllı Ulaşım Sistemi verilerini tek bir merkezde IoT yazılım çatısı altında toplayarak AUS uygulamalarında koordinasyonu sağlayacağız. Bu sayede sistemler arası bütünlük ve birlikte çalışabilirliğin tesis edilmesi, karayollarındaki sistemlerin izlenebilirliğinin ve yönetilebilirliğinin sağlanması, ortaya koyulacak gereksinimler ile teknolojik gelişmelere yön vererek operasyonel kabiliyetin artırılmasını hedefliyoruz.” diye konuştu.

“30 Kilometre Pilot Uygulama”

AUS IoT Merkez Yazılımının Ankara, Antalya ve İstanbul Karayolları Bölge Müdürlüğündeki kontrol merkezlerinde yapılacağını kaydeden Bakan Uraloğlu, “Kooperatif ve Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu ile yeni nesil iletişim teknoloji ve protokollerinin kullanılarak haberleşme ve uyarı senaryolarının gerçekleştirileceği Türkiye’de ilk defa 30 kilometrelik kesimde pilot sahada bir proje başlattık. Yolda meydana gelen kaza, duran araç, gizli buzlanma, yola düşen nesne, yol yapım ve bakım çalışmaları, şerit veya yol kapama gibi trafik güvenliği, seyahat hızı, konfor ve zamanı etkileyen olaylar tespit edilerek yol kullanıcılarına anlık olarak bilgilendirme sağlanacak. Yollara; Akıllı Sinyalizasyon, Kamera, Yol Sensörleri, Görüntü İşleme, Olay Algılama, Değişken Mesaj İşaretleri, Değişken Trafik İşaretleri, Meteorolojik Bilgi Sistemleri gibi Akıllı Ulaşım Sistemleri kurulacak. Ankara, İstanbul ve Antalya Bölgesinde kurulan kontrol merkezlerinde Sistem ve Network Ekipmanlarının kurulumları yapılacak. Ayrıca Fiber ve Enerji altyapı kurulumları da gerçekleştirilecek.” şeklinde konuştu.

Proje 2026 yılında tamamlanacak.

Kooperatif ve Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu Geliştirilmesi Projesi’nin 23 Kasım 2023 tarihinde başladığını anımsatan Uraloğlu, yazılımın tamamlanması ve saha kurulum süresinin 24 ay olduğunu belirtti. Uraloğlu, projenin işletme ve bakım süresinin ise 12 ay olduğunu, 23 Kasım 2026’da projenin bitirilmesini hedeflediklerini söyledi. Projenin saha keşiflerinin tamamlandığını kaydeden Uraloğlu, “Detaylı dokümantasyon hazırlıkları yapıldı, yakın zamanda saha kurulumları başlayacak. Ayrıca yazılım analiz ve tasarım kabulü sonrası da yazılım geliştirme aşaması başlayacak.” açıklamasında bulundu.

Akıllı Ulaşım Sistemlerine Uydu Desteği

Uydu Destekli Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Otomasyon Projesi hakkında da açıklamalarda bulunan Bakan Uraloğlu, yerli ve milli uydu haberleşme teknolojilerinin akıllı ulaşım sistemleri alanında kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla başlatılan Uydu Destekli Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Otomasyon Projesi’nde bütün süreçlerin tamamlandığını duyurdu. Uraloğlu, “Proje hizmete alındığında akıllı ulaşım sistemi mimarisi, Türksat uyduları ile desteklenerek veri akışı kesintisiz hale getirilecek.” ifadelerini kullandı.

Proje hizmete alındığında karayolu ve haberleşme sektörleri başta olmak üzere, ulaşım sektörlerinin birbiriyle entegrasyonunu sağlamak amacıyla Türkiye’nin Ulusal AUS Mimarisi’nin oluşturulduğunu kaydeden Bakan Uraloğlu, “Böylece insansız kara araçları başta olmak üzere yeni nesil ulaşım teknolojilerinde kullanılan araçların iletişimi Türksat uyduları ile kesintisiz hale gelecek, kazaların da önüne geçilecek.” dedi.

Bakan Uraloğlu, projenin iki ana iş paketi kapsamında tamamlandığını söyleyerek, ilk pakette uydu üzerinden haberleşme sağlayabilen Ka Bant Sabit/Mobil IoT Terminal Antenlerin ve Ka Bant Kara SOTM Antenin üretimlerinin tamamlandığını bildirdi. Uraloğlu, “Üretimleri tamamlanmış antenlerin temel saha testlerini 9 Ocak’ta Türksat yerleşkesinde tamamladık. Testleri başarıyla geçen antenler AUS alanında kullanım kabiliyetleriyle tam not aldı.” dedi. İkinci ana iş paketi kapsamında ise Türkiye ve dünyadaki AUS ve AUS mimarileri alanındaki mevcut durumunun detaylı analizini yaparak Ulusal AUS Mimarisi ve yazılımını geliştirdiklerini bildiren Bakan Uraloğlu, Uydu Destekli Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Otomasyon Projesi’nin bütün süreçlerinin tamamlandığını ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi Başkanlığı (UDHAM) ile Haberleşme Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanacak proje sonuç raporunun ardından hayata geçirileceğini söyledi.

Bir başarı daha! ABD ambargo uyguladı, Türkiye kendisi yaptı

Teknopark Ankara’da faaliyet gösteren ARTI Endüstriyel Elektronik, savunma ve endüstriyel elektronik sistemleri için geliştirdiği özel tasarımların seri üretim, teknik destek, onarım ve bakımını gerçekleştiriyor.

ARTI, sahip olduğu bu yeteneklerle savunma sanayisindeki millileştirme projelerine katkı sağlıyor.

Üretim ve Teknik Servis Müdürü Aslı Büşra Demirbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yılı aşkın süredir bu görevi üstelendiğini, şirketin de 1995 yılından bu yana AR-GE tabanlı olarak güç elektroniği çözümleri ürettiğini söyledi. Demirbaş, bu kapsamda güç dağıtım birimleri, batarya yönetim sistemleri, güç elektroniği, baskılı devre kartı tasarımı, şematik tasarımı, yazılım tasarımı ve mekanik tasarım alanlarında aktif olarak rol oynadıklarını, tüm tasarımların üretimini de kendi bünyelerinde yaptıklarını ifade etti.

Bu faaliyetleri 40’ı aşkın personelle gerçekleştirdiklerini anlatan Demirbaş, millileştirme projeleri ve ülkenin refahını yükseltecek olan ürünleri geliştirmeye çok hevesli olduklarını vurguladı.

Özellikle savunma sanayisine çalışan alt yüklenicilerde bu bilincin olması gerektiğini dile getiren Demirbaş, şöyle konuştu:

“Hepimiz vatanımız ve milletimiz için bir şeyler gerçekleştiriyoruz. Son olarak ASELSAN’dan gelen bir ürünle ilgili çalışma yaptık. Millileştirme çalışmaları kapsamında yurtdışından alınan bir ürünün yurtdışı kaynaklarının tükenmesi durumunda alternatif olarak değerlendirilmiştir. Bu ürünle ilgili tasarımlar tamamlandıktan sonra ürünün üretimi yani elektronik kart dizgisi, elektronik kart testi ve mekanik montaj kısımları üretim bölümümüzde gerçekleştirmektedir. Millileştirilmiş bir ürün olduğu için seri üretim hattının da yoğunluğu göz önünde alınarak tasarım aktiviteleri gerçekleştirilmiştir. Bu tasarım aktivitelerinde seri üretim hızımızı ayarlayabilmek ve arttırabilmek, verimimizi arttırabilmek amacıyla test sistemi oluşturarak seri üretim tarafımızı da canlandırdık ve yükselttik.”

Demirbaş, 2 prototipin ardından 8 adet teslimat tamamladıklarını, önümüzdeki aylarda bunlara 30 adet daha ekleneceğini ve 2025 yılındaki 125 adet teslimat gerçekleştireceklerini aktardı.

YENİ TEKNOLOJİLERLE DAHA GELİŞMİŞ ÇÖZÜM

Tasarım ve AR-GE Mühendisi Selim Enes Yolalan da millileştirme için Mart 2022’de birim teklifine çıkıldığını söyledi.

Bu konudaki ihtiyacın farkında olduklarını vurgulayan Yolalan, şunları kaydetti:

“Daha önce ABD menşeli firmadan alınan bir ürün. Daha sonra belirli ambargolar nedeniyle alınamamaya başlandı. Bu da yerlileştirme için büyük bir imkan sağladı bize. Gelen teklif doğrultusunda gerekli çalışmalarımızı yaptık. Daha sonra kabul aşamasına eriştik. Ön tasarımla birlikte prototip üretim için hazırlıklara başlamış olduk.

18-33 volt giriş gerilim aralığında 775 ile 1000 volt arasında bir çıkış gerilimi isteniyordu. Bu süre 42 milisaniye gibi ciddi kısa bir süre. Bu süreyi elde etmek için başlarda çok daha alışık olmadığımız komponentler kullanmaya başladık. Bu bize güç elektroniği alanındaki tecrübelerimizi kullanarak yeni tecrübeler edinmeyi sağladı. Yurt dışındaki benzer ürünleri de inceleyerek kendimize yeni özellikler, teknolojiler katmaya başardık. Daha sonrasında nominal gerilimde 26 milisaniye gibi ciddi bir süre elde ettik. Yurt dışına kıyasla yüzde 50’ye yakın daha hızlı şarj süresine ulaştık”

Geliştirdikleri çözümün ASELSAN’ın ENGEREK sisteminde kapasitör şarj güç kaynağı görevi gördüğünü anlatan Yolalan, “Lazer güdümlü mühimmatların ateşlenmesinde kullanılırken, mühimmatların hedefini bulması için sahada bir operatör tarafından komuta edilmesi gerekiyor. O lazerin ateşlenmesi için de bu güç kaynağına ihtiyaç var. 1000 volt gibi bir seviyede lazer ateşlenmesi yapılıyor. Bu belli periyotlarla hızlı şekilde yapıldığından dolayı da mühimmatın hedefine ulaşılması sağlanıyor.” dedi.

Ürün için bir yıl gibi bir tasarım aşaması yürüttüklerini anlatan Yolalan, daha sonra 6 ay kadar kalifikasyon, sıcaklık, titreşim gibi askeri standartlara yönelik testleri geçtiklerini belirtti.

DAHA YÜKSEK PERFORMANS, DAHA DÜŞÜK MALİYET

Muadil üründen çok daha küçük hacme sahip bir çözüm geliştirdiklerine işaret eden Yolalan, buna karşın halen kullanılan bir sistemde yer aldığı için hacmi küçültme yoluna gitmediklerini belirtti. Yolalan, “Mekaniğin içi ısı atımı olarak daha rahat bir seviyede olduğundan sıcaklıkla ilgili sorunlar hiç yaşanmadı. Şarj süresi olarak çok daha iyi bir seviyede olduğumuz için farklı alanlarda, değişik tasarımlarda da kullanılma imkanı mevcut. Yerlileştirdiğimiz ürünün şarj seviyesi gözü açıp kapamadan çok daha hızlı bir sürede ve yüzde 50’ye yakın daha yüksek hızda.” diye konuştu.

Millileştirmedeki önemli hedeflerden birinin yüksek katma değer elde etmek olduğunu vurgulayan Yolalan, bunun yanında ürünün ülke içinde daha uygun fiyatlara son kullanıcıya teslim edilmesinin amaçlandığını söyledi. Yolalan, yerlileştirilen ürün sayesinde yüzde 60’a yakın maliyet avantajı sağlandığını bildirdi.

Selim Enes Yolalan, bundan sonraki hedeflerine ilişkin şu bilgileri verdi:

“Bu, bir platforma özel geliştirdiğimiz bir ürün. Bunu daha iyi bir teknolojiyle raf ürünü haline getirerek farklı platformlara da entegre etmeyi hedefliyoruz. Şu an bu mekanik montajı yapılan bir ürün. Konnektör yardımı ile birlikte enerji aktarımı sağlanıyor. Bunun daha sonra modül haline getirilerek PCB tipi kart üzerine lehimlenerek de kullanımını hedeflemekteyiz. Raf ürünü olarak da ülkemize bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Bu tarz millileştirmelerin her zaman ülkemizde daha aktif rol alması gerektiğini düşünüyorum. Bunun sadece ambargolarla kalmaması, halihazırda alınan muadil ürünlere yönelik benzer çalışmaların yapılmasını, böylece ülkemize yeni katma değerler katılmasını desteklemekteyiz.”

Deprem sigortasında temmuz tarifesi! Teminat tutarı arttı

Türkiye, deprem coğrafyası üzerinde bulunuyor. Son verilere göre, Türkiye genelinde 45 ilde 5.5 ve üzeri deprem üretebilecek 485 diri fay bulunuyor. Özetle, her an deprem riskiyle karşı karşıyayız. Bu nedenle depreme karşı her zaman hazırlıklı olmalıyız. Alınabilecek en önemli önlem, binaların sağlamlığı. Yapı güvenliğinden sonra ikinci adım finansal güvenceler. Bu noktada da sigortalar devreye giriyor. İlk yaptırılması gereken ‘Zorunlu Deprem Sigortası.’ Adı üstünde yaptırılması zorunlu ancak şu anda sigortalılık oranı yüzde 57 seviyesinde.

ENFLASYON AYARI

Şubat 2024 itibarıyla Zorunlu Deprem Sigortası’na değişen ekonomik koşullar nedeniyle hak sahiplerinin menfaatlerinin korunması amacıyla enflasyon güncellemesi geldi. Artık primler ve teminatlar, her ay Üretici Fiyat Endeksi’ne (ÜFE) göre artırılıyor. Böylece primlerin ve teminatların yıl içerisinde değer kaybetmesinin önlenmesi hedefleniyor. Ocak 2024 itibarıyla azami teminat tutarı 640 bin TL’den 1 milyon 272 bin TL’ye yükseltilmişti. Aydan aya yapılan ÜFE artışlarıyla birlikte 1 Temmuz itibarıyla azami teminat tutarı 1 milyon 516 bin 428 lira olarak uygulanıyor.

METREKARE BEDELLERİ

Sigorta bedelinin (teminat tutarı) hesaplamasında kullanılan ve yapı tarzına göre tespit edilen metrekare birim maliyetleri de aynı şekilde enflasyona göre artıyor. Buna göre yılbaşında betonarme konutlar için 6 bin TL olan sigorta bedeli hesabına esas metrekare bedeli 1 Temmuz itibarıyla 7 bin 153 lira, diğer konutlar için 4 bin TL olan bedel 4 bin 769 liraya çıktı. Bu bedeller, ödenmesi gereken prim tutarının hesabında etkili oluyor. Buna göre, söz konusu metrekare maliyetleri ve meskenin brüt yüzölçümünün çarpımı sonucu bulunan sigorta bedeli (teminat tutarı) ile tarife fiyatının çarpımı sonucu prim hesaplanıyor.

GÜNCELLEMEYİ UNUTMAYIN

1 Ocak 2024 ve sonrasında poliçe yaptıranlar, enflasyon güncellemelerinden ve iki katına çıkarılan teminat tutarından yararlanabiliyor. Güncellemelere ilişkin tebliğin yayımı tarihinden (28 Aralık 2023) önce akdedilen ve teminat başlangıç tarihi 1 Ocak 2024 ve sonrası olan sigorta sözleşmeleri, prime ilişkin herhangi bir işlem yapılmaksızın yeni rakamlara tabi oldu. Ancak, 28 Aralık 2023’ten önce poliçe yaptıran ve poliçeleri 2024 yılında da devam edenlerin, teminat bedelini yükseltmesi ve enflasyon korumalı güncel bedellerden yararlanabilmesi için güncelleme (zeyil) yaptırmalı. Sigorta şirketi, acente veya banka şubesine zeyil talebi iletilebilir. Bunun için cüzi bir bedel ödeniyor. Zeyil yapılmaması halinde bir önceki tarifeye göre ödeme alınabiliyor.

BU AYRINTILARA DİKKAT!

Teminatınızın düşük olduğunu düşünüyorsanız ne yapmalısınız?

Daha fazla teminat almak isteyenler, DASK’ın sorumlu olduğu tutar olan zorunlu sigorta teminatı üzerine sigorta şirketlerinden ihtiyari sigorta yaptırabilirler.

Poliçeyi her yıl yenilemek gerekir mi?

Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi süresi 1 yıldır. Poliçenin her yıl yenilenmesi gerekmektedir. Yenilenmezse, DASK’ın teminata ilişkin sorumluluğu poliçede belirtilen bitiş tarihi itibariyle sona erer.

Hasar ihbarı nasıl yapılır?

Zorunlu Deprem Sigortası’na sahip vatandaşlar hasar bildirimlerini DASK’a Alo DASK 125, e-Devlet ve kurumun web sitesi aracılığı ile iletebiliyor.

Hasar ihbarında süre kısıtlaması var mı?

Sigortalılar, 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla diledikleri vakit hasar ihbarlarını yapabilirler.

Apple’dan iPhone sahiplerine acil uyarı!

Yeni bir siber saldırının 1,4 milyar Apple cihazını hedef aldığı bildirildikten sonra tüm iPhone kullanıcılarına acil uyarı mesajı gönderildi.

Teknoloji devi, yayınladığı uyarıda potansiyel tehditlerin nasıl ayırt edilebileceğini ve saldırılardan nasıl korunulması gerektiğini aktardı.

Bilgisayar korsanları, Apple‘danmış gibi görünen mesajlar göndererek kullanıcıları iCloud hakkında “önemli bir istek” bağlantısına yönlendirmeyi amaçlayan SMS kimlik avı kampanyaları kullanıyor.

Kaliforniya merkezli Symantec güvenlik firması saldırıyı bu ay keşfetti ve bağlantıların kullanıcıları Apple Kimlik bilgilerini vermeye çağıran sahte web sitelerine yönlendirdiği konusunda uyardı.

APPLE’DAN İKİ FAKTÖRLÜ DOĞRULAMA ÇAĞRISI

Apple, böyle bir saldırıya yönelik kurallar belirleyerek iPhone sahiplerini, hesaplarına erişmek için parola ve altı haneli doğrulama kodu gerektiren iki faktörlü kimlik doğrulamayı kullanmaya çağırdı.

Güvenlik şirketi, internet sitesinde yaptığı paylaşımda, “Bu kimlik bilgileri son derece değerlidir; cihazlar üzerinde kontrol, kişisel ve finansal bilgilere erişim ve yetkisiz satın alımlar yoluyla potansiyel gelir sağlar” ifadelerine yer verdi.

“GÜVENLİĞİ DEVRE DIŞI BIRAKMANIZI ASLA İSTEMEZ”

Apple, destek sayfasında dolandırıcıların iPhone kullanıcılarından iki faktörlü kimlik doğrulama veya Çalıntı Cihaz Koruması gibi özellikleri devre dışı bırakmalarını da isteyebileceğini belirtti. Teknoloji devi, “Bunun bir saldırıyı durdurmaya yardımcı olmak veya hesabınızın kontrolünü yeniden ele geçirmenize olanak sağlamak için gerekli olduğunu iddia edecekler” ifadelerini kullandı.

Açıklamada Apple’ın, kullanıcılarından cihazlarındaki veya hesaplarındaki herhangi bir güvenlik özelliğini devre dışı bırakmalarını “asla istemeyeceği” belirtildi.

APPLE URL’Sİ İLE UYUŞMAYACAK

Sahtekarlığı tespit etmenin yolları olduğu aktarılan açıklamada en belirgin ipucu metindeki bağlantı olarak belirlendi. Mesaj inandırıcı görünse de, URL Apple’ın web sitesiyle uyuşmayacaktır. Apple ayrıca, bilgisayar korsanlarının genellikle şirketin standartlarından önemli ölçüde farklı görünen metinler gönderdiğini de ekledi.

Dikkat, birikmiş paranız olabilir! İşte kontrol etme yöntemi

Milyonlarca vatandaş özel yaşamlarında çeşitli nedenlerle acil nakit ihtiyacı duyabiliyor.

Birçok kişinin bilmediği önemli bir ayrıntı, özel sektörde çalışan işçilerin farkında olmadan hesaplarında binlerce TL biriktirmiş olabileceğidir.

Bu biriken parayı öğrenmenin önemli bir yolu ise her gün milyonlarca kişinin kullandığı e-Devlet üzerinden geçiyor.

İşte tek tek yapmanız gerekenler…

E-devlet’te iki şekilde para birikmiş olabilir. İlki, eğer sigortalı bir çalışansanız, zorunlu olarak Bireysel Emeklilik Sistemi’ne dahil edilirsiniz. Birçok çalışan bunu bilmediği için, her ay maaşlarından yapılan kesintilerle istemeden de olsa para biriktirir.

Bir diğer biriken para türü ise şahıs ödemeleridir. Askerlik, doğum yardımı, yol parası gibi çeşitli nedenlerle devlet tarafından yapılan ödemeler, teslim almadığınız sürece hesabınızda bekler.

Biriken para nasıl kontrol edilir?

Dijital Türkiye yolunda atılan en büyük adımlardan biri olan e-Devlet uygulaması, vatandaşlara devlet tarafından sunulan hizmetleri elektronik ortamda erişilebilir kılıyor. Adınıza biriken tüm paraları e-Devlet üzerinden öğrenmek mümkün. İşte adım adım yapmanız gerekenler:

  1. E-Devlet Kapısı uygulamasını açın veya tarayıcı üzerinden siteye gidin.
  2. T.C. Kimlik Numaranız ve Şifrenizle Giriş Yapın
  3. Arama Çubuğuna “Takasbank” Yazın, çıkan ekranda BES Bakiyenizi Görüntüleyin. Eğer bakiyenizi çekmek istiyorsanız, ilgili sigorta şirketine ulaşarak paranızı alabilirsiniz.

Devletten yapılan ödemeler nasıl sorgulanır?

Devlet tarafından askerlik, doğum yardımı, yol parası gibi çeşitli nedenlerle yatırılan parayı görmek için şu adımları izleyin:

  1. E-Devlet Kapısı uygulamasını açın veya tarayıcı üzerinden siteye gidin.
  2. T.C. Kimlik numaranız ve şifrenizle giriş yapın.
  3. Arama çubuğuna “Şahıs Ödemeleri Sorgulama” yazın.

Karşınıza çıkan ekranda adınıza yatırılan para olup olmadığını kontrol edin. Eğer adınıza yapılmış bir ödeme görünüyorsa, en yakın PTT şubesine giderek paranızı çekebilirsiniz

Yeni ölüm kapsülü: İntiharı yüceltiyor mu? Barışçıl bir çözüm mü?

Sarco, ölüm isteyen bireylere yönelik bir seçenek olarak ortaya çıkıyor ve kullanımıyla ilgili tartışmaları da beraberinde getiriyor.

Sarco, içerisinde yer alan ötanazi ilacı sayesinde kişilere hızlı ve ağrısız bir şekilde hayatlarını sonlandırma fırsatı veriyor.

Bu teknoloji, özellikle terminolojik hastalıklar veya yaşam kalitesi ciddi şekilde bozulmuş bireyler için bir alternatif olarak değerlendiriliyor. Sarco’nun kullanımı, önceden belirlenmiş bir süreç üzerinden gerçekleştiriliyor ve kişinin kendi isteği ve kontrolü altında son anlarını yaşamasına olanak tanıyor.

İsviçre’nin bu teknolojiyi kullanarak ölüm hakkında yapılan tartışmalara yeni bir boyut kazandırması bekleniyor. Sarco’nun, bireylerin yaşam sonu tercihlerine yönelik daha fazla seçenek sunması ve bu konudaki toplumsal farkındalığı artırması umuluyor.

Barışçıl Ölüm İddiası: Dr. Ölüm’ün 3D Yazıcıyla Basılan Kapsülü Tartışmaları Alevlendiriyor

Tartışmalı ötanazi aktivisti Dr. Philip Nitschke, “Dr. Ölüm” lakabıyla bilinen ve ötanazi konusundaki çalışmalarıyla tanınan bir isim, 3 boyutlu yazıcıyla basılan ve tartışmalara yol açan yeni bir ölüm makinesi icat etti.

Ölüm Kapsülü: Dr. Ölüm’ün İcadı Tartışma Yaratıyor

Tabut benzeri bu ölüm kapsülü, ötanazi isteyen kişinin bir düğmeye basmasıyla odanın azotla dolmasını sağlıyor. Bu süreç, kişinin oksijensiz kalarak saniyeler içinde hayatını kaybetmesine neden oluyor.

Dr. Nitschke, cihazın hızlı ve acısız bir ölüm sağladığını iddia ederek, “Bu kapsül, kullanıcıların boğulma hissi, acı veya panik yaşamadan barışçıl bir şekilde hayatlarına son vermelerine olanak tanıyor” diyor.

Ölümcül cihazın lansmanının temmuz ayında yapılması planlanıyor ve hazırlıkların büyük ölçüde tamamlandığı belirtiliyor. Ayrıca, cihazla gerçekleştirilecek ilk ötanazi için bir adayın seçildiği öne sürülse de bu kişinin kim olduğu henüz açıklanmadı.

Destekli ölüm savunucusu ve Avustralyalı araştırmacı Dr. Nitschke’nin bu icadı, çeşitli gruplar tarafından büyük tepki topladı. Yaşam yanlısı grup CARE’nin yöneticisi James Mildren, “Philip Nitschke’nin cihazı çok sayıda yorumcu tarafından kınandı.

Birçok kişi bunun intiharı önemsizleştirdiğini, hatta yücelttiğini düşünüyor. İntiharın, iyi toplumların her durumda önlemeye çalıştığı bir trajedi olduğuna inanıyoruz.

İnsanlara yardım etmenin, yaşamı mahvetmeden etik yolları da var.” diyerek tepkisini dile getirdi.

İsviçre’de geçen yıl yaklaşık bin 250 kişi destekli intihar yoluyla yaşamına son verdi.

Bu rakam, destekli ölüm konusundaki tartışmaları daha da alevlendiriyor. Dr. Nitschke’nin cihazı, hem ötanazi savunucuları hem de karşıtları tarafından yoğun bir şekilde tartışılıyor.

Ötanazi hakkını savunanlar, bu kapsülün insanların onurlu bir şekilde hayatlarına son verme şansı verdiğini belirtirken, karşıtları ise bunun intiharı teşvik ettiğini ve toplumsal değerleri zedelediğini savunuyor.

Dr. Nitschke, bu yeni teknolojinin ötanazi tartışmalarında önemli bir yer edineceğini ve insanların ötanazi hakkı konusundaki farkındalığını artıracağını umuyor. Ancak, cihazın kullanımı ve yaygınlaşmasıyla ilgili etik ve yasal tartışmaların devam edeceği kesin görünüyor.

O markalar şoke etti! Türkiye’de 4 katına satılıyor

Türkiye’deki ikinci el otomobil piyasasındaki durgunluk sık sık gündeme geliyor. Oto galeri sahipleri, araç stoklarının erimesi konusunda endişeli olduklarını ve piyasanın kötüleştiğini belirtiyorlar. İlan sitelerinde bireysel satış ilanları da artış gösteriyor. Özellikle ikinci el “lüks” otomobillerdeki fiyat farklarına dikkat çekiliyor. Almanya’nın Düsseldorf şehrindeki en işlek ikinci el otomobil galerisinde bulunan aynı model ve yaşta araçlar, Türkiye’deki fiyatlarına göre yaklaşık dört kat daha pahalıya satılıyor.

2003 Ferrari 575M Maranello ve Aston Martin V8 Vantage gibi modeller, Türkiye’de Avrupa’ya kıyasla önemli ölçüde daha yüksek fiyatlarla satışa sunuluyor. Örneğin, Almanya’da 120 bin euroya (4,2 milyon TL) satılan Ferrari 575M Maranello, Türkiye’de 15,5 milyon TL’ye ilan ediliyor. Aynı şekilde, Almanya’da 100 bin euroya (3,5 milyon TL) alıcı bulan Aston Martin V8 Vantage, Türkiye’de 13,8 milyon TL’ye satışa çıkarılmış durumda.

Lamborghini’de Büyük Fiyat Farkı

Herkesin hayallerini süsleyen Lamborghini Aventador LP700-4 model aracın Avrupa’daki satış fiyatı 285 bin euro (10,1 milyon TL) iken, Türkiye’de neredeyse 40 milyon TL’ye satışa sunuluyor.

Sıfır Araç Satışlarındaki Durum

Türkiye’de Haziran ayında sıfır olarak satılan 1 adet Ferrari, 1 adet Aston Martin ve 1 adet Lamborghini marka araç bulunuyor. Ocak-Haziran döneminde ise toplamda 12 adet Ferrari, 10 adet Lamborghini ve 8 adet Aston Martin yeni sahiplerini buldu.

Genel Otomobil Satışları

Ocak-Haziran döneminde Türkiye genelinde otomobil satışları %7,3 artarak 462 bin 955 adede, hafif ticari araç satışları ise %8,7 azalarak 115 bin 26 adede ulaştı.

Kooperatifler için 97 milyon lira hibe desteği!

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Uluslararası Kooperatifler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye’de yaklaşık 50 bin kooperatiften 35 bininin aktif olduğunu belirtti. Kadın kooperatiflerinin sayısının 1138 olduğunu vurgulayan Bolat, KOOP-DES programı hakkında bilgi verdi. Programın, 2020 yılında kurulmasından bu yana kadın kooperatifleri başta olmak üzere birçok kooperatifi desteklediğini ifade etti.

Kadın Kooperatiflerine Milyonlarca Lira Destek

KOOP-DES’in 2020-2023 döneminde kadın kooperatiflerine odaklandığını belirten Bolat, 2020 yılında 41 ilde 139 kooperatifin 141 projesine 14,3 milyon lira hibe sağlandığını söyledi. 2021’de 59 ilde 145 kooperatifin 157 projesine 14,3 milyon lira, 2022’de 64 ilde 190 kooperatifin 205 projesine 20,4 milyon lira hibe verildiğini, geçen yıl ise 54 ilde 151 kooperatifin 157 projesine 27,4 milyon lira destek sağlandığını açıkladı. Bu yıl ise 40 ilden 89 kooperatifin 97 projesine 20 milyon 585 bin lira destek verilmesi kararlaştırıldı. 2020-2024 döneminde toplam 714 kooperatifin 757 projesi için 96 milyon 966 bin lira hibe sağlandığını belirtti.

Kadın ve Engelli Kooperatiflerine Özel Öncelik

Bolat, KOOP-DES’in, 2024 itibarıyla tüm kooperatiflerin başvurularına açıldığını ve ortaklarının çoğunluğunu kadınların, gençlerin ve engellilerin oluşturduğu kooperatiflere öncelik tanındığını vurguladı. Gıda, tekstil, tarım, eğitim, sanat, kafeterya işletmeciliği ve aromatik bitkilerin üretimi gibi alanlarda faaliyet gösteren kooperatiflerin destek aldığını söyledi. Kooperatiflerin makine-ekipman, nitelikli personel istihdamı ve fuar katılımı gibi konularda da başvuru yapabildiğini belirtti.

Kooperatifçilikte Eğitim ve Farkındalık Atağı

Bakanlık olarak kooperatifçilik alanında farkındalık oluşturulması için çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Bolat, e-ticaret, ihracat, kadın kooperatifleri ve mevzuat konularında eğitim ve bilgilendirme faaliyetlerine devam ettiklerini belirtti. 2024 yılı içinde çevrim içi ve yüz yüze gerçekleştirilen faaliyetlerle 5 binin üzerinde kişiye ulaşıldığını kaydetti. Ayrıca, sosyal kooperatifçilik, yenilenebilir enerji ve kampüs kooperatifleri gibi alanlarda da gelişim sağlanması amacıyla çalışmaların sürdüğünü söyledi.

 

Otomotiv endüstrisinde en fazla ihracat ‘otomobil ülkesi’ne yapıldı!

Türkiye otomotiv endüstrisi, yılın ilk yarısında ihracatının yüzde 52,78’ini Almanya, Fransa, Birleşik Krallık, İtalya ve İspanya’ya gerçekleştirdi. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, Türkiye’nin ihracat lideri olan otomotiv sektörü, 2024’ün ilk yarısını 17 milyar 701 milyon 161 bin dolarlık dış satımla kapattı. Geçen yılın aynı dönemine göre ihracatını yüzde 2,27 oranında artıran sektör, en fazla Avrupa ülkelerine ihracat yaptı.

Avrupa Ülkeleri İlk Sırada

Almanya, 2 milyar 435 milyon 115 bin dolarlık otomotiv ihracatı ile listenin başında yer aldı. Fransa’ya yapılan ihracat 2 milyar 72 milyon 401 bin dolar olurken, Birleşik Krallık’a 1 milyar 939 milyon 455 bin dolarlık ürün gönderildi. İtalya’ya 1 milyar 663 milyon 721 bin dolar ve İspanya’ya 1 milyar 232 milyon 648 bin dolarlık ihracat yapıldı. Bu beş Avrupa ülkesine yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 52,78’ini oluşturdu.

Suudi Arabistan ve Avustralya’ya İhracatta Büyük Artış

İlk 10 ülke arasında yer alan Polonya’ya 733 milyon 342 bin, Slovenya’ya 683 milyon 539 bin, Belçika’ya 622 milyon 408 bin, ABD’ye 564 milyon 78 bin ve Romanya’ya 514 milyon 71 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Sektörün ocak-haziran döneminde bazı ülkelere ihracatı önemli oranda arttı. Suudi Arabistan’a yapılan ihracat yüzde 238 artışla 41 milyon 827 bin dolardan 141 milyon 396 bin dolara yükseldi. Avustralya’ya yapılan ihracat ise yüzde 114,7 artışla 60 milyon 960 bin dolardan 130 milyon 909 bin dolara çıktı.

Bakan Göktaş açıkladı! E-ticaret yapan kadın kooperatiflerine kolaylık

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, “Kooperatifler Herkes İçin Daha İyi Bir Gelecek İnşa Eder” temasıyla kutlanan Uluslararası Kooperatifler Günü‘nde kooperatiflerin sürdürülebilir kalkınma ve istihdamda önemli bir rol oynadığını belirtti. Kooperatiflerin toplumsal ve ekonomik ihtiyaçlara çözüm üreten önemli kuruluşlar olduğunu vurgulayan Göktaş, Ticaret Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı ile imzalanan Kadın Kooperatiflerinin Güçlendirilmesi İşbirliği Protokolü kapsamında 81 ilde çeşitli faaliyetler yürüttüklerini söyledi.

Kadın Kooperatiflerine Destek Devam Ediyor

“Kadınların Kooperatifler Yoluyla Güçlendirilmesi Projesi” ile kadın kooperatiflerini desteklemeye devam ettiklerini belirten Göktaş, “Kadınlar, kooperatifler aracılığı ile ekonomik güçlerini bir araya getirerek kendi iş fırsatlarını oluşturuyor ve yaşam kalitelerini yükseltiyorlar” dedi. Kadın Kooperatifleri Çalışma Grupları ile 910 çalıştay ve bilgilendirme toplantısı düzenlediklerini ifade eden Göktaş, 1.012 yeni kadın kooperatifinin kurulmasına destek olduklarını ve çeşitli konularda 1200 kişiye eğitim verdiklerini ekledi. Bu faaliyetlerden bugüne kadar yaklaşık 45 binden fazla kişinin faydalandığını belirtti.

“Ben De Varım” Uygulaması Devrede

Bakanlık olarak verdikleri danışmanlık hizmeti ile kadın kooperatiflerinin ürünlerine ‘coğrafi işaret‘ almasına kolaylık sağladıklarını ifade eden Göktaş, “Kooperatifler E-Ticaret ile Daha Güçlü” temasıyla kadın kooperatiflerinin görünürlüğünü artırmak ve ekonomik olarak güçlenmelerini sağlamak için “Ben De Varım” uygulamasını başlattıklarını duyurdu. Bu adımla e-ticaret yapan kadın kooperatiflerine tek bir platform üzerinden erişim imkanı sağlanacak.

Yeni Protokollerle Daha Fazla Kadına Ulaşılıyor

Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) ile imzalanan “IPARD Programına İlişkin İşbirliği Protokolü” kapsamında kırsalda yaşayan kadınlara ücretsiz “TKDK Proje Hazırlama Eğitimi” verileceği müjdesini veren Göktaş, kadın girişimciliğini yaygınlaştırmayı hedeflediklerini söyledi. Kadın kooperatiflerinin güçlendirilmesi için kararlılıkla çalışmalarını sürdüreceklerini belirten Göktaş, “Bu vesileyle, tüm kooperatiflerin 6 Temmuz Uluslararası Kooperatifler Günü’nü kutluyorum” dedi.

Exit mobile version